9 Eylül Cuma akşamı İzmir, Tarkan konserine kilitlenmişken, İstanbul ise Maçka Parkı vahası içinde iki konser için heyecan yaşıyordu. (En azından Rock'n Roll nüfusu için diyelim) Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde Athena, Küçükçiftlik Park'ta Altın Gün ve The Ringo Jets.
Kedili Park'taki Kavalcı ve Kaşık Mustafa
Akşama hazırlık Maçka Sanat Parkı, nam-ı diğer Kedili Park'ın içinden geçerek başladı. Kedileri kavalından çıkan ezgilerle adeta hipnotize eden Kavalcı yine oradaydı. Tamam, bu parka sürekli gelenler bilir, kediler zaten hep parktaydı. Farklı cinste yavru, yetişkin kediler parkın her yerinde. Ev kedisi gibi banklarda oturanların kucağında, yanında kendilerini sevdiriyorlar... Ancak yaklaşık iki yıldır bu Kavalcı parka geliyor, kavalını çaldıkça da kediler adamın etrafında toplaşıyor. Parkı bilmeyenler için büyülü bir an!
Kavalcıyı geçtikten sonra pandemi sırasında işsiz kalınca meyhanelerden parklara, sokaklara transfer olan İzmirli emektar müzisyen Kaşık Mustafa'yı görüyoruz. Artık mekânlar açıldıysa da parkı pek sevmiş anlaşılan. Kumkapı meyhanelerindeki müşterilerden farklı bir iletişim ağı var sanırım bu parkın. Artık pullu, parlak sahne kıyafetini de giymiyor buraya gelirken. Bu sefer beyaz eşofmanıyla park ortamına uyum sağlamayı yeğlemiş kanunuyla Kaşık Mustafa.
TIKLAYIN - Kaşık Mustafa: 55 yıllık müzisyenim ilk defa sokaklarda çalıyorum
Bir, iki, üç... Biralar yuvarlanırken...
Kedili Park'ta ağaçların altında içkiyle bir şeyler yiyebileceğiniz tek açıkhava mekânına kuruluyoruz.
Sevdiğimiz marka bira var neyse ki. Ne yeriz? Tabii ki bira tabağı. Bir, iki, üç... Zamlarla birlikte fiyatlarının da yuvarlandığı biralarımızı yuvarlıyoruz tek tek. Keyfimizi kim kaçırabilir ki! Sohbet de güzel. Mekânda genç ve yaşlılar... Konser havasına girmek için hazırlananlar da var belli ki, yakınlardaki kongre merkezindeki bilmem ne fuarından çıkıp gelen de... Masalar dolu.
Altın Gün mü Athena mı?
Saat 20.00 olmuş, artık yavaştan konser alanına geçelim. Athena da gönlümüzün tanrıçası elbet, ama bizim tercihimiz Hollandalı-Türkiyeli grup Altın Gün'den yana oluyor bu sefer.
Küçükçiftlik Park'a doğru yürümeye başlıyoruz. Tabii bu hat üzerinde köfte-ekmekçiler kokusuyla kendini hissettiriyor. Konserler dağılırken önlerinde kuyruk olacak kesin diyorum içimden.
Özellikle haftasonları dolup taşan Maçka Demokrasi Parkı'nı da geçip geliyoruz alana. Kapının önünde bakkaldan aldıkları ucuz biralarını yudumlayanları geride bırakıp giriyoruz içeriye.
Sahnede Anadolu ezgilerini elektronik müzikle harmanlayan Anatolian Sessions yani Çağdaş Burak Doğan. Ardından Radyo Eksen DJ'lerinden Gülşah Güray geçiyor setin başına, biz de yavaştan sallanmaya başlıyoruz olduğumuz yerde. Güray, Red Hot Chili Peppers sonrası Nirvana da çalınca, bizim kuşak için eğlencenin dozu artıyor. Ve sahnede The Ringo Jets!
Kalçalar sallanıyor
Deniz Ağan, Lale Kardeş ve Tarkan Mertoğlu'ndan oluşan grup, dinamik bir girişle gecenin fitilini iyice ateşliyor. Dar deri pantolonu ve kalın parlak kemeriyle Lale Kardeş, davulun başından kalkıp elinde mikrofonla sahne önüne geliyor. "Shake Your Hips" klasiğini seslendirdiğinde bizim de kalçalar yerinde durmuyor.
Başını hareket ettirme
Ellerini hareket ettirme
Dudaklarını kıpırdatma
Sadece kalçalarını salla
Tekrar davulun başına dönüyor Kardeş. Bir sonraki şarkıya başlamadan önce "İzmir'de Tarkan konserinde olsaydım diyenler var mı aranızda?" diye soruyor. Herkes halinden memnun, Kardeş vuruyor davulun kick'ine...
"Biz korkmayız jandarmadan"
Altın Gün yavaştan enstrümanların başına yerleşirken bir alkış kopuyor ve arkadan Merve Daşdemir ve Erdinç Ecevit Yıldız omuz omuza giriş yapıyor sahneye.
Vokalde Merve Daşdemir, sazda, tuşlularda ve vokalde Erdinç Ecevit, basta Jasper Verhulst, gitarda Thijs Elzinga, davulda Daniel Smienk ve perküsyonda Chris Bruining.
"İstanbul hoşgeldiniz, kavuştuk" diyerek izleyicileri selamlıyor Daşdemir, konser boyunca da sahnedeki dansı durmuyor. "Köroğlu Dağları" ve "Ah Gece Gelme Gündüz Gel" ile açılıyor konser.
Yaklaşık bir buçuk saat sahnede kalıyor Altın Gün. "Goca Dünya", "Kolbastı", "Su Sızıyor", "Maçka Yolları", "Ordu'nun Dereleri" ve "Dere Boyu Kavaklar (Kolbastı)" ile coşuyoruz gece boyu.
Hadi gülüm yandan yandan yandan
Biz korkmayız ondan bundan
Biz korkmayız jandarmadan
Erkeklerin günahı, kız sizden sorulacak
Arada yeni albümde yer alacak Zülfü Livaneli şarkısı "Leylim Ley" yorumunu da seslendiriyor topluluk.
Saat 24.00'e yaklaşırken artık "yay vaziyetleri"* diyoruz. Bis sonrası söylenen son şarkıyı geride bırakıyoruz. Kapının önünde taksi bekleyenler... Neyse ki biz şanslıyız, yarım saatlik bir yürüyüşle evdeyiz. Yolda köfte-ekmek kuyrukları, gece 24 olmasına rağmen akan insan ve araba trafiği... Mekanlar hâlâ dolu, keyfimiz yerinde, kafamız nasıl güzel!...
*Meyhaneci Yakup Arslan'ın sözü.
(AÖ)