"Fatih Terim aslında Türkiye'de değişmesini istediğimiz birçok şeyin spor alanındaki elçisi gibi duruyor. Sistem değişmedikçe, daha çok Terim'ler gelebilir. Ancak sevindirici olan eleştirilmeye, geç de olsa, başlanmış olması."
Futbol yorumcusu Ali Murat Hamarat, "Terim Türkiye futbolunda nereye düşüyor?" sorumuzu böyle yanıtladı.
Hamarat, Milli Futbol Takımı'nın başındaki ikinci dönemi geçtiğimiz Çarşamba akşamı (14 Ekim) Bursa'da oynanan Ermenistan maçıyla sona eren Terim'i istifaya götüren süreci, onun eleştirilemezliğini ve yerine kimin gelebileceğini bianet'e değerlendirdi.
Terim en önemli sınavı geçemedi
Hamarat, Fatih Terim'in "2010 Dünya Kupası'nı Türkiye'nin dışarıdan izleyeceğinin belli olduğu gün istifasını vermiş" olduğunu düşünüyor. Hamarat'a göre "Aslında bu beklenen bir süreçti."
"2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki son dakika goleriyle gelen üç akıl almaz galibiyetin sonucu olan üçüncülüğün açıklanması için metafiziğin yardımına muhtaç" olduğumuzu düşünen Hamarat "Türkiye'nin bilinemezlik ve kestirilemezlikten çıkarak rüştünü ispatlaması için en önemli sınav olan 2010 Dünya Kupası'na vize alalamayan Terim'in" istifasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Forma tesliminde adil olmadı
Hamarat Fatih Terim'in oyuncuları arasında kayırmacılık yaptığı kanısında: "Terim'in belli futbolculara gösterdiği sabrı, kimi ebeveynlerin çocuklarına göstermediği düşünülünce, başarısızlık da beraberinde geldi," diyor. Koşullar ne olursa olsun sahaya çıkacağı bilinen kimi isimlerin formsuzluğu istenmeyen sonuca önemli katkıda bulundu."
Tanjeviç gibi
Terim'in tercihleri "tıpkı Basketbol Milli Takımı'nın çalıştırıcısı Bogdan Tanjevic'inki gibi sorgulandı" diyor Hamarat. "Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda bir madalya şansı nasıl kaçtıysa, harika bir Euro 2008 sonrası elemelerde dökülüp futbolda da Türkiye kendinden güçsüz takımlara diş geçiremedi." Hamarat "Terim ikinci defa ne Galatasaray'ın başına geçmeliydi, ne de Türkiye'nin" diye düşünüyor ve ekliyor "İstisnalar dışında aynı nehirde iki kere yıkandığı görülmüş müdür ki..."
Spor basını sonunda Terim'i eleştirmeye başladı
Hamarat, "son derece tutucu olan spor basınının, aslında mutlak tabu olarak gördüğü Terim'in eleştirilemezliğinden vazgeçmiş" olduğuna dikkat çekiyor. Gerçi, "testi kırılmadan bu yapılsa harika olacaktı ama" diyor, "istisnaları dışında Türkiye spor kamuoyunda Terim'e dokunulamaması mutlak kuralının terk edilmeye başlanması oldukça sevindirici bir durum."
Ona göre, "Terim'in işin başında istifa etmemesi aslında hiç şaşırtıcı değil."
"Türkiye'de başarısız olan hangi politikacı istifa etmiş ki, Terim istifa etsin." diye soruyor Murat Hamarat. "Genellikle iş işten geçtikten sonra veya başarısızlık senaryolarını müteakip geliyor spor dünyasında istifalar. Ve oldukça da geç. Zaten istifa etmeyeceğinizin bilindiği bir ortamda 'dokunulmazlık' kalkanıyla bir manada kuşatılması da kişilerin başarısızlıklarını fark etmelerinin önünü tıkıyor. Türkiye'de birçok alanda olduğu gibi..."
Hamarat "Terim'in prensi" dediği Emre Belözoğlu'nun Milli Takımlar Teknik Direktörü'nce himaye edilme biçiminin herşeyi özetlediğini söylüyor: Medya onu eleştirmeye kalktığında, prensinin basın tribününe verdiği tepkiye rağmen Terim onu kaptanlık pazubandı ile ödüllendirdi."
Neden Hiddink gelmesin?
Hamarat "Türkiye'de ekol oluşturacak bir isim gelsin istiyoruz" diye özetlyor futbolseverlerin özlemini.
"Bunun eksikliği gerçekten sporun birçok branşında görülüyor. Kişi endeksli günü kurtarma politikaları, ülkeyi hiçbir alanda ileri götürmüyor. Bu kadar kahramanlara odaklı bir toplumun ilerlemesi de imkânsız oluyor. Bu isimler arasından uzun süre Türkiye futbolunu idare edecek, futbolun abecesini belki de baştan yazacak ya da yorumlayacak birisinin başa geçmesi gerekiyor."
"Unutmayalım ki Galatasaray'ın 80'lerin ortasında Jupp Derwall'i getirmesi ülkenin futbol yazgısını değiştirmişti. Belki de çok tecrübeli bir antrenörün birkaç yıl görev yapması bile takımın ve futbol kamuoyunun rengini değiştirebilir. Hazır Frank Rijkaard gibi bir dünya devi Türkiye'de çalışırken ikinci bir isim hem vizyonumuzu değiştirebilir hem de marka değerimizi hakikaten yükseltebilir. Guus Hiddink gibi bir dev neden olmasın. Maliyeti çok yüksek olsa da...(BÇ)