Basını, hükümetin kullandığı dev bir klavye gibi düşünün.
Joseph Goebbels
Ülke gündemi yerel seçimlere odaklanmış gerçek anlamda seçimlerden umutlu olan iki taraf var. AKP ve HDP.
AKP, iktidarını güçlendirmek, onaylatmak, güven tazelemek ve bozulan ekonominin halka yansıyan verilerini seçim halısının altına süpürmek gibi bir takım arayışlar içinde.
HDP ise, kayyumların el koyduğu belediyeleri geri almayı, gücünü tazelemeyi ve siyasi kararlılık gösterisi yapmayı hedefliyor. Hem de defalarca ve son olarak da Yozgat’ta yaptığı seçim konuşmasında yeniden kayyum atayacağını duyuran partili Cumhurbaşkanına rağmen.
Yozgat’ta yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı, “Benim vatandaşım geri almana fırsat veriyorsa, bak söylüyorum devletin verdiği imkanları siz Kandil'e gönderecek olursanız hemen anında hiç beklemeden yine biz kayyumlarımızı atarız. Ve sizlerle yola devam etmeyiz” demişti.
Diğer partilerin iktidar olmak gibi bir beklentileri olmadığından, ”ne kurtarsak kardır” misali davranışlar sergiliyorlar. Ne iktidar sorumluluğu ne de kaybetme korkusu duymayan bu partilerin sergiledikler seçim çalışmalarına baktığımızda, ne kadar ciddiyet gösterdiklerine de şahit olabiliyoruz! İzmir gibi bir yerde şarap’a sahip çıkan AKP karşısında gösterdikleri muhafazakar tutum bile, ciddiyet konusundaki özenlerinin bir işareti olarak karşımızda duruyor.
HDP’nin, Abdullah Öcalan’ın mektubunun okunduğu 2013 nevrozu sonrası, barış için toplumsal talebin zirveye çıkmasıyla kazandığı güç, yanlış politikalar sonucu kaybedildi.
Operasyonlarda yaşanan yıkım, dram ve acılar unutulmadı elbette. Ne Cizre bodrumları, ne yedi gün kaldırımda bekletilen Taybet ana, ne boyu kadar kurşunla öldürülen Miray bebek, ne buzdolabında bekletilen Cemile, ne de Newrozda, herkesin gözleri önünde vurulan Kemal Kurkut unutuldu. Ancak yaşananlar ağırdı. Yapılan operasyonlarla birlikte hem ekonomik hem de psikolojik yıkım yaşandı, deyim yerindeyse.
Yüz binlerce insan yerinden, evinden ve işinden, yüzlerce insan hayatından oldu.
Sonrası Mecliste yapınla oylamayla, “Anayasaya aykırı” denilmesine rağmen kaldırılmasına katkı verilen dokunulmazlıklar sonucunda, başta eş başkanlar ve sonrasında milletvekilleri tutuklanan HDP, güç kaybetmeye devam etti.
HDP’nin elinde bulunan 78 belediyeye kayyum atanarak HDP’nin elinden alındı. Böylece HDP siyasi güç merkezi de olan belediyeler sonrası bir güç daha kaybetmiş oldu.
HDP yaşadığı güç kaybını telafi etmek, yeniden güç kazanmak, rüştünü ispat etmek, muhalefette yerini almak, yaşıyor olduğunu kanıtlamak zorunda görünüyor, her an, kazanacağı belediyelere kayyum atanma riskini de göze alarak!
AKP ise farklı bir konumda.
17 yıllık iktidar olan AKP, iktidarını her yönüyle sağlamlaştırdı. Anayasa değişti ve istedikleri gibi yapılandı. Neredeyse meclisin gerekliliği kalmadı. Tüm yetkiler cumhurbaşkanına verildi. Yasa çıkarma yetkisi de dahil. Birçok konuda denetimden de uzak.
Kısaca AKP, neredeyse denetlenemez bir iktidar yarattı kendisine! İstediği her yasayı çıkarıyor. İstediği her işlemi yapıyor. İstediği gibi davranıyor ve denetlenemiyor!
Buna rağmen neden yerel seçimlere bu kadar önem veriyor?
Her türlü yetkiyi kendisinde toparlamış bir iktidar olmasının yanında, yanlış politikalar ve uygulamalar nedeniyle işler iyi gitmiyor!
Suriye’de istediği sonuca ulaşamadı ve neredeyse Suriye’de sorunlar bitmek üzere!
Avrupa Birliği’ne girmek hayal gibi!
Ekonomik veriler hiç de iç açıcı değil. Yerel seçimler sonrası büyük bir kriz yaşanacağı konuşuluyor!
Sadece, yaşanan döviz dalgalanmaları ve artışı nedeniyle dış borç yükü arttı.
Üretim tükenme noktasında. Yine seçim sonrası, büyük çapta iflaslar yaşanacağı yüksek sesle konuşuluyor.
Yaşanan tüm sıkıntıları bir defada aşabilme imkânı yok. Gelecekte daha çok etkisini gösterecek ve özellikle de düşük gelirli insanları daha fazla etkileyecek bu sıkıntıları aşabilmenin tek yolu yeni ekonomik mevziler elde etmekten geçiyor.
Belediyeler de aynı zamanda ekonomik gelir kaynakları oldukları için, AKP, alınabilecek tüm mevzileri almak istiyor. Bu nedenle de yerel seçimlere özel önem veriyor.
O kadar çok önem veriyor ki görev süresi dolan ve son seçimlerde, oy verme işlemi bittikten sonra, “mühürsüz oy pusulalarının” geçerli sayılması yönünde karar veren YSK’nın (Yüksek Seçim Kurulu) görev süresi uzatıldı.
O kadar çok önem veriyor ki henüz seçim başlamadan, “vatandaşım geri almana fırsat veriyorsa” ihtimalini de vurgulayarak, HDP’nin kazanacağı belediyeleri, kayyum vasıtasıyla geri alabileceğini vurgulayabiliyor!
O kadar önem veriyor ki neredeyse şimdiden seçim sonuçları açıklanacak!
AKP iktidarı için neredeyse son dönüm noktası ve umudu haline geldi yerel seçimler. “Ya kazanacağız ya da kazanacağız, başka yol kalmadı” durumundalar!
İşte bu nedenlerledir ki iki taraf, iki parti bu yerel seçimlerde ciddi çalışıyor ve ikisi de seçimlerden umutlu.
Diğerleri mi?
Görüyorsunuz! (NT/HK)