Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun İstanbul bağımsız milletvekili adayları dün akşam İstanbul Çukurcuma'daki Cezayir'de gazetecilerle bir araya geldi. 1. Bölge adayı Sebahat Tuncel, 2. Bölge adayı Sırrı Süreyya Önder, 3. Bölge adayı Levent Tüzel oradaydı. İstanbul'da bulunan Mersin Blok adayı Ertuğrul Kürkçü de gelmişti.
Cezayir toplantısı, bir taraftan Başbakan Erdoğan'ın BDP'ye yönelik suçlamalarını gittikçe sertleştirdiği, bir taraftan Blok adaylarına ve bürolarına yönelik saldırıların arttığı, bir taraftan PKK-Ergenekon bağlantısı üzerine "haberler"in gazetelere manşet olduğu, diğer taraftan da gözaltı operasyonlarının tüm hızıyla devam ettiği bir ortamda yapıldı.
Toplantı, özellikle bağımsız adayları tanımayan gazeteciler açısından iyi bir fırsattı. Adaylar bir süre kalıp sohbetlere katıldıktan sonra ayrıldı, geride gazeteciler kaldı ve galiba toplantının bir başka işlevi, gazetecilerin gelişmeler üzerine konuşma fırsatı bulması, tanışmayanların tanışması oldu.
Cezayir toplantısı, farklı kanallardan saldırı altındaki bir politik oluşumun ve Blok'un temsilcilerinin değerlendirmelerini duymak için de iyi bir fırsattı.
Toplantı nasıl bir ortamda yapıldı?
Toplantının olduğu akşam Diyarbakır, Ankara, Manisa, Urfa, Eskişehir, Kütahya ve Erzincan'da düzenlenen ev baskınlarında, aralarında öğrenci ve BDP yöneticilerinin bulunduğu 52 kişi gözaltına alınıyordu. Mart ayı ortalarından itibaren gözaltına alınan kişi sayısını (2506) düşünecek olursak, bu sayının mayıs sonuna kadar 3000'e ulaşması mümkün. Bir de yeni İHD çocuk raporu (20 Mayıs'ta yayınlandı) var. Rapora göre tüm 2010 boyunca tutuklanan çocuk sayısı 95 iken 2011'in ilk dört ayında 116 çocuk tutuklanmış.
Toplantı akşamının sabahında (bugün) Sabah gazetesi şu manşetle çıktı: "Ergenekon dağa çıktı" / Ergenekon örgütü üyeleri, gizlice Kuzey Irak'a geçerek Kandil kadrosuyla seçimi sabote etmeyi görüştü."
Mutlu Çölgeçen imzalı haber, yeni bir derin bilgi gazeteciliği örneğiydi. Kaynak göstermeden bol bol "belirtildi", "öğrenildi" diyen Çölgeçen, "Kuzey Irak'ta yapılan gizli görüşmeleri açıklıyoruz; işte kirli tezgâh" diyor, şöyle devam ediyordu: "PKK içindeki Ergenekoncular olarak bilinen 'Ankaralılar Grubu' ile Ergenekon örgütü arasındaki görüşmelerin ilki 2 Mart'ta Kandil yakınındaki eski Zorgali Kampı'nda gerçekleşti..." Haberde isimler de vardı: "Cemil Bayık ile buluşan N.C. ve M.S.'nin bir dönem devletin önemli kademelerinde görev yaptığı öğrenildi."
Aynı sabah bir haber de Zaman Web sitesinde manşetten şu başlıkla verildi: 'İyi çocuklar' ile 'derin PKK' yine iş başında.
Habere göre, "Bir üst düzey istihbarat yetkilisi"nden alınan bilgilere göre, "Türkiye'de topyekûn bir 'kaos' ortamı oluşturulmak isteniyor"du. Haber şöyle sürüyordu: "İddiaya göre, bunun için JİTEM bünyesinde çalışan bir grup, görevlerini bırakıp karanlık eylemler için devreye girdi. Seçim ve seçimden sonrasını kapsayacak planın adı ise 'Pinpon'. Türkiye'de iyi şeylerin olmasını istemeyen güçler, karanlık planlar hazırlamaya devam ediyor. Biz de sürecin sadece 12 Haziran seçimine yönelik olduğunu düşünmüştük. Ancak, yaptığımız istihbarat çalışmaları olayın seçimden sonra da devam edeceğini gösteriyor."
Gene bugün yapılan Şırnak mitinginde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "12 Haziran, CHP, MHP, BDP, terör örgütü ve Ergenekon ittifakının bozulacağı tarihtir. 12 Haziran, çetelerin bir kez daha kaybedeceği tarihtir. Ben inanıyorum, Şırnak çetelere yol vermeyecek" diyor.
Toplantının olduğu gün Mersin'de iki, İstanbul'da bir Blok seçim bürosu saldırıya uğruyor, İstanbul'da 2. Bölge milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder'in aracı Bayrampaşa'da MHP seçim bürosunun önünden geçtiği sırada taşlanıyordu.
Blok, BDP ve Blok dışı sosyalist örgütlere saldırıların giderek yoğunlaştığı bir ortamda, gözaltıların, tutuklamaların, saldırıların üstüne bir de derin bilgi gazeteciliği ekleniyor; tutuklamalar ve saldırılar hiç manşete gelmediği gibi derin kaynaklara dayanılarak başka şeyler manşete çıkıyor. Saldırı altındaki, bir de komplocu ilan ediliyor, karalanmaya çalışılıyor. Başbakan, neye dayandığını açıklamaya gerek duymaksızın, "CHP, MHP, BDP, terör örgütü ve Ergenekon ittifakı" olduğunu iddia edebiliyor.
Manzara bu.
Bu arada, Blok'un bağımsız adayları, seçim çalışmalarını büyük bir enerjiyle sürdürüyor.
Bir gazeteci açısından en azından bütün bunlara tanıklık etmek ve tarihe birkaç not düşmek mümkün. (ŞA)