Haberin İngilizcesi için tıklayın
Özgür Üniversite’nin bağlı olduğu Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı Başkanı ve kurucusu, yazar Fikret Başkaya’yla ilgili hazırlanan 42 sayfalık iddianamenin 25,5 sayfasında PKK ve KCK’nin ne olduğu anlatılıyor.
Başkaya’ya yönelik deliller ise 7 Kasım 2016 tarihinde ozguruniversite.org sayfasında yayınlanan “Asıl Terör Devlet Terörüdür” başlıklı yazısı ve ev aramasında bulunan fotoğraflar ile köşe yazıları. İddianamenin üç sayfasını da bu yazı oluşturuyor.
Savcı Yarcan Mutlu’nun hazırladığı iddianamenin geri kalan 11 sayfasında da “terör örgütü propagandası suçu”nun ne olduğu anlatılıyor.
Başkaya’yla ilgili “deliller” ise 2 sayfayı geçmiyor.
“İhbar üzerine” başladığı iddia edildi
Soruşturmanın, 10 Şubat 2017’de, suç konusu yazının yazılmasından aylar sonra Bursa Emniyet Müdürlüğü 155 ihbar hattına edilen telefonla başladığı ifade edildi.
Başkaya’ya bu iddianame sonucunda, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca “terör örgütü propagandası” yapmak suçlamasıyla Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. İlk duruşma 21 Mart 2019, saat 09.30’da görülecek.
“Toplumun huzurunu bozacak ifade”
Savcı Mutlu, iddianamenin “propaganda suçu” bölümüne “İnsan olmak, düşünmek ve düşündüklerini korkmadan açıklayabilmek demektir ki, bunun adına ifade hürriyeti denir” diye başlasa da ardından ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamaları anlatıyor:
“Uyumsuz, rahatsız edici ifadelerin de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini düşünürsek bir ifadenin zorunlu toplumsal ihtiyaç nedeniyle sınırlanabilmesi için, o ifadenin toplumun güvenliğini ya da huzurunu bozacak nitelikte olması gerekir.”
“Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahip olmakla birlikte, bu özgürlüğün sınırları, özgürlüğün kişiye yüklediği görev ve sorumluluklar ve kişinin içinde bulunduğu özel duruma göre daralabilmekte ya da genişleyebilmektedir.”
“Düşünmek biyolojik bir eylem”
İddianamede, düşünce özgürlüğü de şöyle tanımlandı:
“Düşünmek biyolojik bir eylem olduğundan bunun yasaklanması ya da özgür bırakılması hukuki anlamda bir geçerlilik taşımaz. Burada tartışılması gereken husus tabiatında özgür olan düşünceyi açıklama veya yayma durumudur.”
“Kürt vatandaşları maskesi altında…”
Başkaya’ya yöneltilen suçlama bölümünde ise “ifade özgürlüğünün suç teşkil eden bir eyleme dönüştüğü” ileri sürülüyor.
Savcı Mutlu, “Kürt vatandaşların özgürlükleri ve hakları konusunda kuşku bulunmadığını” da ifade etti:
“…hakları ve özgürlükleri için mücadelenin süreceğini, saldırı-direnme-karşı saldırı diyalektiğinin süregeleceğini yazısında dile getirerek, özgürlükleri ve hakları konusunda kuşku bulunmayan Kürt vatandaşların özgürlük mücadelesi ile direndiğini belirttiği yazısında…”
Başkaya’nın “Kürt vatandaşları maskesi altında PKK militanlarından, sözde direnişçilerden bahsederek cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri övdüğü” ileri sürülerek cezalandırılması istendi.
“Devleti nasıl gördüysem öyle ifade ettim”
Başkaya, savcılıktaki savunmasında, Özgür Üniversite’nin internet sitesinde yayınlanan yazısının düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu, devleti nasıl görüyorsa o şekilde ifade ettiğini söyledi.
Ayrıca, yazısının genel olarak devlet kurumu kapsamında yazıldığını, Türkiye Devleti değil genel olarak devlet kurumunu eleştiren bir yazı olduğunu, yazının bir kısmının alınarak suç kapsamına sokulmasının doğru olmadığını ifade etti.
Fikret Başkaya hakkında |
1940 Denizli doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi iktisat ve maliye bölümlerini bitirdi. Paris ve Poitiers üniversitelerinde doktora öğrenimini tamamladı. Yurtdışında bulunduğu süre boyunca; azgelişmişlik, emperyalizm ve kapitalizmden sosyalizme geçiş sorunları üzerine birçok araştırma yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra zorunlu askerlik yaptığı Yedek Subay Okulu'nda “sakıncalı er” sayılarak Erzurum'un Oltu ilçesine sürgün edildi. Askerlik sonrası değişik kuruluşlarda araştırmacı olarak çalıştı. Bir süre Sosyal Hizmetler Akademisi'nde iktisat dersleri verdi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi iktisat bölümü öğretim üyesi iken Paradigmanın İflası adlı kitabından ötürü Terörle Mücadele Yasası'na muhalefetten 20 ay hapis cezasına çarptırıldı. Haymana Kapalı Cezaevi'nde yattı. 2004'te, 1994 yılında Gündem gazetesinde yayımlanan ve hiçbir adli işleme konu olmayan makalelerine "Akıntıya Karşı Yazılar" adlı kitabında yer verdiği için "devletin manevi şahsiyetine hakaret ettiği" gerekçesiyle üç yıl hapsi istendi. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 2005’te görülen davada “eleştiri sınırları içinde kaldığına” hükmedilerek beraat kararı verildi. 2006’da Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başkaya'nın “Paradigmanın İflası” adlı kitabına sesli kitap projesinde yer verdi. 2007'den bu yana kurucusu olduğu Özgür Üniversite'de ders veriyor. |
(AS)