Sayın Pervin Buldan HDP milletvekili ve TBMM Başkanvekilidir. Dokunulmazlığı vardır. Buna rağmen gece geç saatlerde polis marifetiyle kaldığı otelden alınarak gözaltına alınmış ya da adli makamlara teslim etmek için götürülmüştür.
Milletvekillerinin geçici anayasa değişikliğinden sonraki eylem ve edimleri için anayasal dokunulmazlıkları avdet etmiştir. Geçici anayasa değişikliği gerekçe gösterilerek Sayın Buldan’ın yakın zamanda yaptığı bir parti çalışmasından ötürü gözaltına alınması ya da ifadeye çağrılması bir anayasa ihlali, ağır cezalık bir suç ve büyük bir hukuksal skandaldır.
Savcılar dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin ifadesine başvurmak için müzekkere çıkaramaz, gözaltı kararı veremezler. Valiler ve emniyet müdürleri de bu anayasal gerçeği bilmek ve buna uymayan hukuk dışı talepleri reddetmek zorundadırlar.
Oysa olayımızda idare, hukuk dışı bir yazılı isteğe itibar etmiş ve Sayın Buldan’ı gece geç saatlerde polis marifetiyle gözaltına aldırmış ve adliyeye götürmelerine müsamaha göstermiştir. Bu olayda yazılı emri çıkaran savcı kadar bunu yerine getiren idare amirleri de sorumludur.
Pervin Buldan’ın şahsında Meclis büyük itibar kaybetmiş, anayasal düzen yara almıştır. Buldan’a yapılan muameleyi şiddetle kınıyorum. TBMM’nin daha fazla itibar kaybına uğramaması için Meclis Başkanının parti çıkarlarını aşarak harekete geçmesini ve süratle önlem almasını talep ediyorum.
TIKLAYIN - PERVİN BULDAN SERBEST BIRAKILDI: “AYNI SUÇLARI İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİM”
Unutmamak gerekir ki, son zamanlarda kanunsuz tasarruflar, gözaltı kararları ve keyfi tutuklamalar artarak devam etmekte… Toplumsal huzuru bozan ve devlet nizamını altüst eden kanunsuzluk ve keyfilik giderek bir alışkanlık haline gelmektedir. Hak arama yolları kapalıdır. Bu olumsuz gidişat karşısında devleti yönetenler sessiz ve Meclis tepkisizdir. Toplum çaresizlik içindedir.
Bunun önde gelen nedeni kimi yetki ve makam sahiplerinin KHK’ları amaçları dışında kullanma alışkanlığı olduğu yadsınamayacak kadar açıktır. Toplumun huzura kavuşması bireysel ve ailevi acıların son bulması için normal hukuk düzeninin avdet etmesi şart olmuştur. Bu da ancak OHAL’in kaldırılması ve KHK’larla yönetmenin son bulmasıyla mümkündür.
Ülkeyi KHK’lerle yönetme kolaylığını, gittikçe yaygılaşan kanunsuzluğa, keyfiliğe ve toplumsal huzursuzluğa tercih etmek mümkün değil. Unutmamak gerekir ki, günlük çıkar hesapları uzun vadede beklenmeyen büyük kayıplara yol açar. Bu nedenle OHAL’in kaldırılmasında, başta hükümet ve AK Parti olmak üzere, toplumun tümünün sayılamayacak kadar çok yararı vardır. (TZE/EKN)