Hakikatle yüzleşmeden adaletin yolu açılmaz. Hakikatin tescilidir adalet.
Hakikatin tescili, hakikatin hiçbirimizi kuşkuda bırakmayacak açıklıkta sergilenip hayatımızın anlatısında bir yer edinmesidir. Adaletle tartılmamış bir hakikat, tescillenmemiş demektir. Yüzlerce yıl sonra bile tartışma konusu edilebilir. Meydanların meydanında inşa edilmiş kamusal bir kasada tutulan sırdır. Ondan bahseden, tekinsiz olur. Cemaatten sürülmesine kadar gider bu yol.
Resmi tarih de bu noktada devreye girer; tarihi kendi tasavvurları çerçevesinde, işine geldiği, varoluşuna cila olacak şekilde yeniden yazar. Yok sayılacak hakikatlerin bir listesini çıkarır öncelikle. Ermeni katliamı elbette buna gösterilecek en keskin örnektir.
Kimi güçlüler, muktedirlerle kimi koşullarda hakikatin tarihten sürgün ediliş hikayesi paylaşılır. Onlar da suç ortağı edilir. Zaten güçlü olmanın koşulu, suç ortaklığına boyun eğmişliktir. Onlar da zamanla ülkenin menfaati, vatan sevgisi ve benzeri kalkanların arkasına sığınarak bir güzel hazmederler işlerin aslını biliyor olmayı.
Onlar, halkın henüz hazır olmadığı şeylerin de listesini çıkaran, nice kırım kıyım işkence katliamın ufak hisseli suç ortaklarıdır.
Koşullara çok inanır, etik sorgulamalara asla yüz vermezler. Koşulların gerektirmiş olduğu vahşeti bizim de kendileri gibi boyun büküp kabul etmek zorunda olduğumuza inanırlar.
Basınımız, birkaç istisna dışında resmi kalemlerin suç ortağı olmayı kabul etmiş, devletin yüce menfaatlerinin gönüllü koruyuculuğuna gönül indirmiş, gerçek işlevini gururla reddetmiştir.
Halk ile hakikat arasında bir köprü olacağına bir barikat olmuş, kimileyin devletin gizli istihbaratı olarak kimileyin seferberlik borazanı olarak işlev görmüştür.
İşte bu nedenle kurulmuştu bianet.
bianet bugün 10 yaşında. bianet: Bağımsız İletişim Ağı.
Nasıl başladı
Bağımsız İletişim Ağı, 1997 yılının nisan ayında yayımladığı deklarasyonla hayatımıza adım attı.
Deklarasyon şöyleydi:
"Biz, aşağıda imzası bulunan (41) yerel radyo, (3) yerel TV ve (8) yerel gazete kuruluşu dört aydır TMMOB, TTB ve IPS İletişim Vakfı ile Heinrich Böll Vakfı'nın katkısıyla yürütülmekte olan 'Yerel Medya Projesi' kapsamında düzenlenen toplantılarda yaptığımız görüşmeler ve tartışmalar sonucunda aşağıdaki ilkeler ve amaçlar çerçevesinde Bağımsız İletişim Ağı'nı (BİA) oluşturmayı kararlaştırdık.
Bağımsız İletişim Ağı, 3-4 Mayıs 1997 günlerinde Ankara'da toplayacağı ''ulusal konferans''la bu ilkelerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda ilk adımı atacaktır.
* Türkiye'de egemen olan haber ve yayın yapısı ve kurumları halkın özgür haber alma hakkını kısıtlamakta ve yerel yayıncılığın gelişimini sekteye uğratmaktadır.
* Bağımsız İletişim Ağı, yerel medyanın ulusal radyo, TV ve gazetelere tanınan hak ve imkânlara erişebilmesinin önündeki engelleri gidermeyi;
* Var olan haber ve yayın tekeline kendi ürünleriyle alternatif oluşturmayı;
* Kısıtlayıcı mevzuatın haber alma ve haber verme özgürlüğü önüne koyduğu engellerle mücadeleyi;
* Yerel yayıncılığın uluslararası haber ve yayın normları temelinde yeniden yapılanmasını;
* Ortak eğitim ve teknik ve teknolojik bilgilenme olanaklarının herkes için erişilebilir kılınmasını;
* Aynı sorunlarla karşı karşıya kalan ve aynı amaçları paylaşan, Türkiye'nin de imza koyduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Yayın Birliği İlkeleri ve BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi doğrultusunda yayın yapan bütün kuruluşları ve bu ilkeleri paylaşan bütün bireysel habercileri üretim temelinde bir araya getirmeyi, mesleki işbirliği ve dayanışmayı pekiştirmeyi;
* Böylece, kamu yararı ve halkın haber alma özgürlüğünü esas alan bir habercilik anlayışını gerçekleştirmeyi amaçlar."
Kazandırdıkları
Ertuğrul Kürkçü ve Nadire Mater'in öncülüğünde geliştirilen bianet projesi, gerçekten de bu on yıl içinde çok yol kat etti. Ana akım medyanın görmezden geldiği kadınlar, çocuklar, engelliler, emekçi kesim, farklı cinsel yönelimlerin sesi oldu. Onların sorunlarının takipçiliğini üstlendi.
Her tür ayrımcılığın karşısında durdu; medyanın ayrımcı-ırkçı dilini işaret ederek kayıt düştü.
'Başka bir İletişim Mümkün' savsözüyle hak gazeteciliğinin örneği oldu. Gazetecilik mesleğinin etik ilkelerini hatırlatmaktan vazgeçmedi.
Türkiye'nin her yöresinden yerel gazetecilerle toplantılar düzenledi ve onlarla bir haber havuzu oluşturdu. Yerel medyanın gelişimi için eğitim seminerleri düzenledi.
Ana akım medyada bir çırpıda geçiştirilen, çoğunluk es geçilen kimi konuları gündeme taşıdı. O konularda yaptığı habercilikle örnek oluşturdu.
Şahsen, 10 yıldır takip ettiğim, bir çok yazımda bana ışık tutan bilgilerinden yararlandığım bir oluşum, bianet.
Gerçek gazeteciliğin coşkusuyla bu oluşuma katkıda bulunan herkese, öncelikle genç kadroya şükranlarımı sunmak isterim.
İnançları, çalışkanlıkları, cesaretleri ile bize farklı bir iletişimin, farklı bir dünyanın mümkün olduğunu durmadan hatırlattıkları için.
10 yıl önce hepimize çok uzak görünen bir hayali gerçekleştirdikleri için.
Yanı başımızda oldukları için. (YT/TK)