bianet Türkiye Yeşiller Partisi Eş sözcüsü Ümit Şahin ve Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi'ye Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çevreciyi, yatırımlar karşısında "takoz", kendisini de "çevrecinin daniskası" gören anlayışını, AKP'nin çevre politikalarını sordu.
Şahin "Sinop’taki Ekotopya Gençlik Kampı'nda nükleer karşıtı gençlerin gözaltına alınmasının Başbakan Erdoğan'ın yeşillerin muhalefetini zor yoluyla bastırmaya çalıştığını gösterdiğini söyledi.
"Erdoğan nükleer santral kurmaya çalışıyor. Kendine 'çevreci' diyen biri bunu yapamaz."
AKP'nin tamamen kuralsız olduğunu söyleyen Şahin "Her tarafa ekonomik büyüme olsun da ne olursa olsun diye bakıyorlar" dedi.
"Nükleer santrale izin vermeyeceğiz"
"Hidroelektrik santralleri, nükleer santrali 'iş gelecek, para gelecek' diye meşrulaştırmaya çalıştıklarını belirten Şahin "Asıl para bu santralleri kuran şirketlere geliyor. Yüzyıllardır yanında yaşadığı dereyi ortadan kaldırmaktan bir halkın ne gibi bir çıkarı olabilir? Akkuyulunun, Sinoplunun bundan ne çıkarı olur?" diye soruyor.
"Ekoloji mücadelesi veren insanlar daha da dirençli bir şekilde devam edecekler. Nükleer santral kurmayı başaracaklarını düşünmüyorum, çünkü izin vermeyeceğiz."
Özesmi Türkiye'de enerji talebinin gereğinden hızlı bir biçimde arttığını, Türkiye'de talebi yönetmek yerine arzın yönetildiğine dikkat çekti, Enerji Verimliliği Yasası'nın yetersiz olduğunu söyledi.
"Başbakan kamu kurumlarında akkor ampul kullanımını yasakladı, 'enerji tasarruflu ampuller kullanılacak' dedi. Oysa akkor ampullerin tamamen yasaklanması lazım."
Enerji verimliliğini teşvik edecek politikaların uygulanması halinde enerji talebinin yüzde 50'lere varacak ölçüde azalabileceğini belirten Özesmi "Yenilenebilir enerji kaynakları, konsantre güneş enerjisi, termik ve diğer santrallerle yarışabilir hale gelir" diyor.
Türkiye'de 90 bin megavat rüzgar enerjisi potansiyeli var
Özesmi rüzgar enerjisinin en ekonomik enerji kaynakları arasında olduğunu, Türkiye'nin 90 bin megavat rüzgar enerjisi potansiyeli varken , 4500 megavatlık nükleer enerji için yatırım yapıldığını söylüyor.
"Biz Başbakan'dan rüzgar ve güneşe yatırımı yönlendirecek bir enerji devrimi yapmasını istiyoruz."
Özesmi ayrıca havzaların suyunu çalacak su projeleri yerine yerelde suyu geri dönüştüren yağmur suyu depolama sistemleriyle beraber su tasarrufuyla ilişkilendiren, talebi yöneten su politikasının oluşturulması gerektiğini de anlattı.
"Sonuç olarak bütün sektörlerde çevreyi bir ek olarak değil, çevreci olarak değil çevreyi ana eksene oturtan kalkınma anlayışın benimsenmesi gerekiyordu."
Özesmi hükümetin çevreci olmayan yöntemlerde neden ısrar ettiği sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Hükümet varolan mevcut politikaları sürdürerek bir yerlere gelebileceğini zannediyor, oysa başarı değişimdedir. Aynen yenilenebilir enerji gibi yeniliklere açık .çağı yakalayabilen politikalar ancak ülkeyi ve dünyayı dönüştürebilir. Gelenekçi ve taklitçi önermeleri izliyoruz, bu da olduğumuz yerde daha derine batmamıza neden oluyor."(NZ/EZÖ)