Adı ister "Kürt Açılımı", ister "Birlik ve Beraberlik Projesi" veya herhangi bir başlık olsun. Kürt kardeşlerimizle aramızdaki anlamsız nizayı ortadan kaldıracak girişimi sevinçle karşılıyor ve alkışlıyorum.
Dereyi görmeden paçayı sıvazlamak istemediğim için önümüzde çok uzun ve çok zahmetli bir yol olduğunu söylüyorum.
Dileriz ki başından beri eksik ve acele atılan ve Meclisi miting meydanına dönüştüren iktidar ve muhalefetin bu tutumlarıyla iç politikaya alet ettikleri tarihi oturumdan sonra izlenecek yolda yeniden atılacak adımlar yeni dönemde yerini soğukkanlı ve dikkatli bir anlayışa bıraksın. Başlangıçta ihmal edilen CHP, MHP ve gerçek sivil toplum örgütleri ile görüşmeler ikinci adımda yeniden denenmelidir. Hatta PKK ve belki de İmralı'yla bir diyalogdan kaçınılmamalıdır.
"Devlet, eşkıyayla görüşmez"se bunun çaresini de devlet bulmalı ve bir tür Galo Plaza'lar devreye girebilir.
Cumhuriyet tarihimizde bunun örneği ilimizdeki Sason isyanında görülmüştür. 27 Mayıs 1960 Devrimi Komite üyelerinden Orgeneral Cemal Madanoğlu, üsteğmenliğinde Sason'da dağa çıkan Aliye Yunus ile dost olmuş ve kurduğu diyalogla onu düze indirmiştir.
Bu olaylardan yıllar sonra Siirt'te 12. Tümen Komutanı olan Cemal Madanoğlu'nun en sadık ziyaretçisi ayda bir köy hediyeleriyle Siirt'te Halkevi yokuşunu tırmanan bu Aliye Yunus olmuştur.
Gerçek bir huzur ancak yeni bir anayasa ve milletin seçtiği milletvekillerinin ellerini sıkmayan bağnaz yönetim anlayışına son verilmesiyle kolaylaşacaktır.
Açılımı her alanda gerçekleştirecek bir başka tedbir kamu görevlilerini iktidarların kulu-kölesi olmaktan kurtaracak "Devlet Memuru" kavramının yeniden kurulması ve özenle korunmasıdır.
"Kürt sorunu kiminle olursa olsun çözülsün" diyenlerden değiliz. Çünkü barış, savaştan daha zordur. Zoru başarmak isteyenlerin dik duruşu ve belirli ilkelerden taviz vermemeleri, ancak her durum karşısında esnek ve toleranslı olmaları gerekir. Buna karşılık "çözülsün de Allah canımı alsın" diyenlerin çaresizliğine de "hayır" diyoruz. Çünkü kardeşlik, barış ve huzuru en çok barışa susamış bu muzdarip insanları yaşatmak için istiyoruz.
İçişleri Bakanının kurulacağını söylediği komisyonlar arasında illerin kendilerine has kangrenleşmiş hallerini ortaya çıkaracak her kesimin yer alacağı oluşumlar olsun. Ve burada her devre kavuk sallayanlar değil, "Bu kalp seni unutur mu?" filmindeki tablolara tanık olanlar yer almalıdır.(CK/EÜ)
SON SÖZ: Dili, dini, rengi bize benzemeyen komşuları; özgür ve huzurlu olmayanlar bizden değildir.