Bir antropolog olarak kadın bedeni üzerinden yürütülen tartışmaları gayet normal buluyorum ama bir feminist olarak kadın bedeninin kullanılmasına karşı çıkıyorum.
Normal buluyorum çünkü bildiğimiz tüm sınıflı toplumlar böyle yapmışlar, özellikle de devletler. Kendilerini başkalarından ayrıştırıp bu "öteki"lere üstünlük sağlamak için kadın bedenini kullanmışlar. Zaten durum böyle olmasaydı "toplumsal cinsiyet" diye bir kavrama da ihytiyaç duyulmazdı.
Kadın bedenine dair indirgemecilik...
Ama kadınlar çeşitli biçimlerde bununla mücadele etmişler. Yani ortada sürekli bir mücadele ve değişim var. Kadın bedeni üzerinden sürdürülen tartışmalarsa toplumsal cinsiyet kavramını genelde inkar edip ya biyolojik indirgemecilik yapıyor ya da kadın bedenini bir öze indirgiyor.
Kadın bedeninin özgür olduğu iddiası da böyle bir indirgemecilik. Kadın bedeninin kadının özgür iradesine kalması gerektiği bir ütopyadan başka bir şey olamaz. Feministler bu ütopyaya dayanarak mücadelelerini sürdürüyorlar ama bunun varılacak bir menzil olduğunu hiç sanmıyorum.
Çünkü özgürlüğün ne olduğu çok karmaşık bir mesele, içinin nasıl dolacağı, özgürlüğün toplumla ilişkisi, bunlar bence hep gözardı edilerek tartışma yürüyor.
Türkiye'de korku siyaseti yapmak
Korku siyaseti üzerine son zamanlarda Türkiye'de çok şey söylendi... Başı açık kadınların ileride başlarını örtüp örtmeyecekleri, yani bu korkunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ancak şimdi verilecek olan mücadeleyle ilgilidir. Bana öyle geliyor ki tartışmayı başörtüsü ve kadın bedenine hapsedersek yanılırız.
Ortada ciddi bir muhafazakarlaşma süreci yaşanıyor ve tartışma biçimimiz o kadar sakat ki bu tartışmalarla sadece bu sürece yardımcı oluyoruz. Eğer korku bazı kesimleri kontrol etme işlevini gören bir siyasi yolsa bu süreç sonucunda gerçekten de kontrol ediliyoruz, tartışmanın iki kısır kutup çerçevesinde dönmesini mümkün kılıyoruz ve bundan dolayı da yaşanan muhafazakarlık süreçleriyle ciddi bir mücadeleye girişemiyoruz.
Korku, korkan ve korkulan bedenler yaratan bir süreçse o zaman da en çok kadın bedeninin korkulan olduğu ve bu korkuların da kendisini kontrol etme durumunda kaldığını ve korkulmaktan korktuğunu anlamak lazım.
Yani sonuç:
Tüm kadınlar korkar hale geliyor, bu da muhafazakarların işine yarıyor. (GG)
* Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısı için buraya tıklayınız.