*Manşet: Jacques Louis David'in Sokrates'in Ölümü tablosu
Kanatlarla donatılmış güzellik bulunmadan önce güzellik vardı.
Hakikat vardı, dile getirilmese, yazılmasa bile vardı.
Hayat, hakikat kadar eskidir.
Herkes kişiliğine bağlı vazgeçilmez, devredilmez ve dokunulmaz haklara sahiptir.
Güzel söz, anayasadan alıntı. Hakikat, bunun tam tersidir.
Hakikat nedir? Hakikat yazılırsa ne olur?
İfade özgürlüğü hakkınız var mıdır?
Anayasaya göre vardır. Bu hak vazgeçilmezdir, devredilmezdir ve sınırlandırmalar dışında dokunulmazdır.
Hakikat ise bunun tam tersidir. Dokunulmaz değildir, dokunurlar. Hakikati bile yasaklarlar.
Görüşünüzü açıklarsanız hakkınızda soruşturma açılabilir. Açılan soruşturmada yazdığınız yazı için aklınıza bile gelmeyen sorular sorulur. Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar yüzünden özgürlüğünüzden yoksun kalabilirsiniz.
Yazı yazılmaz, görüş açıklanmaz, tartışma yapılmaz, haber yayımlanmaz. Hakikat budur.
Hakikati yazarsanız yazın. Haberiniz veya eleştiriniz yüzünden serbestçe yargılanırsınız. Serbestçe hakkınızda mahkûmiyet kararı verilir.
Elleriniz kelepçeli cezaevine götürülürsünüz. Hapsolmazsanız bile para cezası ödersiniz.
İstediğinizi yazarsınız. Vazgeçilmez hakkınızdır. Hakikat budur.
Bazı coğrafyalarda bunu yapmanın bir bedeli olacaktır.
Hakikattir ama kader derler hapis yatarsınız.
Yoksa hiçbir yazı, haber, yorum ve eleştiri (bazı haller hariç) sansüre uğramaz. Çünkü vazgeçilmez ve devredilmez hakların başında ifade özgürlüğünüz gelir.
Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmaz.
Herkes düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
Sonrası, sonra gelir. Size mutlaka bu yüzden, bu hakkınızı kullandığınız için bir suç bulunur. Hakaret olur, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek olur, olmazsa suç veya suçluyu övmek veya terör propagandası olabilir…
Savcı suçlamayı eksik bırakırsa, mahkeme eksikliği tamamlar. Yargılanmanız bile haktır.
Adil yargılanma hakkınız vardır. Savunma yaparsınız çünkü hakkınızdır. Serbestçe savunursunuz kendinizi ve yazdığınız yazıyı, haberi, yorumunuzu, eleştirinizi…
Sizin için hakikat çok kıymetlidir.
Ama hakikat bambaşkadır. Hiçbir işe yaramaz ve savunma yaptığınızı sanırsınız.
Siyasal iktidarın hoşuna giden ve sizi sahibinin sesi yapan yazılar yazabilirsiniz. Görüş açıklayabilir, tartışma yapabilirsiniz. Bütün bunları siyasal iktidar yanında yer alırsanız başınıza bir şey gelmez ve hakkınızı savunulabilirsiniz.
Düzene uygun yazmak hakkınız ve özgürlüğünüzdür.
Haberleriniz haber değil siyasal iktidara övgü olmalıdır.
Hakikat budur. Acaba hakikat yazılınca değişir mi?
Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda araştırma yapma hakkına sahiptir.
Ama bu hakkı kullanmak hakikaten çok zordur. Sanatı yayanlara yayma yasaklanabilir. Sanat icra edildiğinde ne olur derseniz? Belki hapis, belki yaşamın güzelliğidir sanat! Festivaller yasaklanır.
Ama yaşamın kendisi hakikattir.
Festivaller yasaklansa ve yasaklandığı yazılsa bile hakikati değiştirir mi?
Herkes kanun önünde eşittir. Değildir, hakikat olmadığını gösteriyor. Herkes hakkında dil, ırk, renk siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gösterilir. Hakikat bu, yazılmasa da ayrımcılık uygulanmaktadır.
Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Hayır, böyle bir şey yoktur. Bağımsız ve tarafsız mahkemelerin olmadığı yaşanılan ve inanılan hakikattir.
Anayasa bağlayıcıdır, değildir. Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Günümüzde bu cümle; yasama, yürütme, yargıyı ve hiç kimseyi bağlamıyor. Hakikat bu olunca yazsanız da yazmasanız da temel hukuk kurallarının bağlayıcılığı yok ama olsun…Hakikat yaşamın güzelliği olmaya devam ediyor…Anayasada böyle yazılı olsa bile hakikat ne değişiyor ne de yazılınca temel hukuk kuralları hakikat oluyor…
Kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Olabilir. Nasıl yazarsanız yazın, olabilir.
Temel hak ve hürriyetler kötüye kullanılamaz. Kullanılır…Bu aykırılığı gerçekleştirenler hakkında uygulanacak müeyyideler kanunla düzenlenir.
Böyle yazabilirsiniz, kanunla düzenleme şart değildir. Hakikaten kanunsuz uygulamalar ve düzenlemeler vardır. Görmeniz şart değildir!
Herkes yaşama maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Doğrudur, herkes yaşama hakkına sahiptir. Hakikaten yaşamda değişiklik oldu ve herkes kelimesi “bazı kişiler” olarak değiştirildi. Böyle yazsanız da yazmasanız da hakikat yazdı; herkes yaşama hakkına sahiptir.
Herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Hakikaten sahiptir! Yazsanız da yazmasanız da hakikat budur.
Hakikat yazılınca değişir mi? Kuşların kanatlarında değişmeyen hakikat midir?
Zamanın eskicileri olsak bile hakikati dile getirmek için bunca çabayla yazılan yazılar ne ola?
Halil Cibran “Ermişin Bahçesi” kitabında bahçede dolaşırken hakikati dillendirir:
“Hayat yaşayan her şeyden daha eskidir, tıpkı güzelliğin yeryüzünde güzel doğmadan çok önce kanatlarla donatılmış olması gibi ve tıpkı hakikatin dile getirilmeden önce hakikat olması gibi.”
(Fİ/RT)