Bugün, kusura bakmazsanız sizi biraz rahatsız edeceğim. Eh gazetecinin de kimi noktadaki görevi bu: Rahatsız etmek…
Şimdi, sizinle, hep birlikte, İstanbul Bakırköy Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki bir cinsel istismar davasına gidelim. Mahkeme salonunda her zamanki gibi mahkeme heyeti, savcı, sanık ve taraflar yerli yerinde. Sadece mahkeme katibinin elindeki ünlü yazar Montaigne'in "Denemeler" kitabı dikkatimi çekiyor. Taraflar konuşurken, kitaptaki, "Kendini bil", "Kendin tanı" söylemine gidiyor aklım; mahkemedeyiz!
Yargılama konusu: Tutuklu sanık Cafer Y.'nin şimdilerde yetişkin olan iki kızına sistematik olarak cinsel istismarda bulunması.
Cafer Y. Temmuz 2020’de Esenler’de 3,5 yaşındaki torununu istismar ederken de yakalanıyor ve kamuoyu baskısı ile tutuklanıyor. İki kızına ve torununa “istismardan” hakkında dava açılıyor. Biz, iki kızına yönelik istismardan yargılandığı davanın ilk duruşmasındayız. Torununa yönelik “istismar” yargılaması başka bir mahkemede sürüyor.
Erkeklik savunması 1: Evli kızım kaynanasını bıçaklamış
Sanık erkeğin savunması: Adana’da yaşarken eşimin kardeşi örgüte katılmıştı, oradan bizim eve geldi, ben karşı çıksam da karım onu evde sakladı. Ben itiraz ettim ama “ne yapayım karımın kardeşidir” dedim, göz yumdum.
Sonra askerler şehit olunca, komşular bize saldırmasın diye ben iki kızımla ve eşimle birlikte İstanbul Esenler’e taşındık. Karım kızlarımdan birini Suriye’den gelen biriyle evlendirmek istiyordu. Ben karşı çıkıyordum ama evlendiler. Bize yakın oturuyorlardı, maddi durumları iyi değildi, ben destek oldum. Bu evli kızım kaynanasını bıçaklamış bir gün.
Erkeklik savunması 2: Kızlarım bana komplo kurdu
Mahkeme Başkanı: Suçlama konusuna gelir misin? Olayları anlat.
Sanık: İki kızımın da erkeklerle ilişkisi vardı. Karımla hep kavga ederdik. Benden boşanmak istiyordu. “Bizde boşanma olmaz, töremize aykırı” dedim. Boşanmadım. Hep kavga ediyorduk. Karımın yakın zamanlarda abisi, abisinin eşi, anne ve babası öldü. O da bu ölümlerden beni sorumlu tuttu.
Ailesine “büyü” yaptığımı iddia etti. Hatta Esenler Karakolu’na gidip şikâyetçi oldu. Şikâyetten bir sonuç çıkmayınca, kızım da ben onun evliliğine karşı çıktığım için diğeri de bana kızgın olduğu için eşim ve iki kızım bana öfkelendi, öçlerini almak için bana bu komployu kurdular.
Mahkeme Başkanı: Suçlamayı kabul etmiyorsun yani?
Sanık: Evet etmiyorum. Ben öyle bir şey yapmadım.
Erkeklik savunması 3: Hepimiz böyle şeyleri kınarız da yani
Sanık erkeğin avukatı: Sayın hâkim, ben eskiden cumhuriyet savcısıydım. Böyle istismar gibi durumları hepimiz kınarız, onaylamayız tabii. Ama bunun da doğru olup olmadığını araştırmak lazım. Benim müvekkilim ailesine düşkün iyi bir babadır. Ona komplo kuruluyor. Kültür seviyesi düşük bir kadın ailesindeki ölümleri büyüye bağlayabilir.
Bu konuda kocasını suçluyor ve kızları ile birlikte müvekkilime komplo kuruyor. Hem iki kız istismar edildiyse neden yıllar sonra bu suçlamayı yaptılar? Neden daha önce söylemediler? Ayrıca bakınız tarihlerde tutmuyor. Önce iki kızı istismardan Esenler Karakolu’na şikâyette bulunuyor, oradan bir sonuç çıkmayınca, sonra da torununu istismar ettiğini söyleyip suç duyurusu yapıyorlar. Biz suçlamaları kabul etmiyoruz.
Feminist savunma: İstanbul Sözleşmesi ve yasalar uygulansın
İki kadının avukatlığını yapan Oya Meriç Eyüboğlu: Kız çocukları yıllarca istismar ediliyor, babaları istismarı anlatmamaları için ayrı ayrı çocukları tehdit ediyor. Sanık, Adana’da üçüncü bir çocuğu istismar ettiği için 4 yıl hapis cezası alıyor. Bu nedenle de aile Adana’da yaşayamaz duruma geliyor ve o nedenle İstanbul’a taşınıyorlar. Yani, taşınmanın karısının kardeşinin örgüt üyeliği gibi bir durumla alakası yok.
"Fail avukatı mahkemeye doğru bilgi sunmuyor"
Ayrıca neden yıllar sonra bu gerçekler açığa çıktı, bunu da anlatayım. Evli kızı babasını 3,5 yaşındaki torununu istismar ederken görüyor, durumu eşine ve kardeşine anlatınca...
Kardeşi de yıllarca kendisine de aynı şeyi yaptığını söylüyor. Anlaşılıyor ki babaları yıllarca iki kızını, sonrasında da torununu istismar etmiş. Önceki iki istismar, dedenin torununu istismar etmesiyle ortaya çıkıyor. Esenler Karakolu’na başvuruyorlar. Yani avukat beyin farklı tarihler diye sunduğu duruma dair bilgi gerçeği yansıtmıyor.
‘Faille karşı karşıya gelmek istemiyorlar’
Dosyadada görüleceği üzere toruna yönelik istismar şikâyeti yapılıyor önce, sonra ifadeler verilirken iki kardeş yaşadıklarını anlatmak zorunda kalıyor. İkisi de istismar yüzünden travma halindeler.
Faille yüzleşmek, karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Gelecek celse ifade vermek istiyorlar ancak bunu fail olmadan yapmaları gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi ve Türkiye yasalarında ilgili maddeler mevcut.
Mahkeme heyeti, iki kadının ifadelerinin Cafer Y. mahkeme salonunda yokken alınmasına karar veriyor ve davayı 28 Ocak’a erteliyor.
Buraya kadar olan biten aslında erkeklik suçlarındaki ortaklığı anlatıyor.
“Failler ve avukatları aynı”
Hep gündeme getirdiğimiz bir konu; yargıda cinsiyetçilik. Mahkemelerde fail erkeklerin savunmaları, o erkeklerin savunmalarını yapan avukatların onlardan daha beter cinsiyetçi yaklaşımları, mahkeme heyetinin kadının ve erkeğin savunmanlarına yaklaşımları…
Davayı birlikte izlediğimiz feminist Hasbiye Günaçtı davayı şöyle yorumluyor:
"Bir kadın tacize uğramışsa bütün kadınlar tacize uğramıştır. Türkiye’de devlet bir tacizciyi koruyorsa hiçbir kadın güvende değildir. Tacizci duruşmada her erkeğin yaptığı gibi savunma yaptı.
"'Gak guk, bana komplo kurdular' dedi. Sanki kadınların tacizi anlatması kolaymış gibi. Bu faillerin avukatları da onlar gibi oluyor. 'Ben eskiden savcıydım' dedi. Ne yapalım yani, eşit değil miyiz? Heyeti etkilemek için bunu yaptı.
"Biz bundan rahatsız olduk. Daha önce de bir çocuğu istismar etmiş, ceza almış. Biz daha bu davada daha çok ceza almasını istiyoruz. Biz bu davayı takip etmeye devam edeceğiz, erkek adalet değil gerçek adalet demeye de devam edeceğiz.
“Bu suça ortak olmaya devam ediyorlar”
Kadınların feminist avukatı Eyüboğlu da şöyle diyor:
"Biz bu adliyeye defalarca geldik, ilgili kişilere aktardık. Ancak, sosyal medya eylemi yapınca Cafer Y. tutuklandı. İşte şimdi ilk duruşma için de buradaydık. Cafer Y., bu dosyada değil, diğer dosyada tutuklu yargılanıyor.
"Biz sanığı dinlerken bile çok zorlandık, kim bilir bu adamın istismar ettiği çocuklar kim bilir ne yaşadı? Bu adamların toplumdan uzaklaştırılması gerekiyor. Bu adamların oğulları, erkek kardeşleri bu erkeklerle ortaklaşıyor ve suça sessiz kalmaya devam ediyorlar. Bu erkeklere prim vermemek gerekiyor, engel olmak gerekiyor. Biz kadınlar olarak bu erkeklere karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz."
Katibin her fırsatta göz attığı, Montaigne'in "Denemeler" kitabı aklımda beliriyor. Yazar diyor ya “Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez” sonrası da geliyor: “Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür; ona iyiliği kötülüğü katan sizsiniz.”
Yazının fotoğrafı
Bu kez, Charlize Theron’un oyunculuğu ile kendisini aştığına inandığım North Counrty’den aldım görseli. Film Türkçeye “Tek Başına” diye çevrildi.
Ne zaman izlesem etkilendiğim bu film, 2005 yapımı Akademi Ödülüne aday gösterilmiş bir dram. Gerçek hayattan uyarlanan film, bir madende çalışan kadının şehirdeki ilk cinsel taciz davası açmasını konu alıyor.
Filmde, 1984 yılında Amerika’nın muhafazakâr bir eyaletinde, kocasından ayrıldıktan sonra yaşam savaşı veren bir kadının hikâyesi anlatılıyor. İki kocasından iki çocuğu olan Josey Aimes, sürekli şiddete maruz kaldığı adamı terk ederek ailesinin yanına yerleşip hayali olan ayrı bir eve çıkmayı ve çocuklarına bakabilmeyi istiyor.
Ailesinin, Josey’in kocasının yanına dönmesi için sürdürdüğü baskıcı ve tutucu yaklaşımı, izleyenlere, Türkiye sinemasında da sıkça işlenen, yabancı olmayan bir portreye işaret ediyor.
Ne olmuştu? 3,5 yaşındaki torununa cinsel istismarda bulunan Cafer Y. 8 Temmuz'da sosyal medyadaki tepkilerin ardından gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Çocuğun ailesinin yaklaşık 1 ay önce karakola suç duyurusunda bulunduğu, cinsel istismar bulgularının raporlarla sabit olduğu ancak Cafer Y. hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı ortaya çıkmıştı. Olayın sosyal medyada yayılmasıyla gelen tepkilerin ardından Cafer Y. savcılığın talimatıyla Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmıştı. Bakırköy Adliyesi'ne sevk edilen Cafer Y. buradaki ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, kızının kendisine iftira attığını iddia etmişti. Savcılıktaki ifadesinin ardından Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edilen Y. "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan tutuklanmıştı. İki kızının da şikâyeti sonucu, Cafer Y. hakkında ayrıca çocuklarına yönelik "zincirleme cinsel istismardan" da dava açılmıştı. |
(EMK)