Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Emine Bulut mikrobiyoloji okumak istiyormuş.
Ceren Özdemir balerin.
Güleda Cankel, kendisini “sessiz ve sakin biri” olarak tanımlıyormuş.
Üç kadın da erkek şiddetiyle öldürüldü.
Doğan Kitap etiketiyle okurla buluşturulan “Yaşasın Kadınlar Türkiye’de Kadın Cinayetleri Gerçeği ve Çözüm Yolları” isimli kitap, Emine, Ceren ve Güleda gibi onlarca kadının erkek şiddetiyle öldürüldüğünü bir kez daha hatırlatıyor.
Kitap bununla da sınırlı kalmayıp Türkiye’de faili meçhul cinayetler ve şüpheli ölümlerle kadınların birer birer yaşamdan koparıldığına da özel olarak dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Kadın Cinayetleri Platformu
Kitabın yazarı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav.
Kitapta Kav, Türkiye’deki erkek şiddetine dikkat çekerken, sahadaki mücadele deneyimini de okurla paylaşıyor.
“Giriş/Yaşasın Kadınlar”, “Olgular”, “Çözüm” gibi bölümlerden oluşan 179 sayfalık kitabın daha başında Kav, kitabı mücadele edenlere adadığını belirtiyor:
“Kendi hayatına karar verebilmek için canı pahasına mücadele eden kadınlara ve onlara ‘yalnız yürümeyeceksin’ diyenlere…”
Trans kadın Azra Has
Kitapta en dikkat çeken bölümlerden biri trans kadın Azra Has’ın öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar. Kitapta, trans cinayetlerinde “cezasızlık” sistematikliğine dikkat çekilirken Azra şöyle anlatılıyor:
“Azra İzmir’de yaşıyordu. Üniversitede endüstriyel elektronik eğitimi almış ama mezun olduktan sonra cinsiyet kimliği nedeniyle iş bulamıyor, istemediği işlere geçinmek zorunda kalıyordu. Öldürüldü. Fail erkek üç ayrı suçtan yargılandı. Azra hayattayken İzmir Siyah Pembe Üçgen Derneği üyesiydi ve dernek kapatma davasıyla yüz yüzeydi.
“Ölümünden sonra görülen ikinci duruşmada mahkeme, ‘bu kişilerin de dernek kurabileceği’ ifadesini kullanarak kapatma davasını geri aldı.”
Çilem Doğan, Aylin Işık…
Türkiye’de kadınların başka bir sorunu da evli olduğu erkeklerin sistematik cinsel saldırısı, şiddeti… Bu sistematik tecavüzlere, şiddete karşı da kendisini korumak isteyen iki kadın Çilem Doğan ve Aylin Işık da kitapta anlatılıyor. Hem Çilem hem de Aylin, meşru müdafaa hakkını kullandığı için yargılandı. Çilem kadınların mücadelesi ile serbest bırakıldı ancak Aylin’in tutuklu olarak yargılanma süreci devam ediyor.
Kitabın beni en etkileyen cümlesi, “Kadınlar değişiyor, aileler değişiyor, devlet de değişiyor..” oluyor ve arkasından Kav şu cümleyi ekliyor: “Boşanamadığımız adliyeler adalet mücadelesiyle tanışıyor..”
Kav’ın kitabı, mücadele anlamında umut verirken, erkek şiddeti konusunda çözüm arayan herkese de şunu hatırlatıyor:
“Erkek şiddeti sorununu çözmek istiyorsanız uluslararası sözleşmelere mutlaka uymalısınız”.
Kitabın son sayfalarını çevirirken aklıma feminist mücadelenin öncü kadınlarından avukat Hülya Gülbahar’ın şu cümlesi düşüyor:
“Bu ülkede erkekler, kadınları tek tek, sistematik bir şekilde öldürüyor."
Sistematik erkek şiddetine karşı sistematik mücadeleyi büyütmek için biz de hatırlatmış olalım "Kadınlar birlikte güçlü" ve Kav'ın vurguladığı haliyle "Yaşasın Kadınlar".
Kadınların hayatları kadınlarındır beyler!
(EMK)