Daha az maliyet, çok kar mantığı ile doğaya, topluma ve insana kör yatırımların adı ve konusu ne olursa olsun artık temiz yatırım olmaz. Rüzgâr enerji santralleri (RES) firmaları işletmelerini standartlara, kurallara, kriterlere uyarak kurmalı. Yoksa doğal ve sosyal yaşamda tahribata ve vatandaşların haklarının gaspına yol açarlar. Bu durumda yenilenebilir, doğaya ve sosyal yaşama uyumlu, temiz enerji olarak bilinen, teşvik edilen, övünülen enerji yatırımları olan RES'ler bu niteliklerini yitirir ve olumsuzlanmalarına neden olurlar.
Samandağ ilçemizde Gözene Sebenoba mıntıkasında 15 türbinlik bir RES faaliyette. St. Simon manastırı ziyaret mıntıkasında halen bir RES daha yapımı sürüyor. Birçok firmanın daha ilçemizde RES kurmak için başvuru yaptığı biliniyor.
Samandağ halkı rüzgâr enerji santrallerine karşı değil, kurulum yerleri seçilirken kendi haklarının çiğnenmesine, doğal ve toplumsal yaşamın tahrip edilmesine karşı. RES'ler bilinen imajlarına uygun olarak insanın, doğanın ve tarihin binlerce yılda biriktirdiği değerlere saygılı kurulmalı.
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünün belirlediği ve yasal olarak uyulması gereken kriterlere RES firmalarının eksiksiz uymasını talep ediyoruz. RES kurulmak istenen sahanın kullanım şekli, mülkiyeti, bitki örtüsü, yerleşim birimlerine uzaklığı, imar durumu, SİT, milli park, orman arazisi veya diğer kapsamda olup olmadığı; doğal yaşam etkinlikleri ve ekolojik açıdan önemi, jeolojik yapısı, yer altı su kaynaklarının analizi ve yakın civarda yaşayanların RES lere bakış açıları, GSM kapsama alanının tespiti, yasal yükümlülükler vb. kriterler eksiksiz ve hilesiz tatbik edilmeli.
Çünkü seçilen sahada RES kurmak fiziksel, çevresel, teknik ve yasal açıdan mümkün olmayabilir. RES şirketleri kamunun kendilerine sağladığı olanak ve kolaylıkları fırsat bilerek doğa ve toplumun aleyhine haksız kazanç sağlama peşine düşmemeli. Onayımız olmadan mülkümüzü elimizden almanın bahanesi "kutsallaştırılmış" RES güzellemesi olunca mağduriyetimizi duyurmamız zorlaşıyor ve anlaşılmama sorunu yaşıyoruz.
Ülkemizin geriye kalan tek Ermeni köyü Vakıflı, hemen bitişiğinde Türk Sünni, Arap Sünni, Arap Hıristiyan, Arap Alevi mahalle ve köyleri ile çok etnili, çok inançlı Samandağ barış ve hoşgörü kültürüne katkı vermeye devam ediyor.
Antakya, medeniyetler buluşmasına ev sahipliği yapmıştır. Medeniyetler korosu ülkemizde ve dünyada şehir şehir dolaşarak ülkemizi tanıtmaya devam ediyor. Rüzgâr enerji santralleri hoşgörünün başkentinde hoşgörü kültürünün yaşam alanını (kültürel habitat) tahrip etmemeli.
Kuş katili olarak bilinen rüzgâr türbinleri kuş göç yolu üzerinde bulunan ilçemizde kuşlar için felakete neden olmamalı. Deniz kaplumbağalarının (Carreta Carreta, Chelonia Mydos) üreme alanını tahrip etmemeli. Gürültü, yüksek voltaj, ışık vb. ile hayvanların yaşamlarını tehlikeye sokmamalı.
Samandağ ilçemizde Titus ve vespespiyanus tüneli, Selevkia Pierra antik kenti, Dor mabedi, St. Simon manastırı, tarihin ilk ticaret merkezlerinden Sabuniye, Hz. Hıdır makamı, Hz. Musa ağacı, İncil'de adı geçen antik liman turizm açısından önemlidir. Batı ayaz yaylası, Musa dağı, dünyanın en iyi ney kamışının yetiştiği Asi nehri, dünyanın sayılı uzunluktaki (14 km) kumsalı sahilimiz var. Yılda dört ürün alabildiğimiz sulu tarım alanımız isteğimiz dışında elimizden alınmamalı ve tahrip edilmemeli. Yeraltı suyumuz korunmalı ve kirletilmemeli. Samandağ'ının rüzgârını değerlendirip ekonomiye kazandıralım ama RES'ler turizm, tarım ve yaşam alanlarının dışında, Samandağ'da bolca bulunan dağlarda kurulmalı.
Daha önce turizm bölgesi ilan edilen alanların Turizm bölgesinden çıkarılıp enerji üretim alanı olarak belirlenmesi uygulaması ülkemize, doğaya, tarihe, topluma geri dönüşü imkânsız zararlar verecektir.
İlçemizde kurulacak bütün RES'ler için ÇED raporları mecburi olmalıdır. Devletin en önemli görevlerinden biriside tarihi, doğayı, kültürü ve insanı korumaktır. Yoksa ülkemiz bu gidişle gelişmiş ülkelerce terk edilen düşük standartların çöplüğü haline geliyor. Standartları düşük tutmak veya uygulamamak ülkemizin teknolojik gelişimini sekteye uğratır. Tahribatı artırır ve verimi düşürür. Düşük standart firmalar için masrafları düşürür ama ülkemize, insana, doğaya, topluma, tarihe maliyeti büyük olur. Ülkemizde her türlü yatırım için gelişmiş ülkelerin kriterleri, standartları uygulanmalı.(MO/EÜ)
______________________________________________________________________-
* Mevlüd Oruç, Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi