Tilkiye demişler ki, tavuk sever misin?
Tilki başlamış gülmeye.
Ne gülüyorsun, cevap versene demişler.
Tilki de, gülmekten cevap veremiyorum demiş.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, şehirlerdeki askeri bölgelerin yerel yönetimlere ve TOKİ'ye devrini sağlayan bir yasa taslağı üzerinde çalışıyormuş!
Şimdi tam da bu hesap, katıla katıla gülenler var!
Haki renkte simgelenen bir kuruma atfen, o kurumu olumlayan bir yazı yazacağım aklıma gelmezdi. Hayatın 'sonsuz' çeşitliliği bu olsa gerek. Yerel yönetimler ve TOKİ karşısında şehirlerdeki askeri bölgelerin halka açılması kaydıyla mülkiyetinin askeriyede kalmasını savunuyorum! Bunun adına sivilin karşısında askeriyeyi savunmak diyorsanız da deyin.
İstanbul'un yeşil olarak kalan bölgelerine bir bakın; bunların askeriyeye ait bölgeler ile mezarlıklar olduğunu göreceksiniz. Yeşilin yeşil kalması için haki'ye ve ölüye ihtiyaç duyuyoruz. Şehre adacıklar halinde de olsa hayat veren bu bölgelerin varlığı için askeriyeye ve ölülere ihtiyaç duyacak hale gelmemiz, nasıl bir şehircilik anlayışıyla yönetildiğimizin temel göstergelerindendir.
İstanbul'da son on yılda imar planı tadilatlarının miktarı, 2000 yılına kadar yapılmış toplam tadilat sayısını kat kat geçmiş durumda. Bugün AKP'ye intisap den HAS Parti'nin birkaç yıl önce mealen şöyle bir açıklaması vardı: "İstanbul'daki imar plan tadilatı yolsuzluklarından dolayı onlarca milyar dolar haksız kazanç (rantiyecilik) sağlanmaktadır!"
Bundan sonra artık kendileri de bu 'üstün şehircilik faaliyetine' ortak olurlar!
Özellikle İstanbul'da arsa sıkıntısı çekiliyor. Ankara'da Melih Gökçek ODTÜ'nün arazisine çoktan göz dikmiş durumda! Yerel yönetimlerin büyük bir kesimi ve TOKİ, hayata betoncu gözlüklerle bakıyorlar.
Rezidans, site ve AVM yapılaşmalarına baktığımızda 'betoncu kardeşlerin', 'gazcı kardeşlerden' geri kalmadıklarını görürüz! Bir yanda kente saldırı, bir yanda insan haklarına saldırı; sistemin birbirini tamamlayan yanları!
Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır!
Siyasi propagandanın slogan haline gelmiş sözüdür: "Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır!"
Doğru!
Ben de diyorum ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ve TOKİ'ye baktığımda, bunların yaptıkları, askeriyeden devralacakları arazilere neler yapacaklarının teminatıdır!
Ne yapmış İBB?
Sürekli imar tadilatı adı altında betonlaşmaya izin vermiş!
Ne yapmış TOKİ?
Bakanlar Kurulu kararına dayanarak başımıza, "Ali kıran, baş kesen" kesilmiş, dereye de, yeşil alana da, sel yatağına da istediği şekilde ve ebatlarda konutlar yapmış! Halka ucuz konut üretme adı altında kar ortaklığı sistemiyle çeşitli inşaat firmalarıyla lüks konutlar üretmiş.
Hep birlikte el ele inşaat temelli bir ekonomi ve onun önünü açan imar oyunları yoluyla daha fazla kar elde edilmiş.
Şimdi böyle bir sistemde askeriyenin elinde olduğu için yeşil kalmış bu yüksek değerli arazilerin belediyelere ve TOKİ'ye devrini bir düşünün!
Bu kuruluşlar böyle bir yasayla gülme krizine gireceklerdir!
Bakmayın siz, oraların halka açılacağından, arazilere inşaat yapılmayacağından söz edilmesine!
Bakmayın siz, bu yasanın bir sivilleşme sürecinin parçası olduğu iddiasına!
Bunların hepsi yalan!
O arazilerin devrini ele geçirdiklerinde ilk iş, inşaat yapılmasının yolunu açacak koçbaşı özelliğinde sosyal tesisler yapılacaktır. Halka açık alan, kıyıdan köşeden sıkıştırıla sıkıştırıla, daha olmazsa parselasyon yapılıp satılarak küçük bir alan haline getirilecektir.
Sivilleşmeyi yasalarda ve kurumlarda sağlamayanların askeri arazilerin belediyelere devriyle sivilleşme sağlamaları iddiası son derece acı ve komik!
Böyle bir görüş, utanmazlığın alasıdır ve bu toplumla alay etmektir!
Şehirlerde askeriyenin elindeki arazilerin halka açılmasından yanayım.
Rantiyeciliğin kucağından beslenen yerel yönetimlere bu arazilerin mülkiyet devrine karşıyım. Bunlara ve TOKİ'ye zerre kadar güvenmiyorum. Bu arazilere bir süre dokunmasalar bile, bir süre sonra mutlaka dokunacaklardır!
Önerim şudur: Kimi yerel yönetimlerin ve TOKİ'nin yaptıkları, yapacaklarının teminatı olduğundan, şehirlerde bulunan askeriyenin elindeki arazilerin mülkiyet hakkı yine askeriyede kalsın. Yerin kullanım hakkı TOKİ'ye değil (özellikle bunun altını çiziyorum), yerel yönetimlere devredilsin. Bu yerler park, bahçe, mesire yeri, kültür alanları olarak düzenlensin ve halkın kullanımına açılsın. Bu amaç dışında yapılacak her türlü imar yasak edilsin ve askeriyenin, mülk sahibi olarak amaç dışı imarları engelleme yetkisi olsun!
Ne acı ki, yeşili korumak için 'haki'ye ihtiyaç duyuyoruz!
Onun için bırakın buraların mülkiyeti haki kalsın diyorum.
Bir kentin soluk alabilmesi için askeriyeye ve mezarlıklara ihtiyaç duyması çok acı!
İstanbul sahnesinde oynanan "İyi ki varsınız askeriye, iyi ki varsınız ölüler!" trajedesine istemeye istemeye bilet alıyorum! (HŞ/HK)