Hillary Clinton, kasımda yapılacak başkanlık seçimlerinde ilk kadın aday olmak için mücadele ediyor. Şu an hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Parti adaylarını belirlemek için önseçimlere gidiyor. Geçen hafta Iowa'da yapılan ilk önseçimi Clinton favori olmasına rağmen Barack Obama kazandı.
Dün akşamki New Hampshire seçimlerine gelirken Clinton'un büyük bir yenilgi aldığı ve anketlere göre burada da Obama'nın açık farkla kazanacağı yorumları yapılıyordu. Seçimden iki gün önce Clinton bir kampanya toplantısında konuşurken gözleri doldu ve tüm anketlerin aksine seçimi o önde bitirdiğinde birçok yorumcu bu olayın seçmen üzerinde büyük bir etki yarattığını söyledi. Columbia Journalism Review'dan Megan Garber'ın basının bu olayı nasıl cinsiyetçi bir biçimde ele aldığını söyleyen yazısını aktarıyoruz.
24 saat içinde o kadar fazla ilgiye mazhar oldu ki o olay hakkında artık bir açıklama yapmaya gerek kalmadı. ABC News onu kısaca "O An" diye adlandırıyor artık. Büyük harflerle.
Evet, o belli belirsiz titreyen ses, buğulanmış gözler: Hillary Clinton'un Şok Edici Duygu Gösterisi.
Clinton bazılarının iddia ettiği gibi ağlamadı aslında ama artık bunu bir önemi yok. CRJ'den Paul McCleary bu gösterinin akşam seçim haberleri kuşağında büyük bir yer kaplayacağını öngörmüştü ve tahmininde yanılmadı. Birkaç saat için şu başlıklarla karşılaştık:
- "Hillary Kampanya Yolunda Göz Yaşları Döktü" (Wall Street Journal)
- "Clinton'un Seçime Saatler Kala Duygu Gösterisi" (Boston Globe)
- "Duygusallaşan Clinton Mücadeleye Devam Dedi" (Reuters)
- "Duygusallaşan Clinton, Bu Kişisel, Dedi" (AP)
- "Clinton Yolda Hislerini Fark Etti" (CBS News.com)
- "Clinton Duygulandı ve İlk Sıraya Yerleşti" (Chicago Tribune)
- "Clinton'un Gözü Yaşlı, Duygusal Konuşması" (Dallas Morning News)
Clinton'un Duyguları dünkü siyaset haberlerini sadece işgal etmekle kalmadı, tamamen kapladı. AP adaylar arasındaki son dakika tartışmalarını aktardığı "McCain ve Romney Kritik New Hampshire Galibiyeti İçin Çarpışıyor" başlıklı makaleye şöyle başladı:
"Pazartesi günü, sesi titreyen Senatör Hillary R. Clinton, Demokrat adaylar arasındaki yarışta ikinci ve hayli yıkıcı bir yenilgiyi önlemek için mücadele etti."
TIME'dan Mark Halperin'in de belirttiği gibi üç başlıca büyük televizyon zinciri de akşam haberlerine "O An"la başladı.
Yerel medyanın farkı
Açıkça söylemek gerekirse bu saçmalık. Hatta New Hampshire'daki yerel medyanın bu olayı ya az gördüğü ya da hiç görmediği de göz önüne alınırsa saçmalığın boyutları daha da açık ortaya çıkıyor. Yerel medya, ulusal ölçekte yayın yapanlardan çok daha veri odaklı haberler verdi. Örneğin şu iki girişteki alaycılık tonu farkına bakın:
ABC News'in World News Today programı: "Clinton ,o diğer tarafını göstererek özellikle de kadınları sandık başına getirebileceğini umuyor."
WMUR-TV, ABD'nin Manchester kentindeki iştiraki: "Hem Demokratların hem Cumhuriyetçilerin kampanya sırasında gözlerini üzerinden ayırmadığı bir adayın insani yanını gösterdiği bir andı."
Dolayısıyla ulusal ölçekte yayın yapan medyanın Clinton hikayesine böylesine hızla, iştahla ve örtülü bir neşeyle saldırdığını sormak anlamlı olur. (Fox News'in web sitesinde "Clinton'un duygusallaşmasını videoda izlemek için buraya tıklayın" yazıyordu. Onun hemen altında da "Clinton'un duygusallaştığı anın fotoğraflarını görmek için buraya tıklayın")
Sürü mantığı demek bir açıklama olabilir ama burada daha fazlası var. Ne de olsa, erkekler ağlayabilir ama gözyaşı dökmek, kültürel olarak bir Kadın Meselesi'dir. (John Edwards'ın bu olay üzerine yaptığı yorumu hatırlayın: "Bir kumandanda ihtiyaç duyduğumuz başlıca özelliklerin güç ve karar verebilmek olduğunu düşünüyorum.")
Medya bu olayın üzerine giderken Clinton'un önceki seçimlerde ağlamış olan adaylarla karşılaştırıldığına tanık olduk (Howard Dean veya Ed Muskie 1972 ve Pat Schroder 1987'de). Ama aslında bir karşılaştırma yapacaksak bir ay önce basın toplantısında gözleri yaşlanan Mitt Romney'i hatırlamamız lazım. Ve o olay medyada ne kadar yer almıştı?
Hala cinsiyetçilik ortada
İşe bakın ki, New York Times bugün Gloria Steinem'in Clinton'un adaylığının temsil ettiği toplumsal cinsiyet devrimini anlattığı ve "hala iktidarda bir kadın olmanın 'doğru' bir yolu yok" dediği makalesini yayınladı.
Medyanın Clinton'un bir anlık duygu gösterisini büyütüp ana mesele hale getirmesi Steinem'in tespitini doğruluyor: Bizimki gibi hala bazen cinsiyetçi olabilen bir toplumda Clinton'un cinsiyeti inandığımızdan daha önemli bir sorunsal.
Clinton ertesi gün Salem'de bir toplantı düzenledi. Toplantının başlamasının üzerinden 10 dakika geçmişti ki iki erkek ayağa kalkıp ellerindeki pankartı kaldırdı ve bağırdı: "Hillary, gömleğimi ütüle!" (EÜ/TK)
* Bu yazıyı Erhan Üstündağ kısaltarak Türkçeleştirdi.