Kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili başım pek hoş değil. Kendilerini fazla indirgemeci, genelleyici ve lüzumsuz buluyorum. Yo yo arkasından konuşmuyorum yüzüne karşı da söylerim. Hatta vakti zamanında şöyle bir yazı yazmışlığım bile var.
Allah kütüphanelerimizi kişisel gelişim kitaplarından, bizleri de kişisel geliştiricilerden korusun.(Amin deyin!) Ama ne yalan söyleyeyim şu 10 adımda bilmem neyin formülü, 15 adımda bilmem neyin anahtarı tarzı listelere baya özeniyorum. Ne o öyle uzun uzadıya sıkıcı makaleler, yazılar filan.
Benim neyim eksik! Ben de yazacağım 10 adımlı bir şey.
Gerek çift ve aile terapisti olarak edindiğim seans deneyimlerinden, gerekse aldığım eğitim ve süpervizyonlardan ve en önemlisi de kendi yaşanmışlıklarımdan hareketle “10 adımda ilişkileri mahvetme sanatı” hakkında sizlere bazı maddeler yazmaya karar verdim.
Madem adımlı bir şey yazmak istiyorum tabii gönül isterdi ki “10 adımda mutlu ilişkinin sırrı”, “17 adımda aşkı muhafaza etmenin yolları” gibi şeyler yazayım. Şimdilik elimden bu kadarı geliyor, bununla idare edeceğiz ne yapalım.
Öncelikle bu yazacağım maddeler homoseksüel/heteroseksüel tüm ilişkiler için geçerlidir. Her bir madde farklı farklı kaynaklardan yüzde yüz test edilip onaylanmıştır yani gönül rahatlığıyla uygulayabilirsiniz. Yazdıklarım şiddetin, ciddi ekonomik sorunların ya da psikopatolojik bir durumun olmadığı optimal düzeydeki ilişkiler için geçerlidir.
Hazırsanız başlıyoruz...
1- Öncelikle her şeyi partnerinizle birlikte yapın. Bireyselliğinizi unutun. Arkadaşlarınız, ilgi alanlarınız, her şeyiniz ortak olsun. Asla kendinize ait bir alan yaratmayın ve bireyselliğinizi besleyecek hobilerden, arkadaşlardan, mekanlardan mümkün mertebe kaçının. Anca beraber kanca beraber.
2- Sürekli ilişkiniz hakkında konuşun. İlişkiye dair derin analizler yapın, varsayımlarda, öte yorumlarda bulunun. Birbirinize sık sık “şu an ne düşünüyorsun” diye sorun ve aldığınız cevapla asla yetinmeyin.
3- Geçmişte başka kişilerle yaşadığınız aşkları, ilişkileri ve mümkünse cinselliğinizi de işin içine katarak şimdiki partnerinize anlatın ve karşı tarafın da anlatmasını sağlayın. Ona ayrıntılı sorular sorun ve mutlaka cevap vermesini sağlayın, ısrarcı olun. İlişkiyi toksitlendirin.
4- Hayatın anlamını birbirinizde bulun. Birbirinizden gayrı her şey anlamsız ve saçma gelsin size. “Sen benim her şeyimsin”, “sen yoksan ben ölürüm” gibi ifadeleri dilinizden eksik etmeyin ve gerçekten de buna inanın. Unutmayın her şeyin başı inanmaktır.
5- Bireysel olarak yaşadığınız güçlüklerin faturasını mutlaka ilişkiye çıkarın ve hatta ilişkiye yorun. Asla bireysel sorunlarınızı çözmeye çalışmayın ne de olsa büyüyünce geçer.
6- Günde birden fazla defa telefonda konuşun ve sürekli SMS ya da WhatsApp’tan mesajlaşın. Bunlar zaman zaman yetmeyebilir, o zaman da bulunduğunuz yerin konumunu gönderin, sosyal medyadan birbirinizi sürekli “stalklayın”, günde birden fazla defa görüntülü konuşma gibi eylemleri mutlaka hayatınıza sokun.
7- Cinselliğiniz kötüyse bunu hiç dert etmeyin ve asla destek almaya çalışmayın. Nasılsa kendiliğinden düzelir diye düşünün ve ipin ucunu kaçırın -ki kimse tutamasın.
8- Sürekli birbirinizin zihnini okumaya çalışın, sık sık da küsün birbirinize. Hissettiğiniz duyguları asla paylaşmayın, paylaşırsanız da mutlaka karşı tarafı suçlayın ve yargılayın.
9- Evliliği mutlu bir son ya da güzel bir peri masalının başlangıcı olarak görün. Bol bol evliliği idealize edin, sonuca odaklanın ve süreci alabildiğine ıskalayın.
10- Köken ailelerinizi işin içine mutlaka katın. İlişkide ne yaşanıyorsa ailelerinize hemen yetiştirin, sürekli onlara danışın, onların fikirlerini alın, özellikle onların ilişkinize dair olumsuz düşüncelerini içselleştirin.
11- Asla bir psikoterapistten destek almayın, hatta bunu aklınızdan bile geçirmeyin. Bir psikoterapistin size asla yardım edemeyeceğini ve hepsinin para tuzağı olduğunu düşünün.
Düşündünüz mü?
Şimdi mutfağa gidin ve en sevdiğiniz iki bardağa soğuk su doldurun. Birini siz için, diğerini de partnerinize verin. Afiyet olsun. İlişkinizi mahvetmeyi başardınız.
Darısı önünüzdeki başka ilişkilerin başına. Yeni ilişkiye kadar ağlamayı, isyan etmeyi, birbirinizi suçlamayı, yasınızı tutmayı ihmal etmeyin.
Evet sonunda 10 adımlı bir şey yazabildim; aslında 11 adım oldu ama çaktırmayın. Yazıyı baştan sona okudum da çok uzun cümleler kurmuşum, elalem bir cümlelik şeyler yazıp bütün dünyayı kurtarıyor.
Ben en iyisi yine makalelere, uzun yazılara döneyim. Herkes bildiği işi yapsın. Ama bu yazdıklarımı da zihninin bir yerine bıraksın, belki bir gün lazım olur. (TI/YY)