Bu akşam sizin adayınız kazanmamış olsa bile sevinmek için bir sebebiniz var. Hepimizin var.
Barack Obama'nın Iowa'daki –gelenekçi, Orta batı ve yüzde 92 beyaz Iowa'daki- heyecan verici zaferi Amerika ve bugünün Amerikalı seçmeninin düşünme tarzı hakkında çok şey söylüyor.
Çünkü bu akşam seçmenler eskiye dönmek istemediklerine karar verdiler. Son yedi yılda tükenen bir ülkenin gençliğini geri kazanmak istemesi gibi- yüzlerini geleceğe çevirmeyi seçtiler.
Bush'un 2004'te yeniden seçilmesi korku ve korku yaymanın gücünü gösteren bir doruktu. Bush ve Cheney'in tüm planları "çok korkmanız gerek" üzerine kurulmuştu. Ve işe yaradı. Beynimizin ilkel kısımları umut yerine korkuya teslim olurken, Bush ve Cheney'in ortaya çıkardığı mantar şeklindeki bulutlardan görüşü daralan Amerika topluca zihinlerimizdeki savaş sığınaklarına koştu.
Ve Clintonların Hillary olanı Iowa'da Bush'un ayak izlerinden giderek korku kartını tekrar ve tekrar oynadı.
Obama'dan korkun, dediler bize. Yeni bir şeyden, farklı bir şeyden korkun. O düşmanlarımızla görüşebilir. Onun göbek adı Hüseyin. O medrese eğitimi aldı. Ona verilecek oylar zar yuvarlamak demek, diye konuştu eski başkan televizyonda.
Iowalılar onu duydu ve şanslarını denemeye karar verdi.
Obama'nın galibiyetinin arkası gelmeyebilir. Umut bir kez daha yerini korkuya kaptırabilir. Ama en azından bu akşamlık, onun galibiyeti Amerika'nın yüzüne aynayı tuttu ve gördüğümüzden gurur duyabiliriz. İster Clinton'u ister Edwards'ı tutun –hatta isterseniz Huckabee ya da Giuliani'yi-, bu Amerika'nın olması gereken ülke.
Her ne kadar son yedi yılda oldukça geri düşmüş olsak da bu hep kendimizi düşlediğimiz cinsten bir ülke: genç, ileri bakan, büyük hayaller kurmaktan ya da risk almaktan korkmayan bir ülke.
Bill Clinton özel bir konuşmada arkadaşlarına eğer Hillary kazanamazsa bunun sebebinin Philadelphia'da kamuoyu önündeki tartışmada gösterdiği zayıf performansın ardından gelen iki hafta olacağını söyledi.
Ama sebep bu iki hafta değildi. Eğer gerçekten belirleyici bir andan bahsedeceksek, bu Bill Clinton'un Charlie Ross'un televizyon programındaki ukala, kendisi dışındaki herkesi hafife alan ve korku yaymak üzerine kurulu söylemi olabilir. Bunun üzerine Bill Clinton'un bize 90'lar stilini hatırlatacak şekilde gerçeği çarpıtmasını ve bulandırmasını –her zaman savaşa karşı olduğu, kendi başkanlığı sırasında Hillary'nin, Ruanda'dan Sarajevo'ya tüm iyi kararlarını destekleyip, tüm kötü kararlarına karşı çıktığı hakkında bir sürü laf- da eklemek gerekir.
Sonuçta Iowa'da seçmenler geçmişi hatırladı ve geri dönmek istemediklerine karar verdi. Ne çıkacağını tam bilemeseler de önlerine bakıp şanlarını denemeyi seçtiler.
Tekrarlamak gerekirse, bunun arkası gelmeyebilir. Ama şimdilik bu anın tadını çıkaracağım ve korkunun bir siyaset etme aracı olarak kullanılmasının sonu olmasını dileyeceğim. (EÜ)
* Arianna Huffington'un yazısını AlterNet'te yayınlandığı haliyle Erhan Üstündağ Türkçeleştirdi.