Bu gece 23:00'ten sonra İstanbul'da kar yağışı başlayacak. Meteoroloji raporlarının yalancısıyız, kar kalınlığı yarın şehir merkezinde dört, beş santimetre, yüksek kesimlerde de sekiz, on santimetre olabilirmiş.
Kar şehir yaşamıyla uyuşmayan bir meteorolojik "safha"... Yol buz tutar, kayar düşersiniz, üşürsünüz, gece dışarıda belki de donmak üzere evsizleri, sokak hayvanlarını düşünürsünüz, ruhunuz bir türlü huzura ermez... Fakat öte yandan ihtiyaç da var... Malum, susuzluk, göz açıp kapayıncaya kadar yaz gelecek...
Neyse, bu sabah İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadir Topbaş yine ekranlarda arz-ı endam etti, "meseleye hakimim" edasıyla ve "Vatandaşlar mecbur kalmadıkça dışarı çıkmasınlar" buyurdu.
Hadi insanlara özel otomobilleri yerine toplu taşıma araçlarını kullanmayı önermek makul de, "Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamak" ne demek? Kim kendini o soğukta, sefalette dışarı atar ki zaten? Kaldı ki işi gücü olmayan karda kışta kıyamette dışarı çıksa da Topbaş'ın bunu önermeye hakkı var mı?
O kadar insan, mecbur ki sokağa çıkıyorlar... Acaba işçi, memur, öğrenci, her neyse, işine okuluna gitmeyeceklere bir "mazeret" formülü, bir "Belediyeden işe gitmeme izni vardır" kıyak sözü mü var sevgili belediye başkanının?
Kadir Bey'in bugün değilse başka gün yapılamayacak işlerden haberi var mı? İstanbul'un ne büyük ne kalabalık bir kent olduğunun farkında mı? Hayır, mutlaka biliyordur ama öyle bir laf ediyor ki insan çılgınca şüphelere kapılmadan edemiyor...
"Görevlerinin İstanbulluları rahat ettirmek ve kar yağışının kaosa neden olmasını engellemek olduğunu" ifade eden Topbaş "Bizim yapmamız gereken, ana arterleri açık tutmak ve sürücülerin etkilenmemesini sağlamak. Bunun için gerekli tedbirleri aldık" diye konuşmuş.
Yani Topbaş'a göre kardan yalnızca arabası olanlar etkileniyor, buzda kayıp düşen yayalar, toplu taşımada kar muhalefetinden mağdur olanlar diye bir insan grubu yok...
"Şehir genelinde 25 ayrı noktaya buzlanmayı ölçen sensörler yerleştirdiklerini" anlatan Topbaş, "İnşallah barajlarımızı dolduracağız. Yoğun bir kar yağışı gelmesini bekliyoruz" dedi.
Ama barajlar dolacak...
Sevgili Belediye Başkanımız sonuçta lafı barajların dolmasına bağlıyor ki, bu geceden itibaren bir türlü evine varamayan herkes bir an için "Ama yazın susuz kalmayacağız" deyip belediyeye kızmasın. Kar yağacak, barajlar dolacak, kimse belediyeye kızmayacak!
Gene "halkın bir adım önünde bir hizmet adamı" gibi davranıyor Topbaş tabii ama bunu hatırlatmasına gerek yok, yurttaşlar olarak biz biliyoruz zaten. Biz ondan malumun ilanını değil de, hizmet bekliyoruz.
Sonuçta hiçbirşey yapmıyor da demeyelim, tam 255 noktada, üç bin 668 personel, bin 38 araç, 160 bin ton tuz ve iki bin 100 ton solüsyon hazırmış. Otomobiller uçup gidecek... Yayalar başlarına çaresine baksın...
Aklıma geçenlerde buzda kayarken kaldırımda yürüyen bir kadını altına alıp metrelerce sürüklenen araba geldi.. Allahtan birileri kadının kucağındaki bebeği bir hamlede alıp kurtarmışlardı... Allahtan kadın kurtulmuştu... Belli ki kadın evden çıkmak zorundaydı, arabası olmamasına rağmen karın mağduru olmuştu...
Ama Topbaş emin olmayabilir belki, araştırmak ister, kadının hakikaten evden çıkması gerekiyor muydu? (NZ/TK)