Anayasa Mahkemesi (AYM), Mehmet Altan ve Şahin Alpay ile ilgili ihlal kararını Resmi Gazete’de dün yayımladı. Böylece karar, resmileşerek herkesi bağlayıcı hale geldi. Buna rağmen mahkeme yeniden Altan'ın tahliye talebini reddetti.
Cinmen: AYM etkinliğini yitirecek
bianet'e konuşan Altan'ın avukatı Ergin Cinmen, hafta başında bir üst mahkemeye başvuracaklarını belirterek, “Eğer üst mahkeme de buna uymazsa bu Cumhuriyet tarihinde bir kırılma anlamına gelecek ve AYM'nin etkisi kalmamış olacak” dedi.
“Eğer üst mahkemeden de red çıkarsa bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kırılması olacak. AYM'nin kararına ilk kez uyulmamış olacak. Türkiye mahkeme kararına uyulmayabilen bir ülke haline gelecek. AYM'nin etkinliğinin de sonu olacak.”
26. ACM: Tahliye "yargılamanın bağımsızlığını" ihlal eder
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında, ''Anayasa Mahkemesi bir mahkemenin kararına karşı yapılan bireysel başvurularda temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağına dair karar vermektedir. Kanun yolunda belirtmesi gereken hususlarda Anayasa Mahkemesi'nce inceleme konusu yapılamaz. Bir bireysel başvurunun kabul edilebilirliğine karar verildikten sonra esas hakkındaki incelemenin nasıl ve ne şekilde yapılacağı 6216 sayılı kanunda, yerindelik denetiminin yapılamayacağı ve ayrıca idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği, yine aynı kanunun 50/1 1. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemeler mutlak emredici hükümlerdir'' denildi.
Anayasa Mahkemesi'nin yargılamanın yapıldığı mahkemenin yerine geçerek delil değerlendirmesi ve yerindelik incelemesi yapmasının bireysel başvuru incelemesinin kapsamı içerisinde olmadığı vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
''Zira bu kapsamda kabul edilir ise yargılamayı yapan mahkemenin Anayasa Mahkemesi'nin tespit ve değerlendirmesi aksine bir karar verme imkanı kalmayacaktır. Anayasa Mahkemesi başvurucu sanık hakkında vermiş olduğu kararda, mahkememizin dosya kapsamında bulunan bütün delillerin tutuklamaya yönelik yeterli delil olarak görmemekle mahkememiz yerine geçerek, delil değerlendirmesinde bulunmuş ve kanuna aykırı şekilde yerindelik incelemesi yapmıştır. “Anayasa Mahkemesi'nce iddianamede belirtilen deliller ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmış ise de ceza yargılamasında karardan önce her aşamada resen ya da talep üzerine delil toplamak mümkün olup, yerel mahkeme sadece iddianamede belirtilen deliller ile bağlı değildir. Dolasıyla kendisine kanun çizilmiş yetkisini aşmıştır. Dosyada tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir etme yetkisi mahkememize aittir. Ayrıca vermiş olduğu ihlal kararında tahliyeye yönelik bir hüküm de bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin somut olayda otomatik olarak sanığın tahliyesi sonucunu doğuracağını kabul etmek hukukun genel ilkelerine, Anayasadaki mahkemelerin bağımsızlığı, mahkemelere emir ve talimat verilemeyeceği ve telkinde bulunulamayacağı yönündeki düzenlemelere, doğal hakim güvencesi başta olmak üzere birçok yargılamaya dair ilkenin ihlali sonucu doğuracaktır.'' |
Kararda, dosya kapsamında bulunan deliller, karşılaşılan darbe tehdidinin büyüklüğü, sanığın kaçma ihtimali, dosyanın geldiği aşama ve kanunda öngörülen ceza miktarına göre, sanık hakkında verilen tutuklama kararının ölçülü ve yerinde olduğu belirtildi.
Karar oy çokluğu ile alındı.
Şerh: AYM bizi bağlar
Mahkeme heyetinin kararına, Üye Hakim Recep Kurt muhalefet etti. Kurt'un muhalefet yazısında şu değerlendirme yer aldı:
''AYM'nin kararı dikkate alındığında başvuruda bulunan Mehmet Altan'ın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine karar verildiği anlaşılmakla, Anayasamızın 153/6. maddesi gereğince, 'AYM kararları resmi gazetede yayımlanır, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar' amir hükmü ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında kanun ve ceza muhakemesi hukukunun kıyas ve yoruma ilişkin genel ilkeleri dikkate alındığında, 6216 sayılı yasanın 50/2. maddesi gereğince hak ihlali oluğu tespit edildiğinden, mahkememizce ihlalin sonucunun ortadan kaldırılması gerekeceğinden ve bu husus ancak başvuru sahibi olan Altan'ın tahliyesi yoluyla mümkün olduğundan sadece başvuru sahibinin tahliye edilmesi gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum."
Ne olmuştu?
Anayasa Mahkemesi (AYM) tutuklu gazeteciler Şahin Alpay, Mehmet Altan ve dokuz ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Turhan Günay'ın bireysel başvurularında hak ihlali kararı vermiş ve Altan ile Alpay'ın tahliyelerine hükmetmişti.
AYM'nin “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” ve “ifade ve basın özgürlüklerinin” ihlal edildiği yönünde karar verdiği gazeteci Şahin Alpay için 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Altan için 26. Ağır Ceza Mahkemesi 11 Ocak Perşembe günü tutukluluğun devamına karar verdi.
Şahin Alpay’ın avukatları 12 Ocak Cuma günü yerel mahkemeye yeniden tahliye talebiyle başvurdu ama talep mahkeme tarafından “AYM yetki gaspında bulunuluyor” denilerek reddedildi.
Mehmet Altan'ın avukatlarının İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları tahliye başvurusu 15 Ocak Pazartesi reddedildi. Şahin Alpay'ın avukatlarının İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları tahliye başvurusu ise 16 Ocak salı günü reddedildi.
Alpay'ın avukatları, HSK'dan, 26. ve 27 Ağır Ceza Mahkemeleri'nden tahliyeye red kararı veren dört hakim hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti.
AYM'nin karar 19 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayımlandı.
Şahin Alpay, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 27 Temmuz 2016'daki ilk gözaltı dalgasında gözaltına alındı, 31 Temmuz 2016'da tutuklandı.
Mehmet Altan ise 10 Eylül 2016'da gözaltına alındı, 22 Eylül’de tutuklandı.
Alpay Zaman davasında, Altan ise darbe girişimi medya davasında tutuklu olarak yargılanıyordu.
Mehmet Altan kararına ulaşmak için tıklayın.
Şahin Alpay kararına ulaşmak için tıklayın.
TIKLAYIN - Mahkemeler AYM Kararına Uymadı, Şahin Alpay ve Mehmet Altan Tahliye Edilmedi
TIKLAYIN - AYM Şahin Alpay ve Mehmet Altan İçin Tahliyeye Hükmetti