Fotoğraf: Sarıyer'den kedi Dominik
İnsan haklarının esamesinin okunmadığı, hak ihlallerinin her gün artan dozda yaşandığı, çocukların çocukluklarını yaşayamadan öldürüldüğü bir dünyada hayvan haklarından bahsetmek, hayvan hakları için mücadele etmek pek mantıklı gelmiyor.
Bunu tersinden de okuyabiliriz.
Hayvan haklarının esamesinin okunmadığı, hayvanların vahşice öldürüldüğü, yaşam alanlarının her geçen gün insanlar tarafından azaltıldığı, açlığa ve ölüme mahkum edildiği bir dünyada insanların özgür, huzurlu ve mutlu olabilmesi, mümkün değildir.
Aynı cümleyi her gün eşleri, sevgilileri veya yakınları tarafından katledilen kadınlar, alınması gereken önlemlerin alınmaması sonucu katledilen işçiler, taciz ve tecavüz tehdidi altında yaşayan, açlıktan kırılan, çocuk olduklarını bile unutan çocuklar, hatta para hırsı nedeniyle yok edilen doğa için de söyleyebiliriz.
Aslında bu cümleyi daha genele yayarak, dünyadaki tüm canlılar için, içeriğini değiştirmeden söylemek mümkün.
Canlıların tamamı huzur içinde yaşayamıyorsa, herhangi bir canlı türü baskı, şiddet ve ölüm tehdidi altındaysa, diğerlerinin özgür olması mümkün değildir.
Sokaklarda bile rahat yüzü yok
Konuyu hayvanlar üzerinden ele alalım.
İnsanlar doysun, doyuranlar da para kazansın, hem de çok kazansın diye, büyük ve küçük baş hayvanlar, kanatlılar, balıklar, bilumum yenilebilir canlılar acı çekiyorsa, doğadaki hayvanlar spor adı altında avcılarca katlediliyorsa, hayvanların özgürce yaşayabileceği alanlar olağanüstü bir biçimde daralmışsa, hayvan haklarından bahsetmek mümkün değildir ve ihlali yapan insanlardır.
On binlerce yıl önce, ihtiyaçları karşılamak için evcilleştirilip doğal yaşamdan koparılan kedi ve köpekler için de durum farksızdır.
Alan koruması için evcilleştirilen köpekler ile zararlıları yok etmesi için evcilleştirilen kediler, ihtiyacın kalmaması nedeniyle, dünyanın tamamını sahiplenen insanlar tarafından sokaklarda yaşamak zorunda bırakıldılar.
Sokaklarda yaşamak zorunda bırakılan bu hayvanlara sokaklarda bile rahat yüzü yok. Evinin yakınında, kent içinde, tatil için gittiği ve misafir olduğu alanlarda kedi ve köpek istemeyenler tarafından sürekli itilip kakılan, istenmeyen, yaşam alanları sürekli değiştirilen bu canlılar nasıl yaşayacaklarını şaşırır oldular.
Her gün doyunca bir öğün yemek yemek ve ertesi güne kadar huzurla yaşamak dışında başkaca bir talepleri olmayan bu canlıların yaşama tutunabilmeleri için uğraş veren hayvan sevenlerin çabaları da, sevmeyenlerin çoğunlukta olmaları nedeniyle yetersiz kalıyor.
Barınaklar yapılıp bu hayvanların barınaklara tıkılmalarını, barınak dışında yaşamamalarını talep eden hayvan sevmeyenler, asıl sorunun kendileri olduğunun farkında değiller.
Başka şansları olmadığı için...
Hayvanları çevrelerinde görmek istemeyen ve çoğunluğu teşkil eden hayvan sevmeyenlerin, sorunun çözümünde ortak olmaları gerekliliğinin de farkında değiller.
Hayvanları sevmiyor olabilirsiniz. Hayvanları çevrenizde görmek istemeyebilirsiniz. Hayvansız bir ortamda yaşamayı seçebilirsiniz. Ancak, bu taleplerinizin gerçekleşmesi için gerekenleri de yapmak zorundasınız.
Hayvanların özgürce ve insandan uzak bir ortamda yaşayabilecekleri, rahat ve huzurlu ortamları ortaya çıkarmak, bu ortamların hazırlanması için gerekenleri yapmak, elinize cüzdanınızı almak ve bedelini ödemek zorundasınız.
Hayvanları sevmeme hakkınız var. Onlardan uzak yaşamak hakkınız da var. İsteklerinizin gerçekleşmesi için bedelini ödemek gibi bir yükümlülüğünüz de var.
Tüm arazilere, ormanlara, dağlara ve ovalara sahip çıkarak hayvanlara yaşam alanı bırakmayan, doğal yaşamdan evcilleştirerek uzaklaştırdığınız için de doğal yaşayamayan ve sokaklarda yaşamak zorunda kalan bu canlılar da sizlerle, kendilerine kötü davranan insanlarla birlikte yaşamak istemiyorlar.
Yaşıyorlarsa çaresizliklerindendir! Başkaca şansları olmadığındandır!
Hayvan sevmeyenler, onları yakınlarında görmek istemeyenler, onlarsız bir yaşamı tercih edenler, sizlere sesleniyorum.
Onların da yaşamaya hakları var ve dünyada onların da hakkı var.
Onlar da sizi görmek, sizlere yakın yaşamak istemiyor. Onlar da sizsiz bir dünya talep ediyor.
Büyük arazi bağışları yapabilirsiniz
Bu durumda yapılması gereken ya onların yaşadığı alanları siz terk edeceksiniz ya da onlara sizin olmadığınız yaşam alanlarını tesis edecek, yaşamaları için gerekli gıdayı da tedarik edeceksiniz.
Bu görev hayvan sevenlere değil sizlere düşüyor. Bu görev kesinlikle ve tartışmasız biçimde sizlerindir. Büyük arazi bağışlarını yaparak başlayabilirsiniz. Beş on dönümden bahsetmiyorum. Yüz dönüm ve üzeri araziler. Bu arazilere gerekli tesislerin yapımını sağlayabilirsiniz. Sizlerin o arazilere girmemesi için etrafını tel çitlerle kapatabilirsiniz. Araziler içinde beslenme noktaları kurabilirsiniz.
Her gün ihtiyaçları oranında yeterli gıda ve suyu sağlayabilirsiniz.
Siz öncü olun, ben size yardımcı olabilirim.
Hayvanları sevmiyorsanız bedelini de ödemek zorundasınız.
Hayvanları sevmiyorsanız ya siz uzaklaşacaksınız, daha rahat ve huzurlu bir ortama gideceksiniz ya da onları daha rahat ve huzurlu ve özellikle de sizlerden uzak bir alanda yaşayabilecekleri yeri hazırlayacaksınız.
Barınaktan bahsetmiyorum.
Özgürce yaşayacakları, insandan uzak, huzurlu, yorulmadan durmayacakları kadar büyük yaşam alanlarından bahsediyorum!
Onları istemiyorsanız ki onlar da sizi istemiyor, yapın bunu, alkışlayayım.
Siz başlayın, ben size yardımcı olurum! (NT/AÖ)