Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Oya Eronat, Sivas Katliamı'nda babasını kaybeden Zeynep Altıok'a söz hakkı veren Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun alt komisyon toplantısında Altıok'a "Keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi dediniz mi?" diye sormuş.
Oya Eronat 17 yaşındaki oğlunu bombalı bir saldırı sonucunda yitirmiş bir milletvekili.
Eğer Zeynep Altınok, Oya Eronat'ın duyarsızlığını taklit etmeye müsait birisi olsa idi bu soruya cevaben "Siz keşke oğlum sokağa çıkmasaydı da ölmeseydi dediniz mi?" diye sorarak absürtlüğe bir denge getirebilirdi.
Eronat'ın sorusunun ardındaki anlayış tecavüze uğrayan kadın için "E o da kısa giymeseydi", linç edilen eşcinsel için "E o da kimliğini saklasa idi", öldürülen Ermeni için "E o da Türk'üm dese idi" demekte beis görmeyen, temel haklarını icra eden insanların başına gelenlerden kendilerini sorumlu tutma eğiliminden vazgeçmeyen konformist ve vicdansız devlet anlayışının bir uzantısı.
Otoritenin tüzel kişiliğinin bu rutin davranışına birey seviyesinde rastlayınca irkiliyor insan.
Bence Eronat'ın Altıok'a böylesi duyarsız bir soruyu sorabilmesi tek başına yeterince ironik. Fakat mevzuyu daha da ironik hale getiren, Eronat gibi bir ismin Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na üye olarak atanmış olduğu gerçeği.
Nitekim eğer hatırlayacak olursanız, Diyarbakır'ın OHAL günlerinde JİTEM merkezi olarak kullanılan binanın bahçesinde kemik ve kafatası bulunduğunda Oya Eronat "cesetleri gördüm, üst üste yığılmışlar, toprak kayması olabilir, alternatifler hesaba katılmalı" diyebilmişti (26 Ocak 2012).
Öyle bir kin, öyle bir inançla yaşamak ki, devlet eliyle kazılmış olduğu kuvvetle muhtemel bir toplu mezara bakınca toprak kayması filan görüp "alternatifler hesaba katılmalı" diyebilmek, yakılan bir aydının kızına "Aziz Nesin konuşmasaydı babam ölmezdi dediniz mi?" diye sorabilmek.
Eronat istediği motivasyonla yaşayabilir. Fakat vazifesinin devleti korumak olduğunu düşünen Eronat'ın insan hakları komisyonunun görevini yanlış anladığı belli. Kendisinin komisyonun bir üyesi olması ise onu oraya atayan kişinin de insan haklarından ve meclisin rolünden ne anladığının tatsız bir göstergesi.
Çok fena. (AME/HK)