"Sonsuz şeref yolu gibi Masisim'e vurgunum ben"
Yeğişe Çarents'in dizelerindeki Ararat'a yönelik tutkuyu Yerevan'a gelince anlamanız mümkün. 2800 yıllık şehre Ararat manzarası hakim. Her gün uzaktan seyredilen ama ulaşılamayan bir sevgili gibi.
Cumhuriyet Meydanı geniş, ferah ve Yerevan'da hayat günün her saati canlı. 3 milyonluk Ermenistan nüfusunun yarıya yakınını barındıran kentle, günlerdir dolaştığımız diğer bölgeler arasındaki ekonomik uçurum çok belirgin. Ama yine de meydana açılan North caddesindeki lüks dükkanlar bomboş. Kiralar çok yüksek olduğu için sadece ünlü markalara yer tutabilmiş. Yerevan'ın da dışarıya açılmaya ihtiyacı var. Bu bakımdan Türkiye çok önemli bir kapı. Ve doğrusunu söylemek gerekirse protokolleri askıya alan taraf olarak Türkiye'ye nazaran, Ermenistan'da konuştuğumuz hemen herkes ilişkilerin normalleşmesi bakımından daha gerçekçi.
Ve bir dipnot: Türkiyeli olduğunuz için herhangi bir hakarete uğramıyorsunuz,1915'in ayıbı durmadan yüzünüze vurulmuyor. Yanlış para üstü veren büfeci özür üstüne özür diliyor, istasyonun önünde Türkçe konuştuğumuzu duyan bir işadamı "Merhaba" diyerek bizimle tanışmak istiyor.
Genç kuşağın Türkiye algısı olumlu
Tüm bunların konuşulduğu "Ermenistan-Türkiye Yakınlaşmasında Medyanın Katkısı" başlıklı toplantının oturumlarından birine katılıyoruz. Toplantı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), Yerevan Basın Kulübü, Küresel Politikalar Eğilimler Merkezi (GPOT) ve EURASIA Partnership Foundation ortaklığında gerçekleştiriliyor.
Oturumda daha önce verileri aktarılan bir çalışmadan daha bahsediliyor. Kafkasya 2010 Barometresi adlı çalışma, genç kuşağın Türkiye algısının olumluğuna işaret ediyor.
Sınırların açılması konusunaysa, ulaşılan 2 bin kişinin yüzde 58'i ülke güvenliği gerekçesiyle olumsuz yaklaşıyor. Yüzde 16'lık bir oran sınırların açılmasını arzuluyor. Bu oranın düşüklüğüne rağmen Ermenistan'ın Türkiye ile ticari ilişkilerini geliştirmesine olumlu bakanların oranı yüzde 45.
Oturumda ayrıca Türkiye ayağını İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Sevda Alankuş ve ekibinin, Ermenistan ayağını ise Yerevan Basın Kulübü'nün yaptığı medya araştırmasının verileri paylaşılıyor. Araştırma Ermenistan basınında Türkiye'nin dikkatli bir şekilde izlendiği ve "nötr" haberlerin baskın olduğunu gösteriyor. Negatif haberler Obama'nın Türkiye ziyareti ve sonrasında yol haritasının açıkladığı dönemi içine alan 1-30 Nisan 2009 ve protokollerin askıya alındığı 15-30 Nisan 2010 arası döneme ait.
Ermeni Kilisesi'nin merkezi Etchmiadzin ve Elegez Dağı eteklerindeki Yezidi Kürt köylerini ziyaret edip Yerevan'a geri döndüğümüzde Soykırım Anıtı'na gidiyoruz. Kristine, her 24 Nisan'da bu yolun çiçeklerle kaplandığını, anıtta çiçek bırakacak yer kalmadığını söylüyor. Sürgünün gerçekleştirildiği Anadolu kentlerinin isimlerinin yazılı olduğu duvar boyu yürürken, nereden geldiği belli olmayan bir ezgi boğazınızda düğüm oluyor. O orada dururken yeni bir ilişki mümkün değil, biliyorsunuz.
Rakamlardan ve analizlerden azade, devletler ve politikalar üstü bir ilişki, yası paylaşamasak da utancıyla yüzleşmeyi gerektiriyor önce. Her "merhaba" bir "özür"e denk düşmüyor belki, ama onca gün birlikte olduğumuz Ermenistanlı arkadaşlarla biz öğrendik ki bir "merhaba" bazen yaraları sarma kudretinde oluyor. (BBA/ŞA)