"Hiçbir üniversite iktidarın tahakkümüne sokulmamalı"

*Fotoğraf: Can Candan

Boğaziçi Üniversitesi'ne Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 Ocak'ta rektör olarak atadığı Melih Bulu'ya yönelik protestolar devam ediyor.

Akademisyenler, 4 Ocak'tan bu yana sürdürdükleri Rektörlük binasına sırt dönme eylemlerini bugün de yineledi. Öğretim üyelerinin, üniversiteye kurulacak Hukuk Fakültesi'ne dekan olarak atanan Prof. Dr. Selami Kuran'ın istifasını istedikleri açıklama şöyle:

"Bugün 19 Şubat Cuma. Bugün de polis ablukası altında bulunan ve basının alınmadığı kampüsümüzden sesleniyoruz. Hisarüstü mahallesi ve kampüslerimizi kuşatan demir barikatlar, zırhlı araçlar ve yüzlerce polis hâlâ oldukları yerde duruyorlar. Bu abluka derhal kaldırılmalıdır.

"Bu nasıl liyakat ilkesi?"

"Üniversitemize yönelik gayrimeşru rektör atamasıyla başlayan siyasi saldırı tam yedi haftadır hız kesmeden devam ediyor. Üniversite iradesi hiçe sayılarak, usul ve teamüller çiğnenerek iki yeni fakülte açılmasının üzerinden iki hafta geçti. Bu hafta da yine teamüllerimize aykırı olarak, Hukuk Fakültesi Dekanının bizlerce seçilmeden, bilgi ve görüşümüz alınmadan atandığını medyadan öğrendik.

"YÖĶ başkanı bu atamayı tam da 'Akademideki atamalara ilişkin şikayetlerin ancak şeffaflık ve liyakati önceleyerek çözülebileceği' açıklamasını yaptığı gün gerçekleştirdi. Bu nasıl bir şeffaflık ilkesidir ki Hukuk Fakültesine bir dekan atandığını, Boğaziçi öğretim üyeleri atamanın gerçekleşmesinden bir hafta sonra resmî olarak öğreniyor! Bu nasıl bir liyakat ilkesidir ki Boğaziçi Üniversitesi'nin akademik kıstaslarını hiçbir şekilde karşılamayan bir kişi dekan olarak kurumumuza atanabiliyor!

"Rektör gayrimeşru"

TIKLAYIN - Erdoğan: Melih Bulu'yu Boğaziçi'ne layık gördüm

"Tıpkı gayrimeşru rektör gibi, bu Hukuk Fakültesi Dekanının atamasının da siyasi bir motivasyonla ve kadrolaşma arzusuyla yapıldığı aşikârdır. Üniversitelerin herhangi bir siyasi parti güdümünde yönetilmesi, özerk ve demokratik üniversite ilkeleriyle çelişiyor ve bilimsel üretimin bağımsızlığını tehdit ediyor. Böylece Boğaziçi değil, Türkiye'deki hiçbir üniversite iktidarın tahakkümüne sokulmamalıdır. Kamu yararını hiçe sayan bu partizan müdahaleleri kabul etmiyoruz.

"Bu hafta da yurtiçi ve yurtdışından pek çok üniversite ve liselerden, çeşitli derneklerden, meslek odalarından, yazar ve sanatçılardan gelmeye devam eden destek ve dayanışma açıklamaları bize güç verdi. Teşekkür ediyoruz. Demokratik ve özerk üniversite mücadelemizi birlikte güçlenerek sürdürüyoruz.

TIKLAYIN - 11 üniversiteli neden tutuklu?

"Dokuzu tutuklu ve 25'i ev hapsinde olan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Son söz olarak atanmış Rektörü, Rektör Yardımcılarını ve Hukuk Fakültesi Dekanını derhal istifaya davet ediyoruz. Kabul etmiyoruz! Vazgeçmiyoruz!"

(DŞ)