*Manşet görseli, A Haber'in Youtube kanalından alındı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Hukuk Fakültesi'ne Yükseköğretim Kurulu'nca (YÖK) Prof. Dr. Selami Kuran'ın dekan olarak atanmasının iptali için Ankara 7. İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
Akademisyenlerin avukatı Fırat Kuyurtar, kararnameyle kurulmuş fakültelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) ait bir yetkinin gaspı anlamına geldiğine dikkati çekip "Fakülte kurma yetkisi, TBMM'ye ait bir yetki. Yüksek Öğretim Kanunu bu konuyu son derece açık bir şekilde düzenlemiş olmasına karşın, Cumhurbaşkanı Kararı ile fakülte kurulması, TBMM'ye ait bir yetkinin de gaspı anlamına geliyor. Yani bize göre ortada hukuka uygun bir şekilde kurulmuş fakültelerin var olmadığı açık" dedi.
Fakülte yok ama Kuran söz sahibi
Kuyurtar, Selami Kuran'ın da tıpkı atanmış rektör Prof. Dr. Melih Bulu gibi daha önce Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) milletvekili aday adayı olduğunu hatırlatıp şöyle konuştu:
"Hukuken varlığı son derece tartışmalı olan, henüz ortada altyapısı, planlaması olmayan bir fakülteye, üstelik üniversite dışından ve atama şartlarını taşıyıp taşımadığı da araştırılmamış bir akademisyen neden atanır?"
"Bunun yanıtını Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanması sonrasında, akademisyenlerin neredeyse bir bütün halinde, yapılan atamayı üstün kamu yararı gereği kabul etmemeleri dolayısı ile atanmış rektörün üniversiteyi yönetememesinde bulmak mümkün."
Kuran'ın ayrıca, kriterlerini karşılamadığı Boğaziçi Senatosu'nun toplantılarına da katıldığını söyleyen Kuyurtar, "Üniversitenin bütününü ilgilendiren konularda görüş bildirmeye, oy kullanmaya da başladı. Oysa ki, her an fakülte kuruluş kararı yürütmesi durdurulabilir veya bu karar dava sonunda iptal olabilir. O zaman bu atanmış dekan, hiç tanımadığı Boğaziçi Üniversitesi'nin bütününü ilgilendiren konularda verdiği, vereceği kararları, verilecek zararları kim, nasıl telafi edecek?" dedi.
"Üniversiteyi teslim almaya yönelik"
"Sayısız mağduriyetlere yol açabilecek bu atamanın da öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi gerektiği açık" diyen Kuyurtar, şöyle devam etti:
"Son olarak şunu ifade edebiliriz. Yapılan işlemlerde asla kamusal yarar gözetilmiyor ve tamamen üniversiteyi 'teslim almaya' yönelik sonuçlar elde etme amaçlı hareket ediliyor. Özetle, 'yönetemiyorsam gerekirse her türlü zararı veririm' şeklinde özetlenebilecek bir yaklaşımın tezahürü olarak gördüğümüz bu atamayı kabul etmek mümkün olmadığından, gerek fakülte kuruluşundaki hukuksuzluk gerekse atama işleminde usulsüzlükler nedeniyle, Prof. Dr. Selami Kuran'ın Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne atanması işlemini dava ettik."
"Telafisi güç zararlara neden olacak"Akademisyenlerin konuyla ilgili açıklaması şöyle: "Daha önce Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararının ve üniversitemiz bünyesinde iki yeni fakültenin kurulma kararlarının iptal edilmesi için Danıştay'a başvuruda bulunmuştuk. Son olarak da kurulmuş olan Hukuk Fakültesine YÖK tarafından yapılan dekan atamasının iptali için 29 Mart 2021'de Ankara 7. İdare Mahkemesi'ne başvurumuzu yaptık. "Kurulduğu ilan edilen Hukuk Fakültesi'ne; yine üniversitemize, yani Boğaziçi Üniversitesi Senatosu, Üniversite Yönetim Kurulu ve diğer kurullarımıza, hiçbir biçimde danışılmadan, üniversite dışından bir akademisyen dekan olarak atandı. "Daha önce üniversitemizin kadrolu öğretim üyeleri arasından seçilmiş dekanları atamak için aylarca bekleyen YÖK, sözü edilen dekan atamasını adeta ışık hızıyla yapmıştır. Atama sürecindeki anormal hız, YÖK'ün kendi yönetmeliğindeki dekan atama prosedürünü dahi uygulamadığını çok açık bir şekilde göstermektedir. Yapılan işlemin hukuksuz olduğu ve kamu yararının gözetilmediği, üniversitemizin yönetimini ve işleyişini olağan dışı yöntemlerle değiştirme hedefi güdüldüğü açıktır. "Tıpkı iki fakülte açılmasında yaşanan süreç gibi, dekan atanması sürecinde de üniversitenin hiçbir kurulunun görüşü alınmamış, üniversite kamuoyunun atama konusunda herhangi bir bilgisi olmamıştır. Atanan dekan buna rağmen üniversitemizi ilgilendiren kritik konularda söz sahibi olmakta, akademisyenlerin atanması ve yükseltilmesi ile ilgili toplantılarda Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla oy kullanmaktadır. "Sözü edilen dekan atamasının kısa ve uzun vadede üniversitemiz bünyesinde telafisi güç, hatta imkânsız zararlara neden olacağı açıktır. Bu nedenle, iptal başvurumuzda yürütmeyi durdurma talebinde de bulunulmuştur. | |
(DŞ)