Kurşuni renkli ve kasvet kokulu bir günde elime aldığım öykü kitabı –yine- iyi geldi bana; kısa süreliğine -de olsa- güzelleştirdi hayatı.
Öyküler Ayşegül Devecioğlu’ndan. Kitabın adı “Anatomi Dersi” Kitaba adını veren öyküyü “Emma Ceviz Ağacında”, “Siyah Moli”, “Baş Daima Dik Olmalı”, “Hayalleri Yıkma Vakfı” ve “Yakın Gelecekte Edebiyat” adlı öyküler izliyor.
”Seni tanıyorum” demişti arkadaşı, “kayboluverecek acıyla anımsayacağın bir şey arıyorsun. Bedeninde bir yara açmaya çalışıyorsun. Şimdi taşıdığından daha büyük bir yara, o yaranın içinde kaybolacağı bir yara.” Sessizce dinlemişti. Demek dışarıdan görülebilen bir yarası vardı. Halbuki yaralar gizli kalmalıydı. “Tutkuyu güçlendirir bu. “ diye eklemişti arkadaşı bilmiş bilmiş, “garip değil mi?” Belki garipti, belki değildi. “Ama benden başka kim olsa ne derdi biliyor musun? “ diye sürdürdü konuşmasını, “adamın zır manyak olduğunu. Sen yaptığı her şeyde bir hikmet arıyorsun, çünkü adama aşıksın .manyaklığıyla seni kölesi haline getirmiş. Her şeyi derin nedenlere bağlama merakımızla nereye varacağız bilmiyorum!” (Anatomi Dersi. Sayfa 13-14) |
Devecioğlu sorgulayıcı, tahlilci ve mücadeleci bir insan. Devecioğlu her türlü hak ihlalinin karşısında duran bir kadın. Devecioğlu üretken bir yazar. Devecioğlu okumayı çok sevdiğim bir yazar. Devecioğlu’nun sade, akıcı diliyle yazdığı öykülerini okumaya başladığınız anda dahil olursunuz metne. Bittiğinde de etkisi sürer; eğer yeni bir öyküye başlamadıysanız.
“Emma Ceviz Ağacında” öyküsünde Fi, Ni, “Kahire’nin Mor Gülü” yani Bülent’le ve yazar Sema nam-ı diğer Emma (Thompson) ile tanışıyoruz. Öykünün finalindeki diyalog aşağıda.
- Delişmen arkeolog: Tüm erkekler böyle mi? - Harranlı profesör: Bunu nereden bilebilirim! - Delişmen arkeolog: Yine de bir fikriniz olmalı. - Harranlı profesör: böyle mi derken ne kastettiğinizi anlamadım, ben böyleyim ve kendimden memnunum. - Delişmen Arkeolog: O zaman topunuzun Allah belasını versin! |
Kitaptaki en ilginç öykülerden biri "Siyah Moli" ve bu öyküden bir diyalog aşağıda.
"Siyah moli gibi mi?" "Siyah moli nereden aklına geldi şimdi!" "Herşeye uyum gösteriyorlar demistin ya..." "Evet, Güney Amerika'da bir nehirden gelip musluk suyunda da yaşayabiliyor. " "Yaşayabildiğini nereden biliyorsun? " "Ölmüyorlar." |
“Baş Daima Dik Olmalı“ öyküsünü anlatmak/ özetlemek zor. Okunası. Ve sana katılıyorum sevgili Ayşegül: insanın başı daima dik olmalı, dostum.
Yazar Devecioğlu’nun sekizinci ve son kitabı “Anatomi Dersi”ndeki beşinci ve “Hayalleri Yıkma Vakfı” adlı öyküyü çok sevdim. Öykünün finalinde dört arkadaş arasında geçen konuşmadan esinlenerek sormak istiyorum bu yazıyı okuyanlara; “Başımıza ne geldiyse hayallerimizden mi geldi?“ ve “Hayat eski akışına döndü mü hep?”
Ayşegül Devecioğlu 1977 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden öğrenimini tamamlayamadan ayrıldı. 1986’dan sonra gazete, dergi ve televizyonlarda çalıştı. Çeşitli dergilerde makaleleri, denemeleri yayımlandı. "Ağlayan Dağ Susan Nehir" romanıyla 2008 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. İstanbul’da yaşıyor. Kuş Diline Öykünen (2004), Ağlayan Dağ Susan Nehir (2007), Kış Uykusu (2009), Başka Aşklar (2011), Ara Tonlar (2015), Güzel Ölümün Öyküsü (2019), Arkası Mutlaka Gelir (2020), Anatomi Dersi (2022) kitapları Metis’ten çıktı. |
Künye: Ayşegül Devecioğlu, "Anatomi Dersi” Metis Yayıncılık. 93 sayfa. 2022.