Türkiye A Milli Futbol Takımı bu akşam Euro 2008 çeyrek final mücadelesinde Hırvatistan'la karşı karşıya geliyor. Karşılaşma Viyana'daki Ernst Happel Stadyumu'nda 21:45'te başlayacak.
Terim: Yüz yıl savaşları başlıyor
"İç ve dış düşmanlar" temasını oturmuş bir sistemden yoksun Türkiye futbolu için çoğu kez bir kenetlenme ve motivasyon aracı, gerektiğinde ise yenilgilere bahane olarak değerlendiren Teknik Direktör Fatih Terim ve spor basını, maç öncesinde militarist ve agresif dilin dozunu arttırmış durumda.
Terim, sabah yaptığı basın açıklamasında önemli bir mücadeleye çıkacaklarını vurgulayarak "Bu akşam bizim için yüz yıl savaşları başlıyor. Belki 90 dakika, belki 120 dakika, belki de penaltılarla sonuca gideceğiz" dedi.
55 yaşındaki hoca, mucizevî bir şekilde kazanıldığı tüm yorumcularca dile getirilen Çek Cumhuriyeti maçı öncesinde de basın mensuplarını kastederek "Huzurumuzu kaçıranlarla İstanbul'da hesaplaşacağız" demiş, maçın ardından ise alaycı bir ifadeyle "70 dakika boyunca aldığınız notları çöpe attırdığımız için özür dileriz" yorumunda bulunmuştu.
Spor basını ve militarizm
İsviçre maçı öncesinde ve sonrasında bulvar gazetesi Blick'i muhatap alarak kendi seviyesini ilan eden spor basınının da Terim'den aşağı kalır yanı yok.
Fotomaç akşamki maçın haberini okuyucularına "Ceddin Dedeeen" nidasıyla duyurdu. "325 yıl sonra yeniden Viyana kapılarındayız. Gazanız mübarek olsun. Millerimizin Basel ve Cenevre'den sonra Viyana'yı da fethedip Türk bayrağını sahaya dikeceğine inanıyoruz" denilen haberde Terim, Arda ve Nihat mehter takımı giysileriyle resmedildi.
Fotospor "Ölümüne Oynayacağız" başlığıyla verdiği haberde maç öncesi atmosferi "Milli takım kampı 'hücum' borusunu bekleyen 'savaş birliği' gibiydi" sözleriyle tanımlarken, Hırvatistan'ı daha önce hiç yenemediğimizi hatırlatan Fanatik "Bunlara bi 'Çakmak' lazım" ifadesini tercih etti.
Milli dava değil yalnızca bir eğlence
İsviçre ve Çek Cumhuriyeti karşılaşmalarında iki kere sıçramayı başaran çekirgenin kazandığı özgüvenle fethe gittiği Viyana kapılarındaki akıbetini akşam hep birlikte göreceğiz.
Kaybedersek mutlaka bir ya da birkaç düşman bulunacak, taraflı hakemin (zaten annesi Hırvat'mış!) kalleşlikleri (!) sıralanacak.
Kazanırsak "hücum boruları" daha bir hırsla çalınacak, "Tüm dünya Türk'e hayran" masalı anlatılacak, "İçimizdeki İrlandalılar"a ise hadleri bir kez daha bildirilecek.
Her halükarda bu turnuvanın bir milli dava değil sadece keyif alınması gereken bir eğlence olduğu unutulacak. (KM/EZÖ).