Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın "Türkiye'nin İnsan Kaynağının Belirlenmesi'' programında yaptığı konuşmada üniversitelerin piyasanın ihtiyaçlarına uygun eğitim vermesi gerektiğini söyledi. Bakanın açıklamaları Türkiye'deki eğitim politikalıların gidişatına dair önemli bir sinyal veriyor.
Türkiye'nin üniversitelerini ve eğitim sistemini nelerin beklediğini görmek için Şili'ye bakmak yeterli. Çünkü Şili eğitim sistemi Ergün'ün sözünü ettiği piyasa ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş durumda. Ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde eğitimin piyasa mantığıyla işlediği Şili'de sistem skandallarla boğuşuyor.
Şili'de 2011-2012 yılları arasında gündemin en önemli mevzusu olan öğrenci protestoları zaman içinde coşkusunu kaybetmeye başlamıştı. Fakat üniversite eğitiminde yaşanan skandallar bir kez daha öğrencileri sokağa döktü.
Şili'nin Eğitim Bakanlığı beş ay süren bir teftiş döneminden sonra ülke çapında 18 bin öğrencisi ve 14 kampusu bulunan Universidad del Mar'in kapatılmasına karar verdi.
Binlerce öğrencinin eğitimine devam edip edemeyeceğinin, edeceklerse hangi okullara hangi şartlar altında transfer olacaklarının akıbetinin belirsiz olduğu bu dönemde üniversiteliler haklı bir isyana başvurdular.
Üniversitenin Viña del Mar'daki merkezini işgal eden öğrenciler, var olan borçlarının iptal edilmesini, transfer edildikleri okullarda ödemek durumunda oldukları ücretlerin artmamasını ve eğitimlerine kaldıkları yerden devam etmeyi talep ettiler.
Üniversitenin kapatılması kararının altında ise sistemik bir skandal yatıyor.
Özel üniversitelerin bakkal misali her sokak başında bittiği Şili'de, Pinochet döneminden beri tek bir devlet üniversitesi açılmazken, herhangi bir vatandaş kendi özel üniversitesini açma hakkına sahip. Bunun için yapılması gereken, Ulusal Akreditasyon Komisyonu'ndan kurulması planlanan enstitünün gerekli onayı almış olması.
Bir yıldır süren incelemeler sonucunda komisyon üyelerinin rüşvet karşılığı akreditasyon verdikleri ve eğitim kalitesi ile sahte teminler verdiğini ortaya koydu.
Davanın sonucunda iki yıl içinde 620 bin dolardan fazla rüşvet kabul eden komisyon başkanı Luis Eugenio Diaz ve rüşvet karşılığı üniversitelerine akreditasyon temin eden Hector Zuniga (Universidad del Mar) ve Angel Maulén (Universidad Pedro de Valdivia) yargılandıkları davada hapse mahkum oldu.
Verdikleri rüşvet sayesinde işleyişinde sahte diploma vermek dahil bir dizi düzensizliğin olduğu Universidad del Mar yüksek eğitim vermeye uygun bir özel üniversite olarak onaylanmıştı.
Rüşvet skandalının hükümete kadar uzandığı ortaya çıktı. Adalet Bakanı olmadan evvel Autonomous Üniversitesi'nde idari görevde bulunan Teodoro Ribera'nin Ulusal Akreditasyon Komisyonu başkanı Diaz ile sıkı ilişkiler içinde bulunduğu, akreditasyon alma sürecinde Diaz'in yeğeninin üniversiteye kabulü ve burs alması için ön ayak olduğu ortaya çıkınca, Adalet Bakanı istifa etti.
Üniversite açmanın uzun vadeli iyi bir yatırım olduğu kabul edilen Şili'de, eğitimin piyasalaşmasının yarattığı başarısızlıklar en çok öğrencileri mağdur ediyor. (OY/HK)