Fotoğraf: Hikmet Adal/bianet/ 8 Mart 2023 Feminist Gece Yürüyüşü
Yeniden Refah Partisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başını çektiği Cumhur İttifakını destekleyeceğini açıkladı.
Bu desteği de bazı şartlara bağladı. Hızlıca, bir seçimi kazanmak için yaptıkları protokolü inceleyelim.
Yumuşatılarak kabul etmek...
Basına yansıyan bilgiye göre, Yeniden Refah Partisi'nin Cumhur İttifakına katılımına ilişkin AKP ile imzalanan protokolde, 6284 sayılı kanunda 'ailenin bütünlüğünü bozucu maddelerin' ayıklanmasına “ilişkin Yeniden refah Partisi'nin talebinin AK Parti tarafından yumuşatılarak” kabul edildiği belirtiliyor.
“Yumuşatmak” ne demek bir kere? Kadınların yaşamını koruyan “can simidi” olarak gördükleri bir yasada “yumuşatmak” daha az koruyucu önlem almak demek mi? Kadın şiddet gördüğünde koruma başvurusu yaptığında "Aman ailede olur böyle şeyler demek mi?" Bir kanunun yumuşatılması ne demek?
300 TL'lik nafaka düşmanlıkları bitmedi
Protokolde dikkat çeken diğer cümle de, “Aile bütünlüğünün korunması için yasalardaki aykırı hükümlerin ayıklanmasına, manevi değerlerimize aykırı fiillerin önlenmesi için yasal düzenlemelere, süresiz nafaka mağduriyetinin giderilmesine ağırlık verilecek” olması. Bir kere sınırsız sınırsız diye yaydıkları nafaka sınırsız değil, binlerce haber yapıldı bu konuda.
En özet haliyle, eski koca başvuru yaptığında nafaka miktarının yeniden düzenlenmesini talep ediyor. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin hazırladığı raporda yer almıştı. Asıl sorun zaten nafakaların ödenmemesi, yanlış hatırlamıyorsam nafaka miktarları da 300-400 lira arasında değişiyordu. Üzerinde kıyamet koparılan nafaka oranı bu.
Ayrıca, "aile de aile" diye tutturdukları kurumda neler olduğunu, sürekli anlatıyoruz.
Kadınların darp edildiğini, yaşayamaz, çalışamaz hale getirildiğini, zaten anlatıyoruz. Korumak istedikleri “kutsal aile” de kadınların öldürüldüğünü de sayılarla ortaya koyuyoruz.
Protokolde iki nokta daha var ki hayata geçmesi halinde büyük hak ihlallerine neden olacaklar.
Biri, “Toplum sağlığına ilişkin sözleşmelerin milli çıkarlarımıza hale getirilmesine
çalışılacak…”
Bu, bir çok temel hakkı koruyan uluslararası sözleşmenin iptal edilmesi veya yeniden düzenlenmesi anlamına geliyor. Dünya standartlardan ve evrensel değerlerden uzaklaşmak diye özetleyeyim.
Özellikle LGBTİ+’ların yaşam hakkını yok sayan bir ibarede protokolde şu cümleler ile yer aldı:
“Aile bütünlüğünün korunmasi için mevcut yasalardaki aykırı hükümlerin ayıklanmasına, manevi değerlerimize aykırı fillerin ve sapkınlıkların önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere, süresiz nafaka konusundaki mağduriyetlerin giderilmesine ağırlık verilecektir.
“Milli Eğitim müfredatının milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesi ve gerekirse aykırı sözleşmeler dahil her türlü düzenlemelerin gözden geçirilmesi temin edilecektir.”
Bu maddelere ne gerek var oysa? Direkt ülkeyi "dini değerlere göre yöneteceğiz" bir nevi Taliban kuralları getireceğiz deselerdi ya daha net olurdu. O kadar uğraşmışlar "protokol" diye.
Boşanmayı önleyeceklermiş!
Aslına bakarsanız bu protokolün maddelerini, Türkiye Feminist Hareketi, 2016’daki Boşanma Komisyonu’ndan yakınen biliyor.
O dönem, “Boşanmayı Önleme Komisyonu’nun” hazırladığı rapor, muhafazakar ve kadın düşmanı çevrelerin taleplerini, zaman içinde tek tek karşımıza çıkardı.
Aşama aşama oldu herşey. İstanbul Sözleşmesi’ne saldırdılar, örgütlü bir şekilde karşıt bir hareket yürüttüler ve kaldırttılar.
Eş zamanlı olarak “nafakanın sınırlandırılmasını” istediler ve yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu manipüle etmeye çalıştılar.
Sonrasında kadın hareketinden avukatlar önce 6284 No'lu yasanın sonrasında çocukları istismara karşı koruyan Lanzarote Sözleşmesi’nin de bu çevrelerin hedefinde olacağını söylediler. Uyardılar. Maalesef uyarılarında hiç de haksız olmadıkları Yeniden Refah Partisi’nin protokolünde de bir kez daha karşımıza çıktı.
Görünen o ki 14 Mayıs seçimleri hemen her seçimde söylendiği üzere bu kez hakikaten “tarihi bir seçim”.
Bu kez seçim, kadınların çocukların haklarını “amasız”, “fakatsız” korumak isteyenlerle kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların yaşam haklarını hiçe sayanlar arasında geçecek.
Bu kez seçim yapmak zorunda olduğumuz şey, her birimizin yaşam hakkı. Tam da bu nedenle 14 Mayıs seçimi, laik Türkiye Cumhuriyeti açısından da çok önemli bir noktada duruyor.
AKP ruleti
AKP ve Yeniden Refah’ın yaptığı şey kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların en temel hakkı, yaşam hakkı, var oluş hakkı üzerinden bir pazarlık. Bu pazarlık protokole yansımış olduğu için hukuki olsa da etik ve vicdani, değil.
Üstelik Medeni Kanunda kadınlara verilen en temel hakları da gerileteceği için hukuki de değil.
Biz, bu protokolü kabul etmiyoruz. Bu protokol sonucunda AKP iktidari bir grup marjinal erkeğin oyunu alacağını düşünüyor olsa da ülkenin yarısı olan kadınların ve LGBTİ+’ların oylarını yok sayıyor, tıpkı yaşam haklarını yok saydığı gibi.
AKP bence bir rulet oynadı. Bu protokolün hayata geçmesine, sadece AKP karşıtları kadınlar değil, kendisinin ve çocuğunun geleceğini düşünen kadın ve erkekler izin vermeyecek.
Bu seçim sonucunun ülkede kadın, çocuk ve LGBT+’ların yaşamaları için bir dönüm noktası olduğunun herkes farkında.
Hiçbirimizin yaşam hakkı pazarlık konusu olamaz! Hayatlarımız, sizin oy hesaplarınızdan çok daha büyük! Mücadelelerimiz de öyle!
Eşitlik mücadelesinin yükseldiği yeni bir hafta olsun!
(EMK)