2012'nin ilk altı ayında bitirileceği deklare edilen yeni Anayasa çalışmaları ne aşamadadır bilemiyoruz. Ancak yeni bir anayasa sürecinin olmazsa olmazı olan toplumsal barış ve uzlaşının, bizzat iktidar tarafından açlık grevleri bağlamında Kürt sorununun çözümsüzlüğe terkiyle giderek imkansız kılınmasını olanca şiddetiyle hep birlikte izliyoruz.
Zaten geçtiğimiz günlerde Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) Anayasa İzleme çalışmaları kapsamında yayınladığı 2. İzleme Raporu da toplumun yeni Anayasa çalışmalarında bir referans teşkil etmediğini, sivil toplum kuruluşlarından alınan görüş ve önerilerin yazımı biten maddelere ne ölçüde yansıdığının analizini yapmanın güçlüğünü vurguluyor.
İşte böylesi bir ortamda Mülkiyeliler Birliği Yayınları bambaşka bir çalışmayı okuyuculara sundu.
Öğrencilerden gönüllü katılım
1960 ve 1980 sonrası anayasa yapım süreçlerinde anayasa önerileri sunmuş, bu anlamda kendine bir kamusal sorumluluk tanıma geleneğiyle bilinen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) bu anayasa yapım sürecine kurumsal bir görüş iletmeyi tercih etmemiş.
Ancak Anayasa Kürsüsü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Murat Sevinç öncülüğünde, tamamen Mülkiyeli öğrencilerin gönüllü katılımlarıyla gerçekleştirilen seminerlerin sonuçlarını yansıtan bu kitapla, yaslandığı gelenek itibariyle siyaset ve muhalefet alanının güçlenmesine katkı sunma çabasını sürdürdüğünü belgeliyor.
Bir basın kokteyliyle tanıtımı yapılan kitabın asıl sahipleri olan Mülkiyeli öğrencilerin heyecanını anlamak mümkün. Çünkü kimse onlara bu konuda fikirlerini sormamasına rağmen, hiçbir not vb. maddi karşılık beklemeden katıldıkları bu seminerler sonucunda Murat Sevinç'in de belirttiği gibi "amatör ama hevesle" yapılmış bu çalışma, her şeyden önce siyaset alanının önemli aktörlerinden olan üniversitelilerin bir bütün olarak anayasal sistem, özelde de kitaba konu olan "Temel Haklar" konusundaki sözünü ortaya koyması açısından önemli.
Nitekim kokteyl sırasında söz alan, gönüllü seminerlerdeki tartışmalara katılım sağlamış Mülkiye öğrencilerinden Deniz Gürsoy da "Etrafımızı saran iktidar çemberinden kurtulup bir ses olmak istedik" diyor.
Sevinç: Sorunlar üzerine kafa yormak
Elbette, Murat Sevinç'in de altını çizdiği gibi "Ciddiye alınmayan anayasa önerisi çoktur", ancak elinize aldığınızda göreceksiniz ki bu çalışma en çok da "ciddiye alınmayan anayasa metinleri çöplüğüne vasat bir katkı yapma"nın ötesine geçip, siyasal ve toplumsal sorunların salt hukuk metinleriyle çözümünün mümkün olmadığının da bilinciyle, "sorunlar ve konular üzerine kafa yormanın daha verimli" olabileceğini kanıtlıyor.
2011-2012 öğretim yılında on iki hafta boyunca sürdürülen seminerlerde, haklar ve özgürlükler; sosyal hakların anayasal düzeyde ele alınması meselesi; "eşitlik ilkesi"; anayasanın sistematiği; yaşam hakkı; ölüm oruçları ve açlık grevlerinin hak olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı; siyasi parti yasakları; laiklik; bilimsel özgürlük ve özerklik gibi pek çok konu tartışmaya açılmış. Kimi zaman konuklar eşliğinde sürdürülen tartışmalara Prof. Dr. Mesut Gülmez, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Doç. Dr. Alev Özkazanç, Hasan Saim Vural, Dinçer Demirkent ve Evren Özer de katkılarını sunmuşlar. Ayrıca kitabın ekler bölümünde Mülkiye'nin 1960 ve 1980 tarihli anayasa önerilerine ilişkin metinleri de bulmak mümkün.
Mülkiyeli öğrenciler geçen öğretim yılında sarf ettikleri çabanın bir ürünü olarak birinci cildin yayınlanmasından ve kitabevlerinde satşa çıkmasından memnunlar ve bu öğretim yılında da gönüllü anayasa seminerlerine devam ediyorlar.
Bu kez "Devletin Temel Organları" etrafında şekillenecek tartışmaların sonuçlarını yine ikinci bir cilt olarak kamuoyuyla paylaşmayı amaçlıyorlar. (BB/HK)