Son günlerde korkar oldum gazete okumaya televizyon seyretmeye, bilgisayara bakmaya, bu gün kaç çocuk öldü kaç adam daha yaralandı kaç kadın ağlıyor bilmek istemiyorum.
Bu gün kendime bir yalan söylemek istiyorum her şey çok güzel olacak.
İstanbul daha da güzel diye alıyorum çantamı içine bütün sevgimi, umudumu koyuyorum, bu bayram şeker değil ziyaret ettiklerime sevgi ve umut vereceğim. Sabah erkenden başlıyorum kimilerinin avucuna sevgi kimilerinkine umut bırakıyorum, bugün onlar da mutlu olsunlar, bayram diye kandırsınlar kendilerini bir günlüğüne benim gibi.
En son ziyaret ettiğim arkadaşımın evindeki şekerler tanıdık geliyor bana. Uzaklardan çok uzaklardan geldiğini biliyorum ve dayanamayıp elime alıyorum şekerliği bu sefer umut ve sevginin yanında şekerleri de veriyorum şekerler memleketinden gelen arkadaşlarıma...
Herkes geçmişini ve en sevdiği şekeri hatırlıyor, bak bunun tadına da bakmalısın diyorlar birbirlerine... Ve benim gözlerim şekerlerin kâğıda takılıyor. Küçükken şekerlerin memleketinde yaşadığımız zamanlarda hiç yemediğimiz şeker kağıtlarından uçurtma yapardık tadını bilmesek bile rengi, parlaklığı daha iyi uçacağı umudu verirdi bize.
Şaşırdınız değil mi! Küçücük şeker kağıtlarından nasıl uçurma yapardık diye...
Küçücük kağıtların uçlarını üst üste getirip taşla döverdik, yapışırlardı birbirlerine kırmazlardı biz çocuk kalpleri, ayrılmazlardı rüzgarda rengarenk gökyüzünde uçarlardı. İşte sırrımı paylaştım sizinle ama bugün ne sevgi, ne umut, ne de şeker verebilmek için ulaşamadığım insanlar var.
Oysa onlar benim, bizim gelecekte insanca yaşamam, yaşmamız için bu gün bunlardan uzaktalar. Şekerler memleketinden çocuklarına şeker, umut getirememekte anneleri onlara sevgilerini verememekte.
Sırrımı duyan herkes alsın bütün şeker kağıtlarını sevgilerini umutlarını katarak uçurtma yapsınlar 48 gündür açlık grevinde olanlara göndersinler.
Desinler ki; "Sizin sayenizde gelecekte şekerler memleketinde çocuklar tekrar uçurtma yapacak o yüzden sakın vazgeçmeyin uçup gitmeyin dayanın, çünkü o çocuklar sizi tanımak size gelek spaz (çok teşekkür) demek isteyecekler. Yakındır, elbet uçurtmaların bu topraklardaki zulmün üstesinden geleceği..." (FBM/HK)