Devrimci Karargâh davasının altıncı duruşması 7 Ağustos Salı günü saat 10.30'da Çağlayan Adliyesi 9. ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. 6 Aralık 2011 tarihinde yapılan son operasyonda gözaltına alınanların dosyalarının ana dava ile birleştirilmesinin ardından Devrimci Karargah Davası'nda yargılananların sayısı 19'u tutuklu toplam 74 kişiye ulaştı, ek klasörlerin sayısı ise 250'yi geçti.
01 Ağustos 2011 tarihinde yapılan bir operasyonla alınan ve ana davayla birleştirilmeyen ayrı bir dosyada ise Okan Duman ve Volkan Karakuş tutuklu; Özcan Kılıç ve Coşkun Kıyamçiçek ise tutuksuz yargılanıyor.
İddianamede Devrimci Karargâh örgütü ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı arasındaki bağı kurduğu varsayılan Necdet Kılıç'ın tahliyesiyle birlikte, örgütün Hanefi Avcı ile ilişkide olduğu iddiası da boşa düştü. Davada tutuklu yargılanan Sosyalist Yeniden Kuruluş sözcüsü Tuncay Yılmaz'ın ilk duruşmada belirttiği, "Bizi işkenceci bir polis memuru ile birlikte yargılayamazsınız, onu yargılayacaksanız işkencelerinden yargılayın. Ama sakın devrimcilerle birlikte yargılamaya kalkmayın, bunu kabul etmiyoruz" sözleri Kılıç'ın tahliyesiyle mahkeme heyeti tarafından da teyit edilmiş oldu.
Maydanoz Kafe
Davaya son eklenenler dışında, ilk tutuklananlardan dört kişi Devrimci Karargâh örgütü üyesi olduklarını kabul ediyorlar ve savunmalarını da bu yönde yapıyorlar. Örgütle ilgisi olmadığı halde Necdet Öztürk, Hakan Soytemiz ve Tuncay Yılmaz ise 700 gündür tutuklu bulunuyor.
Tuncay Yılmaz Çatı Partisi Girişimi, Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH) gibi Kürt Özgürlük Hareketi ile sosyalist hareket arasındaki bağı güçlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunan bir sosyalist.
İddianamesinde Orhan Yılmazkaya'nın cenazesine katılmak, Ceylan Önkol anmasına katılmak, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) yasal eylemlerine katılmak var.
Tuncay Yılmaz ile Mahir Sayın arasında, Ankara'daki Tekel işçileri direnişi esnasında geçen telefon konuşması iddianameye girmişti. Tuncay Yılmaz'ın sorduğu: "Neredesiniz?" sorusuna Mahir Sayın "Gel gel burada Karargâhı kurduk, Maydanoz Kafe'de" cevabını vermişti. Bu esprili konuşma, polis tarafından örgütün Maydanoz Kafe'de kurulmuş olduğunun düşünülmesine sebep olmuştu. İlahi polis...
Soyadı kod adı yapılmış
Son dalgada tutuklanan Mehmet Güneş için savcılık iddianameyi hazırlarken biraz gerilere gitmiş, yaklaşık 40 yıl kadar!
Şöyle yazıyor: "24.10.1974 tarihinde Bakırköy Osmaniye'de Derby lastik fabrikası önünde 'İşçiler emekçi halkımız' başlıklı bildiriyi dağıtırken dört arkadaşı ile birlikte yakalandığı ve savcılık tarafından bırakıldığı." Devlet hiçbir şeyi unutmuyor!
Mehmet Güneş için kod adı da verilmiş "Güneş ve Hoca kod adlarıyla anıldığı tespit edilmiştir" Kod adlarına bakar mısınız? Birisi soyadı diğeri de yaşına ve tecrübesine hürmeten kullanılan bir hitap. Ayrıca kamuoyunun yakından takip ettiği bu davayı Mehmet Güneş'in izlemesi, dava hakkında notlar tutması suç sayılmış.
Son dalganın kamuoyu tarafından daha bilinir olmasına İstanbul Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi Deniz Küçükbumin ve Boğaziçi Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi Şeyma Özcan'ın tutuklanması vesile olmuştu.
Şeyma Özcan tutuklandıktan beş ay sonra iddianamenin kabulü esnasında serbest bırakıldı. Deniz Küçükbumin ise yasal bir dergide bir dönem yürütmüş olduğu çalışmaları gerekçesiyle hâlâ tutuklu. Dergi ise Devrimci Cephe Dergisi, Aralık 2010- Mayıs 2011 arasında toplamda beş sayı olarak çıkarılmış, basımı ve satışı yasal olan sol bir yayın. Bu dergi ile ilgili yapılan görüşmeler ve transferler delil olarak gösteriliyor.
Halı yıkama makinesi müsadere altında
Dava kapsamında son tutuklanan Ağca Kaya ise 12 Aralık 2011 tarihinde tutuklanmış.
Ağca Kaya gözaltına alındıktan sonra, dört hafta daha telefonun dinlenilmesi için savcılık izni alınmış. Evinde ele geçen delillerde bakın neler var: "Bilgisayarındaki PICTURES adlı dosyada Türkiye'de sol terör örgütlerinin lideri veya üst düzey yöneticisi konumundaki (Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Mahir Çayan) kişilere ait birçok resmin bulunduğu..."
Yani bilgisayarımızda Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan resmi bulundurmak suç ve onlar devlet için hâlâ "terörist". Ağca Kaya'nın yaptığı bir telefon görüşmesi ise en önemli delil. Ağca Kaya tutuklu yargılanan başka bir sanığa şöyle diyor: "Makineyi bıraktın mı?" Bilin bakalım makine ne makinesi? Halı yıkama makinesi. Bu halı yıkama makinesi Cihan Kırmızıgül'ün puşisi gibi müsadere edilmiş durumda Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'nde tutuluyor.
İddianameye göre Maydanoz Kafe'de kurulan Devrimci Karargâh örgütünün makinesinin de halı yıkama makinesi olmasına şaşırmamak gerek...
Mehmet Güneş ve Ağca Kaya'nın politik geçmişleri suçlanmaları için yeterli görülmüş. Onlar nasıl olsa olağan şüpheli! 40 yıllık devrimcileri hapis yatmalarından, devrimcilikten vazgeçmemelerinden ötürü potansiyel suçlu sayan anlayışa gereken cevabı seçimlerde Sırrı Süreyya Önder vermişti: "Sabıkalarımız bizim onur belgelerimizdir. Hiçbirini hırsızlıktan, hortumculuktan almadık, hepsini bu halkın özgürlüğü için mücadele ederken aldık."
* Milyonlar Adalet İstiyor İnisiyatifi ve Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi herkesi 07 Ağustos günü saat 10.30'da Çağlayan Adliyesi'ne çağırıyor.