Cumhurbaşkanı yeni yıl dolayısıyla yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarıyla yemek yemiş (5 Ocak 2016). Cumhurbaşkanı devletin başıdır, yemek davetine olmaz gelemeyiz denilmez, çok ayıp olur! Yemek basına kapalı… Nitekim yemekte “kuvvetler ayrılığı” ilkesine uygun bir biçimde anayasa ve başkanlık sistemi ve yargının daha etkin ve hızlı çalışması için konuşmalar yapıldığı medyaya sızan haberler arasında…
Afiyet, şeker olsun…
Neler konuşuldu acaba derseniz, yüksek dereceli yargı mensuplarının, yasama ve yürütme başkanları ile Devletin başı arasında geçen konuşmalar kimi ilgilendirir?
Ama çatışmaların sürdüğü illerde “çocukların” durumu yüksek dereceli yargıyı, yüksek seviyeli yasama organı mensuplarını ve yürütme organının yüksek temsilcilerini Cumhurbaşkanının yemeği ve anayasa ve başkanlık sistemi kadar çok yakından ilgilendirir.
Ne kadar ilgilendirir bilinmez! Ama hepimizin yıllardır gösteriler ve operasyonlar sırasında çocukların hayatlarını yitirdiklerine veya yaralandıklarına tanığız ve tanıklığımız sürüyor.
Bu tanıklığı hatırlatan bir rapor hazırlanmış.
Temmuz 2015’den sonra Aralık ayı sonuna kadar “Silahlı Çatışmanın Sürdüğü İllerde Çocukların Durumu Raporu” Hümanist Büro tarafından “Savaş İstemiyoruz! Çocukları Öldürmenizi İstemiyoruz!” girişimi için hazırlanmış. Raporun amacı; “hayatını kaybeden, yaralanan çocukların ve onların başına bu sonuçların gelmesine neden olan olayların görülmesini” sağlamak ve çatışmada çocukların durumuna dikkat çekmek…
“Aynı zamanda çocukların eğitim hakkı başta olmak üzere birçok haklarının askıya alınmasından, anne babalarını kaybetmelerine kadar yaşadıkları mağduriyetlerin görünür kılınmasını” hedefliyorlar.
Çok daha önemlisi ise; bu alanda çalışan ve bu ülkede yaşanan herkesin bu sonuca ilişkin sorumluluğunu fark etmesi ve çocukların korunması için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi bekleniyor. “Raporun; öncelikle çocukların hayatlarını kaybetmelerine neden olan müdahalelerin durdurulmasına hizmet etmesini” umuyorlar…
BM Çocuk Hakları Dair Sözleşmesi’nin 38 inci maddesi ile Devletlerin yükümlülüklerini hatırlayalım:
“Madde 38
- Taraf Devletler, silahlı çatışma halinde kendilerine uygulanabilir olan uluslararası hukukun, çocukları da kapsayan insani kurallarına uymak ve uyulmasını sağlamak yükümlülüğünü üstlenirler.
- Taraf Devletler, onbeş yaşından küçüklerin çatışmalara doğrudan katılmaması için uygun olan bütün önlemleri alırlar.
- Taraf Devletler, özellikle onbeş yaşına gelmemiş çocukları askere almaktan kaçınırlar. Taraf Devletler, onbeş ile onsekiz yaş arasındaki çocukların silâhaltına alınmaları gereken durumlarda, önceliği yaşça büyük olanlara vermek için çaba gösterirler.
- Silahlı çatışmalarda sivil halkın korunmasına ilişkin uluslararası insani hukuk kuralları tarafından öngörülen yükümlülüklerine uygun olarak, Taraf Devletler, silahlı çatışmadan etkilenen çocuklara koruma ve bakım sağlamak amacıyla mümkün olan her türlü önlemi alırlar.”
Daha önce Balkanlarda, sonra Ortadoğu’da yaşanan silahlı çatışmaların mağduru olan çocuklar şimdi Türkiye’de yaşanan silahlı çatışmaların mağduru…
Çocukların bu “mağduriyeti” Dünya’ya bir gerçeği apaçık gösteriyor: Sadece savaşlarda değil her tür silahlı çatışma ortamında BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 38. maddesi başta olmak üzere tamamı askıya alınmaktadır.
Bu Raporla Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi ve UNICEF başta olmak üzere uluslararası topluma şöyle bir çağrıda bulunuluyor:
“Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi ve UNICEF başta olmak üzere insan ve çocuk hakları alanında çalışan uluslararası kurumları; çocuk ölümlerinin engellenmesi için acilen operasyonların yapıldığı yerlerde gözlemci heyeti bulundurmaya, Devletin Sözleşmenin 38. maddesi gereğince alması gereken tedbirleri açıklamaya teşvik etmeye ve bu ortamda alınması gereken tedbirlere Devletlerin dikkatini çekmek üzere bir Konferans düzenlemeye” davet ediyor.
Bu Rapor özünde; “Savaş İstemiyoruz! Çocukları Öldürmenizi İstemiyoruz!” diyor. Herkes tarafından bu talebin “ortak sorumluluk” olarak algılanılması ve çocuklara sahip çıkılması bekleniliyor
Raporla iletilen çağrının ve sözün özü:
Silahlı çatışmalar ülkenin bütününde çocukların haklarını ihlal etmektedir.
B.M. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi; Devletlere, silahlı çatışma ortamlarında çocukları bütün zararlardan koruma ve haklarını güvence altına alma yükümlülüğü getirmiştir.
Devletler silahlı çatışma ortamlarında sivilleri ve özellikle çocukları korumak ve her tür işleminde çocuğun yararına öncelik vermekle yükümlüdür.
Çocuklar için yükümlülüklerimiz, silahların susturulmasını gerektirmektedir. (Fİ/HK)