İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin hakkında tahliye kararı verdiği gazeteci yazar Prof. Dr. Mehmet Altan, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada AYM ve AİHM kararlarına gönderme yaparak, gözaltına bile alınmaması gerektiğini söyledi.
İki yıl boyunca cezaevinde tutulduğunu ifade eden Altan, AYM’nin tahliye edilmesi gerektiği yönündeki kararı dikkate almayan yerel mahkemeyi eleştirdi.
TIKLAYIN - Mehmet Altan İçin Tahliye Kararı
Altan’ın dün akşam saatlerinde Silivri cezaevi çıkışında yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“AİHM, AYM gözaltına bile alınamayacağıma karar verdi”
“Türkiye’nin en yüksek mahkemesi Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu ve Avrupa’nın en yüksek mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bana ağırlaştırılmış müebbet veren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayı, en son halini inceleyerek benim gözaltına bile alınamayacağıma karar verdi.
“Onun için benim tahliye olmamdan ziyade, gözaltına alınmam hukuksuzdu, sonraki süreç de hukuksuzdu ve iki sene yattım.
“30 yıl hocalık yaptığım İÜ’den atıldım”
“Aynı zamanda 30 yıl hocalık yaptığım, 93’ten beri profesör olduğum İstanbul Üniversitesi’nden de atıldım.
“Onun için tahliyemden ziyade, Türkiye ve Avrupa’nın en yüksek mahkemelerinin mevcut dosyanın son halini inceleyerek gözaltına bile alınamayacağım kararının üzerinde durulması gerekir.
“Alan, tutuklayan, müebbet veren…”
“Çünkü beni gözaltına alan birisi var, onu onaylayan birisi var, tutuklayan birisi var, iki yıl hapishanede dosyalarımı tetkik ederek içeride kalmam gerektiğime onay veren birileri var. Ağırlaştırılmış müebbetle mahkûm eden birileri var.
“Ben bunun atını çizmek istiyorum. Tahliyeden ziyade gözaltına bile alınmamam gerektiğimin vurgusunu Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek mahkemelerinin karar vermiş olması. Bunun üstünün örtülüp duruldu.
“Türkiye’nin babadan oğula değişeceğini varsaydım ama…”
“Türkiye böyle bir yer. Yani babadan oğula değişeceğini varsaydığım ama bir şekilde hukukun demokrasinin, özgürlüklerin yerleşmediği bir süreç.
“İnşallah benim çıkmam evrensel hukukun geri dönmesinin işareti olur ve bunun mağdurları da bir an evvel kurtulur diye diliyorum.
“Anayasa’ya rağmen 11 Ocak’tan beri yatıyorum”
“Anayasa Mahkemesi kararı bağlayıcıdır. Anayasanın 153. maddesine göre herkes bu anayasa kararına uymak mecburiyetindeydi ama 26 ve 27. Ağır Ceza Mahkemelerinin iki üyesi buna 11 Ocak’ta uymadı.
"Ben anayasanın amir hükmüne rağmen bir de 11 Ocak'tan beri yatıyorum. Yani neresinden tutayım."
TIKLAYIN - Mahkeme, AYM'nin Mehmet Altan Kararını Tanımadı
TIKLAYIN - "Demokrasinin Katledilişine Alkış Tutmadığım için Yargılanıyorum"
TIKLAYIN - Mehmet Altan: Darbeyi Bildiğimizin Kanıtı Yok, Çünkü Böyle Bir Vakıa Yok
Ne olmuştu?
15 Temmuz darbe girişiminin ardından "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"nın (FETÖ/PDY) medya oluşumuyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı.
17'den 7 sanığa düştü“FETÖ" soruşturması kapsamında açılan davada yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak, Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, eski Taraf yazarı Emre Uslu, gazeteci Tuncay Opçin, Samanyolu Televizyonu'nun Washington temsilcisi Şemseddin Efe, Today's Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Bülent Keneş, Profesör Osman Özsoy, Zaman gazetesinin İsrail muhabiri Abdulkerim Balcı, genel yayın yönetmen yardımcısı Mehmet Kamış ile yönetici Faruk Kardıç, gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Şükrü Tuğrul Özşengül, Zaman gazetesinin marka müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak ile iddianamede Zaman Gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunduğu iddia edilen reklam filmini çektiği tespit edilen ajansın sahibi Tibet Murat Sanlıman yargılanıyordu. Davaya bakan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın 19 Eylül 2017 tarihinde görülen ikinci duruşmasında, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Dumanlı, Özsoy, Uslu, Opçin, Balcı, Keneş, Kardıç, Kamış, Efe ve Çolak'ın henüz yakalanamamış olmaları nedeniyle bu sanıkların dosyasının ayrılmasına karar vermiş, böylelikle davada toplam yedi sanık kalmıştı. Sanıklar: A. Altan, M. Altan, Ilıcak, Yazıcı, Özşengül, Şimşek, Sanlıman. (EA) |
Ahmet Altan hakkında kapatılan Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı dönemde çıkan bazı haberler, üç köşe yazısı, 14 Temmuz tarihinde katıldığı bir televizyon programında yaptığı yorumlar, HTS kayıtları ve tanık ifadeleri gerekçe gösterilirken, Mehmet Altan hakkında ise iki köşe yazısı, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la 14 Temmuz’da katıldığı televizyon programı, tanık ifadeleri, HTS kayıtları ve evinde bulunan altı adet 1 dolar delil olarak sunuldu.
İddianamede istenen cezalarAltanlar ile Ilıcak için “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlamasıyla ayrıca 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis; Sanlıman için “örgüte yardım”dan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis; geri kalan sanıklar içinse “darbeye teşebbüs”ten üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. (EA) |
Dava, gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişimine “iştirak etmekle” suçlandıkları ilk dava olma niteliğini taşıyor. (EKN)