Zinnie Harris’in yazdığı, Murat Daltaban’ın yönettiği Nefesinizi Nasıl Tutarsınız’ın oyuncuları Köksal Engür, Murat Daltaban, Gizem Güçlü, Esra Ruşan, Esin Alpogan, İdil Arkut, Mehmetcan Mincinozlu, Rami Çakır. Oyun Dot’ta sahneleniyor.
Şeytan asla borçlu kalmaz!
Genç bir kadın, yeni tanıştığı bir adamla birlikte olur. Kadına göre sevişme, adama göre seks bittiğinde, adamın niyeti anlaşılır. Tek gecelik bir şeydir. Hatta bedelini ödemek ister. Bedelini ödemeden hiçbir şey almadığını, hiç kimseye borçlu kalmak istemediğini söyler. Dana’ya “ben bir iblisim, ben şeytanım” der. Dana ödemeyi ısrarla reddeder. Dana o andan itibaren adamın onu aramasını, o geceyi anlamlı kılmasını isterken, diğer yandan adamın o gece aklına ektiği “iblis” olma halini, şeytan’ın “sonunda dayanamayıp 15 gün sonra kendin o parayı benden alacaksın” tehdidini içinde büyütür.
Dana, müşteri dinamikleri uzmanıdır ve bu dinamiklerin insan ilişkilerine yansıyabileceğini düşünür. Gittiği bir iş görüşmesi sonunda İskenderiye’ye ikinci görüşmeye çağrılır. Teklife evet der ve bekâr, hamile kız kardeşi Jasmin ile Berlin’den yola çıkar.
Asıl hikâye buradan sonra başlar. İskenderiye yolunda başına gelenler, şeytan’ın teklifini kabul etmemesi ile mi ilgilidir? Şeytan 45 euroya satın almak istediği ruhunu alamayınca mı bütün bu olanlar gerçekleşmiştir
Ruhunuzu satmamaya ne kadar direnebilirsiniz?
Şeytan’a ait bilgileri Milton ya da Goethe kitaplarından almak için gittiği kütüphanedeki görevli yani kütüphaneci, seyahati boyunca zaman zaman ortaya çıkıp ona yol göstermeye çalışır. Yaşadıkları olaylara çözüm ve açıklık getirecek mutlaka bir kitabı vardır. Sürekli yeni kitaplar önerir. Ancak o kitaplar sonucu değiştirmez.
İki kardeş bir yandan “Biz medeni bir ülke insanıyız. Biz Avrupalıyız. Hayatta görebileceğimiz en büyük kaos işte bu” derken; zamanla, başlarına gelenler sonucunda dibe vurduklarını, her şeylerini kaybettiklerini düşündüklerinde, daha kötü bir şey olmayacağını sandıklarında, daha da dip daha da dip olduğunu görürler.
Jasmin’in bebeğini kaybetme korkusu ile onunla yaptığı konuşma; vicdan azabı ve kabullenemeyişi; tamamlanamamış bir hesaplaşmadır.
Mülteciler günlük hayatımızın, en azından konuşmalarımızın bir parçası olurken, ne kadar demokrat, insancıl olursak olalım onları ötekileştirmeden yapamazken, mülteciliğin bildiğimiz her şeyin tersi üzerine oturduğunu düşünün.
Düşünün en modern, en güçlü, en yıkılmaz dediğiniz Avrupa’nın; birden sarsılıp, bankaların kapandığını, kendinize ait hiçbir şeye ulaşamadığınızı, yabancı bir ülkede yersiz, yurtsuz, aç, parasız kaldığınızı. Ruhunuzu satmamaya ne kadar direnebilirsiniz? Ne kadar kendiniz kalabilirsiniz?
İnsan özünde iyi midir? Neleri unutabiliriz? Modern hayat bizi kurtarabilir mi?
Nefesinizi nasıl tutarsınız?
Kütüphaneci’nin her an bilgelikle yeni kitaplar önermesi o son kitapla, boğazınızda yumru, gözünüzde yaş oluyor: Uzun Süre Nefesinizi Nasıl Tutarsınız?
KünyeYazan: Zinnie Harris |
O kitap, gelip hikâyenin çatısına ve sizin üzerinize boylu boyunca yatıyor, kaldıramıyorsunuz.
Hikâye inanılmaz çarpıcı. Zinnie Harris’in Kış Dönümü oyununu geçen sezon yine DOT’ta izlediğimde, savaşın izlerini yansıtışından çok etkilenmiştim. Burada da nasıl ayaklarımızın altındaki zeminin, inandıklarımızın ve güvendiklerimizin hiç ummadığımız zamanda ve yerde yok oluşunu, bunun var oluşumuza yansımasını gösterirken çok sert, çok acıtıcı ve gerçek. Modernizmin ve kapitalizmin çöküşü altında kalan insanlık.
Geride çok fazla soru bırakan oyunlardan Nefesinizi Nasıl Tutarsınız. Sorular iyidir, çok iyidir.
Göz dolduran oyunculuklar
Köksal Engür’ü izlerken işte deneyimin sahnede boy gösterişi dedim. Zamanın ve mekânın ötesinde; akıcı, yalın, abartısız ve gerçek; iyi şiir gibi. Büyük zevkti.
Murat Daltaban’ın hem sahnede hem de sahne arkasında rol aldığı oyunları izlemek her zaman bir keyif olmuştur. Burada sahnede şeytan rolünde ise rahatsız edici derecede “şeytan” olmuş. Ama bu bildiğiniz şeytanlardan da değil, kütüphaneci ile söyleşip, bilgelik de yapabilenlerden. Bu onu bana göre daha da gerçek yapmış. Günümüzde şeytanın daha fazla bilgeliğe ihtiyacı var, zira ruhları satın almak o kadar da kolay olmamalı. O yüzden belki de şeytan’ın Birleşmiş Milletler’de çalışıyor olması ayrı bir şeytanlık olmuş.
Gizem Güçlü ve Esra Ruşan oyunun genç oyuncuları olarak, rollerinin ağırlıklarının altından kalkabilmişler, hikâyeyi gerçek kılmışlar.
Çok etkileyici, yer yer ürpertici müzik tasarımı ile Oğuz Kaplangı’dan ve çok sadece işlevli, dekor tasarımı ile de tekrar Murat Daltaban’dan söz etmeden olmazdı. Kütüphaneden tekneye dönen merdivenler, sahnede merkezindeki yatak- küvet, oyunu güçlendirmiş.
Nefesinizi Nasıl Tutarsınız bu sezonun en iyi oyunlarından. Bence kaçmaz.