Görsel: csgorselarsiv.org / Dilek Sarıgül
Bazı konular var Türkiye’de, sabit ve acil olarak çözülmesi gereken sorunlar olarak karşımızda duruyor.
Erkek şiddeti, cinsel istismar, tacizler, cinsel şiddet gibi.
Bir de bazı erkekler var Türkiye’de, onlar da hep yerinde sayıyor.
Evet, meslektaşımız Selahattin Duman’dan söz ediyorum. Kişileri hedefe koyan bir yazı kaleme alacak değilim elbette, burada hedefe koymak istediğim konu, tam olarak eril bakış açısı, cinsiyetçilik ve en önemlisi sözde esprili anlatımla kadınları ötekileştirmek, ayrımcılık yapmak hatta nefret söylemi yaymak.
Bu suçlara, net olarak örnek teşkil eden erkek kişisi de meslektaşımız Selahattin bey.
Her ay en az 20 kadını erkekler öldürüyor
Selahattin beyin o erillik akan, cinsiyetçi aklıyla kaleme aldığı yazıyı buraya detaylıca almayacağım, yeniden üretimine katkı sunmak istemiyorum.
İlle de yazıyı merak edenler varsa, “Oksijen havanızı değiştirmeye geliyor” sloganı ile yayın hayatına yeni başlayan Oksijen isimli gazetedeki, “Hazır ol vaktine erkek milleti, 14 Şubat çekmiş kılıcı geliyor” başlıklı yazıya bakabilir.
bianet olarak hazırladığımız erkek şiddeti çetelesine göre her ay en az 20 kadının, ayın bazı günlerinde en az üç kadının öldürüldüğü bir ülkede Selahattin bey bu yazıyı yazabiliyor.
Ülkenin hakikatleri
Diyor ki “kadınlar 14 Şubat Sevgililer Günü” nedeniyle erkekleri zorlayacak, kadınlar, şöyle kötüler, böyle lanetler. Bir de yine bazı programlardan örnekler vermiş, kadınların ne kadar kötü insanlar olduğunu anlatmış da anlatmış. Güya anlatmış ben öyle söyleyeyim.
Duman’ın bu yaptığı en nazik ifadeyle hadsizlik. Kadınlar ve eril sistem arasında bir kıyaslamaya gitmeye gerek bile yok bu ülkede.
Durum hakikat ortada Selahattin bey, bu ülkede whatsApp grubuna üye oldu diye kocasının öldürdüğü 75 yaşında bir kadın var.
Bu ülkede, erkek okul çalışanlarının istismar ettiği çocuklar var.
Bu ülkede, erken yaşta zorla evlendirilmek istenen kız çocukları var.
Bu ülkede, oğlan çocuklarını istismar eden erkekler var.
Bu ülkede, iki erkeğin, “intihar etti” diyerek bir plazadan attığı Şule Çet var.
Bu ülkede, şüpheli ölümü aydınlatılmadan hukuki süreci kapatılan ev emekçisi Nadira Kadirova var.
Bu ülkede, kendisinden bir yılı aşkın süredir haber alınamayan Gülistan Doku var.
Siz ne diyorsunuz? Siz nasıl hangi hakla, akılla bu yazıyı yazabiliyorsunuz?
Yok alaymış, yok espriymiş
Kadınları aşağılayan, kadınları birer nefret objesi haline getiren, eril yaklaşımları yücelten tarz, medyada, sokakta ve hatta hemen hemen muhafazakâr siyaset anlayışında bile tarihin çöplüğüne gömüldü. Sizin mizah diye yutturmaya çalıştığınız yazım tarzı, bin yıl öncede kaldı.
Türkiye kadın hareketi, feministler, LGBTİ+’lar, direnişleri ve mücadeleleri ile bu eril yaklaşımları erillik çöplüğüne gömdü. Hem de bedelini ödeye ödeye.
Böyle mi demokratsınız? Böyle mi çağdaş ve laiksiniz? Bu mu sizin sizden sonraki kuşaklara, meslektaşlarınıza bırakacağınız “akıl”, “vicdan”, “sağduyu”?
Hadi siz yazdınız, nasıl bir gazete ki bu “cahilliğe”, bu kendini bilmezliğe göz yumuyor da yayınlıyor? Oksijen “havamızı değiştirmeye” gelmemiş, Oksijen, bizzat kadınların çukura gömdüğü eril yazım tarzını o çukurdan çıkarmaya gelmiş meğer.
Yok alaymış, yok espriymiş diyerek bu tarzın yeniden meşrulaştırılmasına çanak tutmak istiyorsanız, medyada mizojiniyi, kadın düşmanlığını, yeniden var etmek istiyorsanız; çok yanılıyorsunuz hem de çok…
Başta, biz gazeteci kadınlar bu tarzı, yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Selahattin beyin, bu ülkedeki milyonlarca kadından hemen özür dilemesini ve özeleştiri vermesini bekliyoruz.
TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu'ndan tepkiTürkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu'ndan yapılan açıklamada Selahattin Duman'a ve gazete yönetimine özür dileme çağrısında bulunuldu. 'Beşinci haftada Oksijensiz kaldık' başlıklı açıklama şöyle: Türkiye'de Batı standartlarında bir hafta sonu gazetesinin yayınlanabileceğini ispatlamak için" 15 Ocak 2021'de yayın hayatına başlayan Oksijen gazetesi bize ne vaat ediyordu? "Akıl veren köşe yazarlarına değil bilgi sunanlara yer vereceğiz!", "Türk medyasında kalite çıtasını yukarı taşıyacağız!", "Gençlerin de gazetesi olacağız!" Gazetenin 12 Şubat'ta piyasaya çıkan 5. sayısında üzülerek görüyoruz ki, havamızın da erkek bakış açısıyla şekillenen medyanın da değiştiği yok. Çıta ise yerlerde... Bu hafta "Yorum" sayfasında sözüm ona mizahi bir 14 Şubat yazısı kaleme alan Selahattin Duman, bir önceki yüzyılın klişeleriyle dolu metin boyunca tüketim kültürü eleştirisi ile kadınları aşağılamayı birbirinden ayıramıyor, açıkça kadın düşmanlığı yapıyor. Erkeklerin hemen her gün bir kadının canını aldığı ülkede, "Yiğitlerin boynu kasabın bıçağına uzanacak" diyerek "espri" yaptığını sanıyor. Bu ülkede eli bıçaklı kasaplar, 14 Şubat kutlayan kadınlar değil, cinayetlerine kıskançlık, aşk, sevgi gibi paravanlar imal eden hegemonik erkeklik ve ataerkidir. Bu örnek, medyada kadın temsili ve varlığıyla ilgili yıllardır dile getirdiğimiz sorunların da tipik bir örneği. Neden mi? Hadi Selahattin Duman mizah ile mizojiniyi ayırt edemiyor, bu gazetenin yayın ekibi de mi metindeki sorunu görmüyor? Görmüyor, çünkü onlar da hegemonik erkekliğin avantajlarından faydalanan erkekler. Hayatımıza yeni bir soluk getiren! Oksijen Gazetesi'nin künyesine baktığımızda 12 isim görüyoruz. Bu isimlerin sadece üçü kadın ve ikisi kültür-sanat-dijital yayıncılık sayfalarından sorumlu görünmekte. Yazı işleri kadrosunda tek bir kadın yok! Ve belli ki hala, bu gazeteci erkekler bir metinde, seçilen görselde cinsiyetçilik yapıldığını görmeyi kadınların uyarısı olmadan beceremiyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTI+ Komisyonu olarak Selahattin Duman'a artık bu ülkede medyanın erkek olma ayrıcalığının sonuna kadar kullanıldığı, yaptıklarının ve yazdıklarının sonuçlarına katlanmak zorunda olmadığı medya olmadığını, başka bir çağa mensup olsa da gazetecilik sorumluluklarının kendisini bağladığını hatırlatıyoruz. Yazının bir yerinde incik boncuk diyerek kırmış olabileceği pırlanta takılardan özür dileyen Selahattin Duman, 2021 Türkiyesi'nde varlığı hayatta kalma mücadelesine indirgenmiş milyonlarca kadından özür dilemek zorunda. Selahattin Duman'la birlikte Oksijen Gazetesi yayın kadrosu da tüm kadın okuyucularından özür dilemeli, yönetim, yayın ve insan kaynakları politikalarını gözden geçirmeli, sorumlulukla hareket etmeli. Gazete hakkında Vatan gazetesinin kurucusu ve eski sahibi Zafer Mutlu'nun sahipliğinde çıkan gazetenin genel yayın yönetmenliğini Milliyet'in eski yayın yönetmeni Tayfun Devecioğlu yapıyor. Gazetenin haber müdürü ise Vatan'ın eski genel yayın yönetmenlerinden İsmail Yuvacan. Gazetenin yazı işlerinin başında ise yine Milliyet'ten Umut Alphan ve İlke Gürsoy var. |
(EMK)