Dün akşam bir ara ATV habere bağlanmış ve dört bin 613 kilometre ana yolda, 3 bin 557 personel ve bin 29 araçla kar ve buzlanmayla mücadele ettiklerini anlatmış, ama kime sorduysam Topbaş'ı televizyonda gören olmamış. Önceden öyle miydi halbuki? Hangi kanalı açsak o çıkıyordu.
Cumartesi (16 Şubat) öğleden itibaren kar kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Hafta başının çalışanlar ve Topbaş'ın dışarı çıkmalarını makul bulduğu "evden çıkmak zorunda olanlar" için zor olacağı belliydi. Pazar günüyse (17 Şubat) kar hem Anadolu hem de Avrupa yakasında durmadan ve tipi biçiminde yağdı.
Ana arterler tamam ama...
Bu sabah ofiste bir araya geldiğim ve şehrin farklı yerlerinden (Mecidiyeköy, Üsküdar, Kadıköy, Okmeydanı, vs) gelen iş arkadaşlarımla izlenimlerimiz aynı. Ana yollarda eskisine göre daha az özel otomobil var ama yok değil. Ara yollarda düşmeden ve kaymadan yürümek büyük dikkat ve sağlam tabanlı bot gerektiriyor. Okulların tatil olmasının yolların rahatlamasında büyük payı var tabii...
Şehrin başka yerlere göre yüksekte kalan yerlerinde ise daha zorlu koşullar sözkonusu. Örneğin bizim ofisten Leyla bu sabah Gazi Mahallesi'ndeki evinden işe gelemedi... Hatta otobüse dahi ulaşamamış...
Hatırlarsınız, 27 Ocak'ta karın beklenip de yağmadığı günlerde Topbaş "Görevlerinin İstanbulluları rahat ettirmek ve kar yağışının kaosa neden olmasını engellemek olduğunu" söylemiş, "Bizim yapmamız gereken, ana arterleri açık tutmak ve sürücülerin etkilenmemesini sağlamak. Bunun için gerekli tedbirleri aldık" diye konuşmuştu.
"Vatandaşlar mecbur kalmadıkça dışarı çıkmasınlar" buyurmuş, sabaha kadar Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) beklemişti.
Bu kez ne kar yağmadan önce ne de yağdıktan sonra Topbaş'tan bir açıklama gelmedi. Ancak bu arada geceden sabaha kadar İstanbul'da 517 maddi hasarlı, 12 yaralanmalı, bir ölümlü trafik kazası meydana geldi. 358 sürücüye zincir takmadığı için ceza kesildi.
Bu sonuçlar karşısında Topbaş'ın karlı hava için öncelikli "hizmet kitlesi" olarak belirlediği otomobilli İstanbullular için belediyenin gereken herşeyi yaptığı konusunda şüpheleniyor insan... Bir gecede 530 kaza.... Çok fazla...
Kaç ton tuz, kaç ton solüsyon?
Zira Kadir Topbaş ocak sonunda kar beklerken "Tam 255 noktada, üç bin 668 personel, bin 38 araç, 160 bin ton tuz ve iki bin 100 ton solüsyonun hazır olduğunu" açıklamıştı.
Dün gece kaç noktada kaç bin ton tuz ve solüyon hazırdı? Bu gece için hazırlıklar neler?
Belediye hizmetlerinden söz açmışken bu sabah Taksim meydanında metro çıkışında karları küreyen bir belediye işçisine hal hatır sorunca "Sabahtan beri kürüyorum ama birşey olmuyor, yine yağıyor" diye yakındı. O işini yapıyor, ama kar durmuyor ne yapsın... Belediyenin sürekli yağan karı sürekli kürekle ortadan kaldırmaktan daha pratik ve etkili bir çözüm planı var mı acaba? Bunun alttan ısıtması var, içeriden müdahalesi var, bizim anlamadığımız bir yığın çaresi var...
İki adım sonra Taksim'deki büfelerin önünde iki adam birbiriyle atışıyorlardı. Biri yoldan geçen büfeciye "Temizlesene dükkanının önündeki karları" diye yakındı, kendisinden temizlik beklenense "Senin o oy verdiğin belediyeye söyle bunu" diye tartışmaya son noktayı koydu.
Bu gece ne olacak?
Bu gece karlı ilk iş gününün sonu olacak. Pazardan pazartesiye okulları tatil etmek mümkün oldu, pazarın genel rehaveti de vardı... Bugün çılgın bir Pazartesi eve dönüşü yaşayabiliriz... Bakalım kimler evine dönebilecek kimler dönemeyecek, trafik nasıl olacak hep birlikte göreceğiz...
Daha önce karı beklerken "İnşallah barajlarımızı dolduracağız. Yoğun bir kar yağışı gelmesini bekliyoruz" demişti Topbaş, aldıkları binbir önlemi de sıralayarak... Evet barajlar doldu herhalde bir miktar fakat önlemleri akşam göreceğiz... (NZ/TK)