Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Gerçekten açıkladıkları gibi esnafa sahip çıkmadılar. Pandeminin kaybedeni esnaf oldu. Binlerce esnaf hibe desteğinin dışında kaldı. Verdikleri diğer destek deseniz yıllık yüzde 17.5 faizli kredi. Artık sağdan soldan borç alarak geçinmeye çalışıyoruz.”
Burcu Bacaksız, koronavirüs pandemisi sürecinden zarar gören yüz binlerce esnaftan sadece birisi. Bir kafe restoran işletmecisi. Aynı zamanda Türkiye Gastronomi Yeme İçme ve Eğlence İşletmecileri Federasyonu Başkanı.
Bacaksız, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘nefes paketi’ olarak duyurduğu, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ise ‘nefes kredisi’ adını verdiği borç paketine tepkili.
Tepkili çünkü hem hibeden hem de kredi desteğinden yararlanamayan kendisi gibi binlerce esnaf var. Bacaksız bunun nedeni de şöyle açıklıyor:
“Kredi ve hibeyi alabilmenin şartları var. Ben önce bir şahıs firmasıydım. Daha sonra işletmemi limitet şirkete çevirdim. Limited şirketine çevirdiğim için verdikleri krediyi alamıyorum.
“Esnaf Destek Paketi’ kapsamında verdikleri 25 bin liralık Halkbank kredisini çektiğim için de hibe alamıyorum.
“Limited şirket olmasam ve Esnaf Destek Paketi’nden yararlanmamış olsam dahi Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na değil de Ticaret Odası’na kayıtlı olduğum için verdikleri destekten yine yararlanamıyorum.
"Esnaf ayırt etmeden verebilirlerdi"
Hükümetin sadece kendi açısından baktığını söyleyen Bacaksız “Amaçları vermek değil. Bir esnaf olarak bunu açıklıkla söyleyebilirim” diyor. 15 aydır hiç açılmadan kapalı olan işletmelerin olduğunu anlatıyor. Verilen 3 ve 5 bin TL'lik hibenin esnafa can suyu olmayacağını söylüyor.
"Ben o parayla kiramı mı, faturalarımı mı ödeyeyim, yanımda çalışan kişilere maaş mı vereyim, dükkana malzeme mi alayım" diyerek tepki gösteriyor. "Yaptıkları tamamen kandırmaca. Devlet ben esnafıma sahip çıkıyorum diyor ama öyle bir şey yok" diyor. Sonrasında ise “Ben şunu isterdim” diyerek devam ediyor:
“Borçlarımızı tanzim edecek bir hibe bekleyemiyorum artık devletten. Çünkü sosyal devlet olmaktan artık çok uzağız. Ama daha düşük faizli kredi verebilirlerdi. Şimdi yaptıkları normal bir borçlulukla aynı şey. Zaten pandeminin başından beri sürekli borçlanıyoruz. Keşke esnaf ayırt etmeden, Ticaret Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Odası olarak ayırmadan tüm esnafa, tek bir gözle bakıp daha düşük faizli kredi verselerdi.
“Benim dükkan sahibim kirasını alıyor. Esnafı korumak istiyorlarsa keşke bununla ilgili bir genelge çıkarsalardı. Elektrik, su ve diğer tüm faturalarımı ödemeye devam ediyorum. Bir iş merkezinde olduğum için bağlıyım aidat ödüyorum. Açıkçası bunlarla ilgili de bir genelgenin çıkmasını isterdim.
“Belediyelerin esnafına sahip çıkmasını isterdim. Bizi görmezden geliyorlar, bizi yok sayıyorlar. Geldiğimiz noktada hep kredilerle sağdan soldan borç olmakla geçiniyoruz. Ne birikimimiz kaldı ne kredi kullanabileceğimiz bir alanımız. Gerçekten açıkladıkları gibi esnafa sahip çıkmadılar.
"Ben kapalıyım, AVM açık"
"Pandeminin kaybedeni esnaf. Mal sahibi kirasını alıyor, işçi maaşını ya benden ya devletten alıyor, mal aldığım kişi parasını alıyor, devlet vergisini alıyor ama biz kimseden para alamıyoruz. Çünkü aylardır kapalıyız.
"Bu sektörü istemiyorlar. 15 aydır açılamayan tek sektör yeme, içme, eğlence sektörü. Bu sektörün yok olmasını istiyorlar diye düşünüyorum artık.
"Geçtiğimiz gün al götür yaptığımız halde polis baskını oldu. Sırada bekleyen müşterilerimiz vardı. Polis bu kadar insanın burada ne işi var diye geldi. Gel al götür yapıyorum yahu ben. Daha ne yapayım, nasıl para kazanayım. Bunun için bile sorun yaşıyoruz. Pandemideki tek günah keçisi biziz. Hâlbuki benim mekanıma 50 kişi aynı anda girebiliyorsa bir AVM’ye 5000 kişi girebiliyor. Adalet mi bu?"
(HA)