Çoğu önyargılarınızı, kestirme yollarla vardığınız tahminlerinizi ulu orta yerlerde söylemekten imtina edersiniz. Kolay kolay kimseyi yaftalayamazsınız. Hadi yaptınız diyelim... Ağır eleştiriler alırsınız, karakterinizden utandırılırsınız, fesatlıkla suçlanırsınız hatta sosyal çatınız üstünüze çöker.
İlişkilerin dolayısıyla tecrübelerin size öğrettiği; iç sesinizden çıkacak tüm yargıları dışarıya salmadan önce iyice yumuşatmak, polyanna sosu ile harmanlamak, galiz görünebilecek görüntünüzü sevecenlik makyajıyla kapatmaktır.
Böylelikle ne kimse size sataşır, ne siz birilerine sataşarak gereksiz bir efor harcarsınız, ne de peyderpey ortamı orantısız, kantarsız güç ihtiyacına taşırsınız.
Zamanla dillendirmedikleriniz ve dillendirdikleriniz arasındaki dengesizlikte, tutarsızlığınızı kanıksarsınız. Hırgür çıkarmayan şipşirin pozlarınızla etrafa ışık saçarsınız.
Küçük sosyal kümeler için tariflediğim bu cümleleri devasa (!) sosyal yapılanmalar, gruplar, lobiler, kurumlar için de söyleyebilirim.
Bu kanıksanmış sahtekâr duruş bilhassa dünya konjonktürünü kendine yol eylemiş siyasi partilerde, yeni dünya düzeni sürdürücülerinde hayli belirgindir.
Kimi kez süreci tıkamamak adına kimi kez başınıza geleceklerin korkusuyla ve türlü gerekçelerle bete "bet" , faşiste "faşist" (...) diyemezsiniz. Hem nezaket kuralları içerisinde küfür edebilmenin dilbazlığı herkesin harcı değildir.
Cürmümeşhut hükümlerle yargılanması mümkün olmayan ve ömür billâh polis raporlarına, soruşturmalara, mahkeme ifadelerine yabancı kalacak kalburüstü bürokratlara, kodamanlara yüksek sesle "...sun-sin" diye bağırmak delil yetersizliğinden imkânsız.
Gevşek tabirle, yemez de! Hani bazı durumlarda müneccim bku yemenize gerek de yoktur gibi bir şey de vardır. Misal IMF (Uluslararası Para Fonu) Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın tecavüz girişimine şaşırmak, şaşırtıcı olabilir sadece.
Zalimliğin formları farklı olabilir hem zaten bir zalimliği de diğer zalimlik kovalar. (Para, parayı çeker gibi) Organ ticareti yapan birinin hangi farklı gaddarlığı sizi şaşırtabilir?
Barack Obama'nın çocuklarına şiddet uyguladığını, Condoleezza Rice'ın ergenlik dönemindeki komplekslerini hayvan öldürerek atlattığını söylesem çok mu şaşırırsınız? (Örnekler çoğaltılabilir ama yazı yayınlanmayabilir)
Eğer öyle bir vakit gelir de; sidik tahlilinden çıkan sonuçlarla, suça eğilim genleri tespit edilip, insanlar barkodlanırsa ve bu genlere sahip olup da muaf olanlar için söylenebileceklere sınırlı kelimelerle laf etme yasası getirilirse şaşırmamalı. (Gidişat, "Kişi hak ve özgürlüklerine saldırı" niteliğindeki suçlar için uygulanan yaptırımların buraya varacağını söylüyor.)
Kaldı ki tüm bunlara gerek duymadan suçun "suç" kabul edilmesi ya da edilmemesi kişilere özel tutulursa görün başımıza gelecekleri.
Neyse... Azınlık Raporu filmini oturup bir daha izlemek icap etti. (FG/ŞA)