Konuya iki ajans haberiyle başlamak istiyorum.
Tekirdağ (İHA)- Tuzla'nın Orhanlı beldesinde zehirli atık dolu varillerin bulunmasının ardından ikinci zehirli varil krizi Çerkezköy'de yaşandı. Bir fabrikanın arka bahçesinde gömülü olarak bulunan zehirli atık dolu yaklaşık bin 50 varil gömülü oldukları bölgeden çıkartıldı. Edinilen bilgiye göre, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan bir ilaç firmasının üretim tesislerinin arka bahçesinde zehirli varillerin gömülü olduğu ihbarını alan savcılık harekete geçti. 31 Temmuz 2007.
Kocaeli (DHA)- 'Kocaeli'nin Darıca ilçesindeki bir evin arka bahçesinde içerisinde kimyasal maddelerin bulunduğu plastik variller bulundu. Devrilen varillerden çıkan keskin kokudan etkilenen evdeki 3 kişi, Devlet Hastanesi'nde ayakta tedavi edildikten sonra taburcu edildi. ' 25 Kasım 2010
Mersin
Peki ya Mersin. Mersin'de 50 değil, yüz değil, yüzbinlerce zehirli varil olduğunu biliyor musunuz. Mersin halkı bu zehirli varillerin sahiplerinden, Kromsan'dan ne kadar haberdar. Basında, Türkiye'nin değişik kentlerinde bulunan bin varil -yani bir kaç ton- zehirli atık önemli yer tutuyor, İskenderun'da Ulla adlı gemiden denize dökülen bir kaç bin ton atık yankı buluyor ama bunların milyon katı, evet evet yanlış duymadınız, milyonlarca katı zehirli atık üreten Kromsan yeterince yer almıyor.
Bir iki gazetecinin çabası ulusal basında karşılığını bulmuyor. kamuoyu yeteri kadar bilgi sahibi olamıyor. Bırakın Türkiye'yi, Kromsanın bulunduğu Mersin'de bile halk, bu zehir zemberek gerçeklerden bihaber. Demek birşeyler eksik. Ya basın görevini yapmıyor ya da yapmak isteyenler şu veya bu yöntemle susturuluyor.
Radikal'dan Ali Şen 16 Şubat 2002 yılında "Mersin'de Karettalar Krom'zade' başlığı ile haber yapıyor, 27 Ocak 2005'te, Birgün Gazetesinde Mihriban Amanoğlu ‚'Zehirli Atık Gerginliği' başlıklı haberiyle konuyu işliyor, Günlük Gazetesi, 2006 yılında ‚'Atık kromla ölüme davetiye' başlıklı haberle kamuoyunu bilgilendiriyor, Mersin yerel basını defalarca konuyu işliyor ve yetkilileri göreve çağırıyor ama bütün bunlara rağmen ‚Devlet uyuyor' ve Kromsan yıllardır bildiğini okuyor, zehir saçarak karına kar katıyor.
2011 Yılı itibariyle, Kromsan fabrikasının bahçesinde 1 milyon 700 bin ton zehirli atık, patlamaya hazır nükleer santral gibi bekliyor. Mersin Akkuyu'ya nükleer santral kurulmasına haklı olarak karşı çıkan örgütler, neden Kromsan'ın yarattığı tehlikeye karşı bir araya gelmiyor. Çevreciler ve çevre sorununda duyarlı olan örgüt ve partiler neden bu kadar geç kaldılar.
Bunun en önemli nedeni desinformasyondur. Bir diğer nedeni para ve korkudur. Doğayı katleden kapitalist şirketler, medyayı manipüle etmekte ustadır. Kimi zaman da medya, reklam pastasından pay almak için gerçeği bildiği halde susmakta, yani suç ortağı olmaktadır. Hükümetler de bu vahşi kapitalistlerin; "fabrikayı kapatırım işsizlik artar, o zaman oy kaybedersiniz" tehditleriyle ya da onların kirli 'bağışlarıyla' susturulmaktadır.
Kâr, her zaman daha çok kâr'dan başka bir amacı olmayan Mersin Kromsan'ı, Bergama'da Eurogold'u, Karaduvar'daki dolum tesislerini ve Kaz dağlarını feda etmeye hazır firmaları, toprağın, kadının, erkeğin, çocuğun zehirlenmesi ilgilendirmiyor. Onlar için Mersin'de, Bergama'da veya Karaduvar'da yaşayan insanlar ve doğal çevre 'kâr için harcanabilir' unsurlardandır. İnsan ve çevre faktörü bu firmaların bilançolarında ne girdi, ne çıktı olarak yer almazlar...
Bergama halkı ayağa kalktı, şanlı bir direniş örgütledi. Siyanürle altın aramaya karşı yıllar süren bir mücadele verdi. İzmir valiliği, Bergama madenini danıştay kararı uyarınca mühürledi. Ama Bergama dosyası kapanmadı. Hatırlarsanız daha önce de benzer gelişmeler olmuş ama dönemin hükümeti gizli bir genelge ve Sağlık Bakanlığının 'deneme' üretimine izin vermesi üzerine, bir avuç dolar için, siyanür kullanılarak altın aranmaya devam edilmiş, toprak, hava, su zehirlenmişti. Önceleri altının nimetleri ile Bergamalıyı kandırmaya çalışan şirketin, iş vaatlerine, Bergama'nın zengin olacağı söylemlerine, cami, düğün salonu, çeşme gibi rüşvetlerine karşın, Bergama halkı onurlu direnişini ortaya koymuştur.
Karaduvar'da kapatılan tesislerin mühürlerini söküp yasadışı faaliyete geçen şirket de toprağı, insanları zehirlemeye devam etmişti. Mersin'de bu konunun üzerine giden namuslu gazeteciler oldu ve ağustos ayında ATAŞ'ın petrol tankında çıkan yangın, uyarıların ne kadar ciddi olduğunu ortaya koydu. Mersin'de bu yangından sonra tüm uyarılara rağmen halen, petrol tankları arasında zorunlu mesafe olan 60 metreye uymayan birçok firma bulunuyor.
Peki ya Kromsan ve Mersin halkı
Mersin Halkı ne zaman Bergamalılar gibi ayağa kalkacak ve topraklarını, aşlarını, ekmeklerini, sularını, çocuklarını zehirleyen bu arsız patronların yakasına yapışacak. Zira bu sorun hükümetlerin insafına (arabuluculuğuna) bırakılmayacak kadar ciddidir. Gazetecilerden duyarlılık istemek için önce Mersin Kamuoyunun duyarlı olması ve örneğin Kromsan hakkında bilgilenip harekete geçmesi gerekmektedir.
Kromsan vakası zaman zaman yerel ve ulusal basında yer aldı. Gazeteci Abdullah Ayan, Kromsanın zehirli atıklarına ve fütursuzluğuna karşı yıllarca bir çevreci gibi çalıştı. Hükümeti ve çevre bakanlığını sıkıştırdı. Veriler topladı. Kanıtlar sundu. Ayan, Mersin'de yerel yöneticileri rahatsız etti, susarsanız suç ortağı olursunuz diye haykırdı. Ama ne yazık ki ona verilen cevaplar hep oyalama oldu. Ya da üstü örtülü tehditler. Ayan'ın yanısıra bu konuda duyarlı olan Dr. Yüksel Burgutoğlu, dönemin Kazanlı belediye başkanı Kenan Yıldırım ve gazeteci Ahmet Özdemir, Kromsan tarafından (gerçekleri söyleyip yazdıkları için) tazminat talebiyle mahkemeye verildiler. Ancak aralık 2006'da sonuçlanan davada mahkum olan Kromsan oldu.
Bu gün Kromsan'ın bahçesinde 2 milyon ton zehirli atık olduğu kabul ediliyor ama matematiksel olarak, 15 yıl boyunca bir kilogram krom için bir kilogram atık üreten Kromsanın bu güne kadar toplam 8 milyon ton atığı olmalıydı.
Abdullah Ayan, 'bu atıkların 6 milyon tonu nerede. Toprağın altına gömülüp sebzelerin mi kanı bozuldu, yoksa denize dökülüp yediğimiz balıklar mı zehirlendi' diye soruyor.
"1984 yılında üretime geçen Kromsan Fabrikası, 1995 yılına kadar ürettiği her (1) ton kimyasal ürüne karşın, tam (3.22) ton Cr6 içeren tehlikeli atık yarattı... Tepkilerin artması üzerine Tesis teknoloji değişikliğine gitti. Sağlanan iyileşmeyle, 1998 yılına kadar (1) ton ürüne karşı (2.24) ton ve 1998 yılından itibaren de (1) ürüne karşı (1.2) ton atık üretir hale geldi. Bakanlığa göre, sağlanan iyileşmeye rağmen geçmiş yıllardan kalan tehlikeli atıkların bertarafı ile ilgili hiçbir yöntem bulunamamış, bu nedenle de 2000 yılında nihai bertaraf yöntemi gerçekleştirilinceye kadar doğabilecek çevresel etkilerin önlenmesi amacıyla yaklaşık "1,5 milyon ton atık, tabanı ve üstü geçirimsiz malzeme ile örtülerek, fabrika sahası içinde" depolanmıştır..."
Abdullah Ayan, 25.11.2010 tarihli "Açık mektup - pulsuz dilekçe'sinde devamla şunları söylüyor: "Sayın Çevre Ve Orman Bakanı, Çevre müsteşarı, Sayın Mersin Valisi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı, Kazanlı belediye Başkanı, İl Sağlık, İl Çevre müdürleri ve anımsayamadığım diğer değerli yetkililer, Mersin'e bağlı kazanlı beldesinde mevcut Kromsan tesislerinin üretim sonucunda ortaya çıkan ve yılların ihmali ile fabrika sahasında açık alanda tutulan -artan şikayetler üzerine atık dağları brandayla örtülmüştür- tehlikeli atık tanımındaki 2 milyon tona yaklaşan krom atıkları fabrika sahası içinde her türlü doğal tehlikeye karşı korumasız biçimde her an yırtılabilir, çürüyebilir, fırtınayla uçabilir çadırların altında, yağmur, sel, deprem gibi her hangi bir afette, yanı başındaki denize ulaşma riskiyle kucak kucağa muhafaza edilmektedir.(...)
"Çevreye karşı işlenen ve ikrar edilen suç hakkında denetleme görevini hakkıyla yerine getirmeyen tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatmalıdır. Üstelik bu soruşturmada Kromsan yetkilileri yanında, Gözne yolundaki 6 bin ton kanserojen madde içeren tehlikeli atığı yıllardır sadece seyreden tüm kurum yetkilileri hakkında da gereken yapılmalıdır... Son yıllardaki Mersin Valileri Şenol Engin, Akif Tığ ve A. Atilla Osmançelebioğlu ile İl Çevre Müdürü Recep Metin hakkında, Gözne yolundaki tehlikeli atıkların yıllardır yarattığı kirliliğe rağmen kaldırılması konusunda gerekli önlemleri almaması nedeniyle en azından görevin ihmali söz konusu değil midir?.. Yine son yıllarda görev yapan Soda Krom Kimyasalları Şirketine bağlı Kromsan tesis sorumluları hakkında kendi ifadeleriyle de ortaya çıkan Çevresel suça karşı verilmesi gereken bir ceza yok mudur?.(...)
Mersin'deki uyuyan bomba konusunda başta İl Valisi, Çevre Müdürlüğü, İl Sağlık müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde tesisin bulunduğu bölgenin Büyükşehir sınırlarına dahil edilmiş olması nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ona bağlı Sağlık Başkanlığının yanı sıra en büyük sorumluluk Çevre Müsteşarlığına aittir. (...) Etkili, yetkili kimse kılını kıpırdatmasa da, ben tarihe karşı görevimi yaptığıma inanıyorum. En azından ortaya çıkacak bir felakette, herkes birbirini suçlarken, ben tarihe tanıklık eden bu yazıyla karşılarına geçecek, habersizmiş gibi göz kırpıştıranlara "ben sizi uyarmıştım" diyeceğim..."
Farklı siyasi kulvarlarda yer alsak da, Abdullah Ayan'a bu konuda katılıyor ve onun çığlığına kulak vermek gerekir diyorum. Bir çağrı da ben yapıyorum: Mersin Akkuyu'ya kurulacak nükleer santrale karşı bir araya gelen örgütler- insanlar, gelecek potansiyel tehlikeye karşı seslerini yükseltmişlerdir. Kromsan ise gelecek değil dünün ve bugünün tehlikesidir. Susarsak yarınlarımız için de tehlike olmaya devam edecektir. (AO/EÖ)
Araştırma yapmak isteyenler için bazı notlar
Kromsan yine yakalandı. Recep Yıldırım. Mersin Radyo Metropol. 27 Mart 2001.
http://bianet.org/bianet/cevre-ekoloji/1388-kromsan-yine-yakalandi
Carettalar Krom'zade...Ali Şen. Radikal. 16 Şubat 2002.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=29377
Zehirli Atık gerginliği. Mihriban Amanoğlu. Birgün. 27 Ocak 2005.
http://www.birgun.net/economics_index.php?news_code=1106677661&year=2005&month=01&day=25
Kromsan atıkları fabrikaya iade. Mehmet Miras. Mersin. 26 Ocak 2005
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/306504.asp
Kromsan atıkları çevreyi kirletmiyor. 02.09. 2005. Akşam.
http://www.tumgazeteler.com/?a=791554
Temelinde kanser var. Ali Ekber Şen, Mustafa Ercan. Mersin. DHA. 14.12.2005. Milliyet.
http://www.milliyet.com.tr/2005/12/14/yasam/axyas02.html
Ve patronlar çevre yasasına karşı çıkıyorlar.
http://www.akdenizsosyalforumu.org/oyku.asp
Kromsanın tazminat davası reddedildi. 14 Aralık 2006.
http://www.haberler.com/mersin-kromsan-in-tazminat-davasi-reddedildi-haberi/
Kromsan atıkları toplantısı. 28 Ocak 2006.
(AKP) Dengir Mir Mehmet Fırat: Kromsan kapatılamaz.
http://www.haberpan.com/firat-kromsan-kapatilamaz-haberi/
Mersin çevre durumu raporu korkutucu boyutta. Mehmet Miras. NTV.19 Ocak 2010.
http://www.mersinajans.com/detay.asp?hid=12340
Valimiz ve yetkililere Kromsanı bir kez daha hatırlatıyoruz. Selahaddin Akkuş. 27. 09. 2010. Mersin Gazetesi. Kromsanın 1.7 milyon ton atığı için kaç yıl bekleyeceğimiz açıklanmıyor. Mersin gazetesi. 11 Ocak 2011.
http://mersingazetesi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=3773&Itemid=51
Anadolu atık dolu. Gürhan Savgı. 15.03.2010.
http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/detaylar.do?load=detay&link=26336
Atık kromla ölüme davetiye. Günlük gazetesi. 26 Ekim 2006.