Bunu yapmanın bireysel anlamda kendi çalışmalarımı irdelemek açısından da anlamlı, önemli ve yararlı olduğunu düşünürüm.
Emekliliğimin ilk yılında artık bir “resmi çalışma”m yoktu. “Gezerken”i düzenli izleyenler biliyor, elimden geldiğince gücüm yettiğince boş durmuyor ve sürekli olarak bir şeylerle uğraşıyor ve ya bir takım işlere katılıyor, ya da kendi istediklerimi, bazen tek başıma, çoğunda da başka insanlarla gerçekleştirmeye çalışıyorum.
Öte yandan 2007 benim yeryüzünde bir insan olarak varlığımın da 50. yılıydı. Bu yıl içinde yaptıklarımı “rapor” tarzında ortaya koyarak kendimi değerlendirmenin yerinde olacağını da düşündüm ve bunu yaptım; sonunda bir rapor ortaya çıktı.
Eğer sonrasında da sürdürebilirsem, bu raporlar sonraki yıllarda kendime ve yaptıklarıma bakmamı, dolayısıyla daha bütüncül değerlendirmemi de sağlayacak.
* * *
Bu raporun, yazarken “iki işe” daha yarayacağı aklıma geldi. Birincisi benim “neler yaptığımı merak edenler”e bir toplu yanıt vermiş olacaktım, ikincisi ise bir örnek oluşturacaktım.
Gerçekten de herkes gerek günlük gerekse daha uzun dönemler için bir öz değerlendirmeyi mutlaka yapmalı bence. Bu insan olarak üstlendiğimiz sorumluluğu sorgulamanın da bir gereği de.
Yaptıklarına bakmak, onları rapora dökmek için mutlaka kurum olunması gerekmiyor; bunlar ayrıca bir belge ve tarih için veri de oluşturacak, dolayısıyla sözlü kültürden yazılı kültüre geçmemizi de sağlayacak.
Raporu yazmak kolay olmadı kuşkusuz. Ağırlıkla ajandamdaki kayıtlardan ve katıldığım çeşitli etkinlikler için tuttuğum notlardan yararlandım. Bazılarında yalnız tarih, yer ve konu başlığı vardı. O durumlarda da belleğim olabildiği kadarıyla yardımcı oldu. Dolayısıyla unuttuğum etkinlikler, çalışmalar konular olması doğal. Ama her şeyi tümüyle yansıtmak da kuşkusuz bir rapor çerçevesinde ne olası, ne de doğru.
Raporu bazı arkadaşlarıma dostlarıma gönderdim. Bazıları raporu okuduktan sonra, sağ olsunlar bana yanıt da verdiler.
Değişik tepkiler de aldım. Dostlarımdan birisi raporu okuyunca “Sen benden de delisin” dedi. Ben de ona “Delilerden zarar gelmez, merak etme” diye yanıt yazdım.
Evet, yaptığım bazıları için anlamsız, aptalca ya da bir delilik olabilir ama benden başkasına zararı yok. Yararlanmak isteyene ise faydasının bile olabileceğini düşünüyorum.
* * *
2007’yi bitirdikten sonra şöyle sırtımı arkama yasladım ve düşündüm; bütüncül olarak ve uzaktan, dışardan bakınca 2007’nin “bitişlerin ve yeniliklerin” olduğu bir yıl olduğunu fark ettim.
İnsanı ve yaşamın anlamlandırma yolunda bu zengin bir yıl oldu 2007 benim için. Bazılarını ben keşfettim, bazıları gelip beni buldu, yine de anlayamadığım, bilemediğim bir çok şey olduğunu gördüm. Raporun en özeti sanırım bu!...
Burada sizlere bazı satırbaşlarını aktararak, “Gezerken”in düzenli okurları için de “hesap verme” görevimi yerine getirmek istiyorum.
Yıl içinde çevremde, tanıdığım, bildiğim, dost olduğum insanların arasında dördü "çok acıtan” sekiz ölüm yaşadım. Gerçekten ömrümün neredeyse yarısını verdiğim ve “iyi ki bunu yapmışım” dediğim bir işi bıraktım. Bitişlerin bir bölümü bunlardı.
Yeniliklere gelince, en önemli iki tanesinden ilk ağızda söz edebilirim: Yeni bir kitabım oldu. Bu katkıda bulunduğum kitaplar dışında, bana ait dördüncü kitabımdı. “Medya için Sağlık, Sağlık için Medya” başlıklı bu kitap Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) bir yayını olarak 2007 nisanında piyasaya çıktı.
Kimse görmedi belki, ya da gördüler de “görmezden geldiler!”. bianet, Bizim Gazete, Birgün ve İstanbul Tabip Odası’nın yıllarca emek verdiğim Hekim Forumu dergisi dışında ne sağlık ve tıp ortamından ne de medya cephesinde dışında kimse söz bile etmedi. Ama ben bunun önemli bir boşluğu dolduracak bir kitap olduğunu iddia ediyorum.
Diğeri ise “Yol’cu”yla çıktığımız “yolculuk”tu. 17 Mayıs’ta başlayan ve yıl sonuna kadar yaklaşık 7,5 ay süren yolculuk sırasında toplam beş çıkış yaparak 8 bin 417 kilometre yol katetmişim. Ortalaması alındığında bu rakam çıkış başına bin 683 kilometre yol yaptığımı gösteriyor.
Bunun dışında çeşitli etkinlikler ve çalışmalar nedeniyle, uçak, tren, otobüs gibi toplu taşım araçlarını kullanarak da çeşitli yerlere yolculuklar yaptım 2007 boyunca. Tahran, İran yolculuğu dışında yurt içinde toplam 34 yolculuk yapmış ve böylelikle 11 farklı merkeze ulaşmışım. Bunların arasında İstanbul dışında, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, İzmir, Konya, Kayseri, Eskişehir, Manisa, Muğla var.
Yine tüm bu bir yıl boyunca sürdürdüğüm faaliyetler sırasında toplam olarak sekiz panelde konuştum, bir sohbet toplantısı gerçekleştirdim, beş seminer ve konferansta sunum yaptım. Başka bir deyişle 14 kez insanların karşısına “program dahili” olarak çıkıp bildiklerimi, düşüncelerimi ve öğrendiklerimi paylaştım.
Ayrıca 16 yürüyüş, miting ve gösteriye; toplam sayısı 30’a ulaşan seminer, konferans, sempozyum, kongre, kurultay, genel kurul toplantısı, tören, açılışa; 49 ayrı yönetim kurulu, genel üye toplantısı, grup çalışması ve toplantısı, forum, atölye çalışması, basın açıklaması türünden etkinliğe katıldım ve yine toplam sayısı 65’i bulan küçük gruplarla çeşitli konularda çalışma toplantıları yaptım.
Yıl içinde radyo tv ve medya organlarıyla da ilişkilerim oldu, çeşitli yayınlara katıldım. Bunların da toplam sayısı 25’i radyo dördü televizyon olmak üzere 29.
Bizim Gazete’deki “Sağlık için Medya, Medya için sağlık” köşesinde 50, “Sağlıklı Sağlık Medyası” konusunda 31 ve “Gezerken/ “Yol”cu’nun Yolculuğu ” bölümünde 19 olmak üzere bianet’te de 50 olmak üzere 100 köşe yazısı ve her iki yayın ortamında toplam 12 ayrı haber yazısı ve diğer dergilerde ve çeşitli kitapların içinde bölümler de yayınlanan altı yazı daha olmak üzere, internet aracılığıyla ulaşılabilen toplam 118 yazı yazdım.
Bu zaman zarfında sosyal ve kültürel etkinliklerden de geri kalmadım. Çünkü birşeyler verebilmek için “beslenmek” de gerekli. Benim bu yıl ki “düşünsel” besinlerim çeşitli konularda 38 kitap ve 59 film; dokuz dinleti, üç tiyatro ve müzikal, 10 sergi olmuş. Dergiler gazeteler bunların dışında. Ayrıca dostlarla, arkadaşlarla, resmi gayrı resmi 65 yemek, parti, kokteyl de bu beslenmenin bir diğer “gerçek” boyutunu oluşturuyor.
Unutmadan ekleyeyim, tüm bu etkinlikler sırasında kendi dijital fotoğraf makinemle 2 bin 444 kare de fotoğraf çektim. Aletin numaratörünün yalancısıyım. Ayrıca sorumluluğunu üstlendiğim birisi kendime ait altı internet sitesinin düzenli ve sürekli güncellenmesi işini de bu bir yıl içinde sürdürdüğümü tüm bunlara eklemeliyim.
Bu “Gezerken”i yıllık kişisel raporumun sonuna yazdıklarım şöyle, burada da yineliyorum:
Tüm olumsuzluklarına ve yapılamayan çok iş kalmasına karşın 2007’de yaptıklarıma ve yaşadıklarıma iyimser bir bakışla bakarak “yaptıklarım yapacaklarımın garantisidir” diyerek bitirmek istiyorum. İlginiz ve merakınız için bir kez daha teşekkürler.(MS/EÜ)