Kelly bir gün önce Southmoor'daki evinden öğleden sonra saat üç sularında çıkmış ve geri dönmemesi üzerine, endişeli ailesi gece yarısına doğru polisi aramıştı. 18 Temmuz'da Reuters ve BBC gibi kaynaklar tarafından geçilen haberlerde, "Harrowdown Hill'de bulunan cesedin Dr. Kelly olabileceğinden şüphelenildiği" belirtiliyordu. 19 Temmuz Cumartesi günü İngiliz Emniyeti'nden beklenen resmi açıklama geldi. Ormanlık yerde bulunan cesedin kime ait olduğu anlaşılmıştı.
Kısaca özetlemek gerekirse, bir buçuk ay kadar önce sadece İngiltere değil dünya gündemine bomba gibi düşen bir BBC haberinin etrafında Dr. Kelly'nin de adı geçiyordu. Hem de olağanüstü gürültülü bir biçimde. BBC muhabiri Andrew Gilligan tarafından hazırlanan haberde, İngiltere'nin Irak operasyonuna ABD'nin yanında katılmasını meşrulaştıran "Irak Raporu"na düzmece bilgiler eklendiği belirtilmekteydi. Irak'ın kitle imha silahlarını 45 dakika içinde harekete geçirip kullanma yeteneğine sahip olduğuna ilişkin "kanıtlar" gerçek değildi. Bu düzmece dosya rapora, İngiliz hükümetinin basınla ilişkiler sekreteri Alastair Campbell tarafından yerleştirilmişti.
İngiltere sallanmaya başlamıştı. Kendisine savaş açmayan bir ülkeye savaş açan, o ülkede insanları öldüren ve kendi insanları ölen, uluslararası normları ABD ile birlikte ayağının altına alıp çiğneyen İngiltere hükümetinin bu maceraya atılışında "meşrulaştırıcı" olarak gösterilen kanıtların en sağlamı ve en kışkırtıcı olanı, "düzmece" miydi? Üstelik bu sahtekârlığı tezgâhlayan, bir üst düzey hükümet yetkilisi miydi?
Raporun daha "seksi" görünmesi için!
İlk etapta, haberde kullanılan bilgileri BBC muhabiri Gilligan'a ileten kişi diye bilimadamı ve silah denetçisi Dr. David Kelly'nin adı ortaya düştü. Sonra hem Gilligan, hem de Dr. Kelly İngiliz Parlementosu çatısı altında bulunan Dışişleri Komitesi'ne ifade vermeye çağrıldılar. Gidip ifade verdiler. Dr. Kelly, 10 kişiden oluşan komiteye 15 Temmuz günü, ölümünden birkaç gün önce ifade vermişti.
BBC muhabiri Andrew Gilligan, 29 Mayıs 2003'de televizyondaki "Today" programında şöyle demişti: "Raporun oluşturulmasında rol almış bir İngiliz yetkiliyle konuştum. Bana, raporun basılmasından bir hafta öncesine kadar, istihbarat birimleri tarafından hazırlanmış olan taslakta zaten bilinen şeylerin dışında fazla bir şey bulunmadığını söyledi. Basılmasından bir hafta önce ise, daha seksi görünmesi için değişiklikler yapıldı dedi. Klasik örnek, kitle imha silahlarının 45 dakikada kullanıma hazır hale getirilebildiğine ilişkin açıklamaydı. Orijinal taslakta böyle bir şey yoktu. Güvenilir olmadığı için itiraz etmelerine rağmen rapora eklendi..."
İngiltere'de "24 Eylül raporu" olarak bilinen Irak Raporu'yla ilgili bu iddia Dışişleri Komitesi'nin Dr. Kelly oturumunda daha hemen başta gündeme getirilmiş ve komite üyesi Dr. Kelly'e şöyle demişti: "Gilligan, kaynağını 'Sivil Servis'in gizli olmayan bölümünden bir sivil görevli' olarak tanımladı. Bu sizi kapsıyor olabilir" Dr. Kelly'den aldığı yanıt ise sadece "olabilir" olmuştu.
Göçmenin geri dönüşü
Artık yaşamayan Dr. Kelly için "mole" diyorlar gazetelerde, televizyonlarda. Hürriyet gazetesinin 19 Temmuz tarihli manşetindeki gibi, "köstebek" yani. "Mole" ya da "köstebek", Soğuk Savaş yıllarında ve bu yılların hemen sonrasında belleklere çakılmış bir kelime. Düşmana gizli bilgileri veren gizli servis mensubu demek; yani kendi çekmecesindeki bilgileri karşı tarafa ileten hain. Bu bilgileri kendi tarafında olan başka birilerine verene köstebek denemeyeceğine göre BBC'nin, hatta genel olarak basının algılanışında demek yeni bir döneme girmişiz. Üstelik bu algının yaratıcısı basının ta kendisi.
İkincisi, Bir ceset bulundu, kıyafetlerinden Dr. Kelly olabilir deniyor" ne demek? Dış basında, hem de en sağlam kaynaklarda ortak laf buydu. Ceset ne durumda bulundu? Ölüm nedeni olarak neden şüpheleniliyor? Neden "kıyafetlerinden" de "yüzünden" değil? Bir ölüm olayıyla ilgili böyle bir sansür ya da otosansür şimdiye kadar İngiltere'de hiç yaşanmış mıydı?
Üçüncüsü, 19 Temmuz'da nihayet Dr. Kelly'nin ölüm nedeni olarak sol bileğindeki yaradan söz edildi ve cesedin yanında ağrı kesici (Co-proxamol) ile bir bıçak bulunduğu açıklandı.
Dördüncüsü, Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD), Adalet Bakanlığı'nın da sorgulandığı bir davada görevliyken intihar eden avukatlara alışığız... Kaldığı otel odasının küvetinde bileğinde -bilirkişiye göre diğer eli ile açamayacağı kadar derin- bir yara açarak "intihar eden" gazeteci için araştırma yapmaya gelen ekibin "temizlenip pırıl pırıl parlatılmış bir küvet"le karşılaşması olaylarına da... ABD'de ama. İngiltere'de değil.
Beşincisi, Irak'ın işgali ve Alaska'da koruma altındaki bölgede petrol çıkarma gibi en kritik konularda Bush'un şahinlerine taş koyan karizmatik Minnesota senatörü Paul Wellstone'un 25 Ekim 2002'de bir uçak kazasında ölümünden sonra ikinci kez ölüm haberi yapıyorum.
İngiltere, yüzlerce yıllık tarihinde hiç alışık olmadığı türde bir olayın şokunu yaşıyor. Yüzlerce yıl önce Ada'dan kalkıp okyanusun öbür tarafına göç edenlerin yarattığı bol faili meçhullu "politik" gelenek şimdi Ada'ya döndü. Devre tamamlandı. Bundan sonra ne Ada, ne ABD, ne de Dünya'nın başka bir yerinde hayat eskisi gibi olmayacak.
Dr. David Kelly'nin Dışişleri Komitesi'nde verdiği ifadenin tam metni: http://www.publications.parliament.uk/pa/cm200203/cmselect/cmfaff/uc1025-i/uc102502.htm