Fotoğraf: csgroselarsiv/Serra Akcan
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Hatırlatma *Bu haberde, çocuğun üstün yararını gözeterek, detaylı anlatımlarına yer vermedik. İlgili raporlar bizde mevcut. *Haber, erkek şiddeti ve istismar açısından tetikleyici olabilir. Herhangi bir psikolojik tetiklenme olursa Mor Çatı'ya ve ilgili birimlere başvurmanızı öneriyoruz. |
Urfa Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Viranşehir’de yaşayan M.S. isimli erkek hakkında 10 yaşındaki “üvey kardeşini istismar ettiği” suçlamasıyla yaptığı soruşturmada, takipsizlik kararı verdi.
İstanbul Sözleşmesi'ne göre "çocuğun beyanlarını" dikkate alması gereken Savcı, bu beyanları dikkate almadığı gibi raporlarda yazan “istismar bulgusu şüphesi var” ifadesini de yok saydı.
TIKLAYIN - 2008'den 2021'e bianet erkek şiddeti çeteleleri
Savcılığın takipsizlik kararında, “Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yazısında, genital muayenesinde, hymenin annüler yapıda hymen levhasının yaklaşık 1 cm olduğu mağdurun intakt olduğu*…” (*kızlık zarının bozulmadığını gösteren tıbbi terim) ifadelerine yer verilmesi dikkat çekti.
Tutanaklara yansıyan bilgilere göre, kız kardeşine bir yıl boyunca cinsel istismarda bulunan M.S., 21 Mayıs’ta gözaltına alındı.
Emniyetteki ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilen M.S., serbest bırakıldı. Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca “zincirleme şekilde taciz” suçundan açılan soruşturmada, “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilerek, dosya kapatıldı.
Savcılığa göre istismar edilen çocuğun tavırları rahatmış!
Savcılık ayrıca, Yargıtay 5’inci Dairesi’nin “Mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememesi, mağdurenin iddiasına göre cinsel eyleminin birden çok değişik zamanlarda gerçekleşmesine rağmen durumu kimseye anlatmaması, şikayetçi olmaması” yönündeki kararına atıfta bulundu.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Zikredilen hususlar gözetildiğinde her ne kadar mağdurun suça sürüklenen çocuğa iftira atmasını gerektirecek dosyaya yansıyan bir durum bulunmasa da bu hususun tek başına suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediğine dair delil sayılamayacağı, mağdurun cinsel istismar iddiasını destekler nitelikte delil elde edilemediği, mağdurun iddiasının gerçeği yansıtmadığı, dolayısıyla suça sürüklenen çocuğun isnat edilen zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğine dair soyut iddia dışında diğer delillerle de desteklenen kamu davası ikame etmeye yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı yeterli delil elde edilemediği, bu nedenle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına…”
Keskin: Çocuk tedavi görüyor
Savcının raporlarda yazan “istismar bulgusu şüphesi var” ifadesini de görmezden geldiğini belirten İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı avukat Eren Keskin, karara itiraz ettiklerini söyledi. bianet’e konuşan Keskin, şöyle dedi:
"Savcılık takipsizlik kararına, Adli Tıp’ın “bekaret bozulmamış” kararını dayanak yapıyor. Oysa Adli Görüşme değerlendirme raporu var. Orada son bölümünde “Çocuğun kaçarak İstanbul’a gelmesi çocuğun olumsuz bir olayla karışılabileceği” bilgisi yer alıyor.
“Çocuk şu anda tedavi görüyor. Ayrıca, bizim psikologdan aldığımız bir rapor var. Yine başka bir hastaneden rapor var, “mevcut buldular istismar ile ilişkili şüphe uyandırmıştır” diyor. Bunların hiçbirini değerlendirmemesi çok feci.
“Savcı, çocuğun kimseye anlatmamasını, bağırmamasını, anlatırken ‘daldan daldan anlatmasını’ takipsizliğe gerekçe sunuyor. Zaten istismar edilen çocuklar bunu böyle anlatır.
“Türkiye’nin imzacı olduğu çocuk hakları sözleşmesi de çocuğun korunması gerektiğini belirtiyor ve zaten savcının sadece bekaretle ilgiyi bulguya bakarak karar vermesi durumun vehametini ortaya koyuyor.”
(EMK)