Geçtiğimiz hafta sonunda Hollanda da alevi dernekleri, Alevi Kültür Merkezi’inde “Rotterdam Buluşması” düzenlendi.
Buluşmaya konuşmacı olarak Alevilerin adaylarından Turgut Öker katıldı.
İki bölümden oluşan toplantının soru-cevap kısmında HDP İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı Turgut Öker; 7 Haziran Genel Seçimleri’ne giderken, alevi örgütlerinin seçim taktikleriyle ilgili hala varlığını sürdüren soruları yanıtladı.
Bütün bir seçim kampanyası boyunca yapılan tartışmalar ve Alevi derneklerinin düzenlediği katıldığım bazı etkinliklerden edindiğim izlenimleri şöyle toparlayabilirim:
* Alevi seçmenin önemli bir kısmı HDP’ye yönelse de, geçmiş alışkanlıklar ve sorular tümüyle aşılabilmiş değil. Dolayısıyla bütün bu alışkanlıklar da, sorunlar da görmezden gelinemez.
* Aleviler bir dönem faaliyet yürüten Birlik Partisi deneyimi dışında, her zaman CHP’yi desteklemek zorunda bırakıldılar; seçeneksizlik onları CHP’ye mecbur etti.
* Alevilerin alışkanlıkları ve bugüne kadar alevi oylarıyla “ihya olan” CHP’nin Ankara siyasetinde Alevileri hep görmezden gelmesi, büyük bir oy potansiyeline sahip aleviler bakımından önemli bir sorundu. Ancak, 7 Haziran Genel Seçimleri tıpkı toplumun diğer kesimleri gibi, aleviler açısından da bir eşik oldu.
* HDP Yeni Yaşam çağrısıyla, Türkiye’deki bütün halklara, inanç gruplarına, kadınlara, gençlere, işçilere, emekçilere, LGB bireylere çağrı yaptı. Gelin olması gereken, özlediğimiz Türkiye’yi birlikte kuralım dedi. Bununla da kalmayarak, bütün kesimlerin adaylarını kendilerinin belirlemesini istedi. Bütün bu kesimlerin adaylarına milletvekili listesinde yer verdi. Tek başına bu bile, Türkiye’de bir ilk oldu!
* Alevi örgütlerinin tümü HDP’de birleşmese de, önemli bir bölümü HDP dedi. Seçtikleri beş adayı da, HDP listelerinde seçilebilecek yerlerden aday gösterilmesine rağmen...
* Biliyoruz ki, Alevilerin bir kısmı hala CHP’yi destekliyor. Burada HDP’nin kendisini alevi kitlesine daha fazla anlatma ihtiyacının yanı sıra, aynı zamanda Alevileri bekleyen tehlikelerde bir farkındalık yaratma sorunu olduğu açık!
İster alevi halkın güvenliği bakımından, isterse de alevi olmayan laiklerin güvenliği açısından soruna bakacak olursak şayet...
AKP’nin politikaları her iki kesimin de güvenliğini tehdit ediyor.
Farkında olmasalar da, AKP tabanındaki laikler bakımından da aynı tehlike söz konusu.
AKP’nin/devletin, karşısında ciddi bir muhalefet yürütemeyen CHP’nin böyle bir tehlikeden halklarımızı koruyamayacağı, böyle bir tehlike karşısında CHP’nin bir güvence oluşturmayacağı açık!
Bırakalım bu kesimleri korumayı, CHP’nin kendi güvenliğini nasıl sağlayacağı önemli bir soru işareti!
Aleviler bakımından bir diğer önemli nokta ise, taleplerinin hangi parti(ler) tarafından savunulduğu meselesidir.
HDP’nin seçim bildirgesi oluşturulmadan önce, Alevi örgütlerinin taleplerini tartışarak formüle ettikleri ve bu taleplerin hiç birine dokunulmadan seçim bildirgesinde yer aldığı biliniyor.
Yine aday profili ve HDP’nin Alevilere yaklaşımı dikkate alındığında; bu seçimlerde Türkiye’de ve Kürdistan’da halklarımızın, bütün ötekileştirilenlerin seçeneğinin HDP olduğu gerçeği bütün gerçekliğiyle açığa çıkıyor.
Burada esas sorun, bütün bunları Alevi kitlelerine anlatmaktan, bugün gerçek ve tek seçeneklerinin, HDP olduğunu göstermekten geçiyor. (FE/HK)