Barışın gölgesine saklanan düşmanlar

Kolombiya, geçtiğimiz on yıllarda barış süreçleri ve silah bırakan gerillalara yönelik suikastlarla gündeme geldi. Fakat ülkenin geçmişinde buna benzer pek çok deneyim mevcut.
Başta yakın geçmişten hareket ederek, ELN (Ejército de Liberación Nacional - Ulusal Kurtuluş Ordusu) Komutanı Antonio Garcia ile geçtiğimiz aylarda çıkmaza giren barış sürecini konuştuk[1]. Daha sonra ise merceğimizi 1980’lere çevrirdik; M-19’un Kolombiya Hükümeti ile yaptığı silah bırakma anlaşmasını ve ardından gerçekleşen çarpıcı suikastı değerlendirdik[2].
Şimdi ise ülkedeki barış süreci dinamiklerini anlamak açısından kilit öneme sahip UP (Unión Patriótica - Yurtsever Birlik) deneyimine uzanacağız.
Bugün silah bırakan FARC (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia - Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) gerillalarına yönelik suikastlar, Kolombiya için pek de yeni bir olay sayılmaz.
Tarihler 1980’leri gösterdiğinde hükümet ile FARC arasında bir müzakere masası kurulur ve nihayetinde varılan anlaşmada örgütün siyasi partiye evrimi kararlaştırılır. Gelgelelim bu sayede siyaset sahnesinde kendisinini coşkulu bir şekilde gösteren UP’nin işi pek de kolay değildir. Zira 1980’lerden 2000’lere kadar binlerce UP üyesi suikasta uğrar. Liderlerden seçmenlere kadar uzanan bu suikast dalgası, Kolombiya tarihinde büyük bir iz bırakır.
Peki bu süreç nasıl yaşandı? 2014’te barış anlaşması imzalayan FARC, kendilerini bekleyen tehlikeyi fark edemedi mi? Bugün UP deneyimi bize ne anlatıyor?
Gelin bugün bu sorulara yanıtlar arayalım.
Uribe Anlaşması ve yükseliş
Kolombiya’nın 1982 yılında devlet başkanı seçilen Belisario Betancur hükümeti, ülkedeki çeşitli silahlı hareketlerle ayrı ayrı müzakere masası kurar. Bu doğrultuda çıkartılan af ile birlikte barış görüşmeleri daha da ciddileşir. FARC ile ilk ciddi diyalog 1983’te başlar.
Ertesi yıl tarafların imzaladığı Uribe Anlaşması ile birlikte barış sürecinde önemli bir mesafe kat edilir. Çift taraflı ateşkes ilan edilirken FARC eylemlerini sınırlandırır. Barış Komisyonu kurulur ve FARC gerillalarının sivil hayata dönüşü doğrultusunda çalışmalar başlar. Anlaşmanın hükümete verdiği sorumluğun başında FARC’ın mücadele ettiği toprak reformun katkı sunmak başta olmak üzere bir dizi sosyal reform vardır.
Son derece önemli 7. Madde’ye göre FARC üyeleri kendi iradeleri doğrultusunda örgütlenebilecekleri ekonomik, siyasal ve toplumsal alanların açılacağı kararlaştırılır. Bu anlaşma sonucunda UP, 1985 yılında Kolombiya’nın siyasi hayatında yeni bir siyasi aktör olarak doğar. FARC’ın yanı sıra kimi Kolombiya Komünist Partisi (PCC) üyeleri de kuruluşun içerisindedir.
Kısa süre içerisinde UP binlerce taban örgütüne sahip ulus çapında bir partiye dönüşür. Örgütün Birinci Kongre’si 2 bin 700 delegenin ve yüzlerce davetlinin katılımıyla gerçekleşir. UP, toplumun barış ve demokrasi özlemi arkasına alalar kitlesel gösteriler örgütler. Bu durum doğalında silahlı mücadele yerine siyasi çözümün de Kolombiya’da yeşerebileceği inancını doğurur.
Öte yandan FARC henüz tam anlamıyla silah bırakmamıştır. Partinin kuruluşundan bir yıl sonra Betancur, UP’nin de desteğiyle ateşkesi uzatmak için bir anlaşma daha imzalar.
Böylece barış sürecinin ‘deneme süreci’ biraz daha güçlenir. Hele UP’nin 1986 yılındaki parlamento seçimlerine katılmasıyla birlikte bu inanç iyice perçinlenir. Hükümet, seçim sürecince kampanya yürütebilmeleri için UP’ye ve üyelerine gerekli güvence sağlayacağını temin eder. Ayrıca FARC üyelerinin legal siyasete dahil edilmeleri için garanti ve özgürlük alanı sağlayacağını beyan eder.
Sadece dört aylık bir seçim kampanyasının ardındn UP, %9 oy alır. Böylece 15 Kongre Üyesi, 18 Milletvekili, 23 Belediye başkanı ile ülkenin en büyük üçüncü partisi konumuna gelir. UP’nin başarısı, o güne kadar Liberaller ve Muhafazakarlar arasında kurulan iki partili statükoyu da sarsar. Kolombiyalılar için üçüncü bir alternatifin varlığı sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde net bir şekilde ortaya çıkar. UP’nin adayı Jaime Pardo Leal oyların %10’unu alır. Bu, Kolombiya’da bağımsız bir partinin aldığı en yüksek oydur.
‘Barışın gölgesine saklanan düşmanlar’
Fakat en UP’nin en yükseğe ulaştığı an, sonun başlangıcını işaret eder. Hükümetin süreçten sorumlu yetkilisi eski bakan Otto Morales Benítez, beklenmedik bir şekilde görevinden istifa eder. Benítez “Kolombiya'da barışın gölgesinde gizlenen düşmanlar var” ifadelerini kullanır. İstifasından yaklaşık otuz yıl sonra, öldüğü güne kadar bu düşmanların kimliklerini açıklamaz.
UP’nin kuruluşu her ne kadar etkileyici olsa da ciddi bir çelişkiye yaslanır. Ateşkese rağmen FARC, henüz silahlarını teslim etmediği için kimileri partiyi ‘samimiyetsizlikle’ suçlar. Örgütün silah bırakma sürecini ertelemesi ise ordu tarafından yapılan sürekli kışkırtmalardır. Bu durum, Bogota’daki sivil hükümetin ülke genelindeki askeri birlikler üzerinde tam olarak kontrolü olmadığını ortaya koyar.
Paradoksal bir şekilde Leal seçim başarısını kutlarken UP’nin 300’ü aşkın militanı suikasta uğramıştır. Parti daha sonra FARC ile yaşadığı görüş ayrılıklarının ardından başkalaşıp örgütle arasına mesafe koymaya çalışsa suikast dalgasını engelleyemez. Yeni başkan seçilen liberal Virgilio Barco Vargas, Uribe Analşmasının zatıfladığını fark eder fakat suikastların artışıyla ipler kopma noktasına gelir. FARC ile UP arasındaki ayrılıkla birlikte ateşkes de 1987 yılında bozulur.
Militanlara yönelik saldırıları seçilmişler izler. UP’nin parlamenterleri, başkanları, senatörleri teker teker suikasta uğrar. Leal 1987 yılında, UP’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayı Bernardo Jaramillo Ossa ise 1990 yılında öldürülür. Toplam 9 Kongre Üyes, 70 Meclis Üyesi ve yüzlerce belediye başkanı, sendika lideri, öğrenci, köylü, sanatçı, mahalle temsilcisi... hepsi 2000’lerin başına kadar devam edecek şiddet dalgasına kurban gider.
Toplam 6 bin 200 civarı kişinin etkilendiği bu saldırılar Kolombiya tarihine ‘siyasi soykırım’ olarak geçer. Akan kan sadece UP’nin siyaset sahnesindeki gücünü etkilemez, suikastlar aynı zamanda toplumda barışa olan inancı ciddi bir şekilde sorgulatır. Devlet, yüzlerce şikayete ve uyarıya rağmen göz göre göre akan kanı engellemez ya da engelleyemez.
Tekrar eden trajedi
UP suikastları hakkında hak arama mücadelesi bugün hâlâ sürüyor. Saldırıya uğrayanlar ve yakınları çeşitli biçimlerde adalet aramaya devam ediyor.
FARC ile barış anlaşması imzalayan liberal Eski Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, 2016 yılında yaptığı açıklamada UP’nin başına gelenlere değinerek ‘böylesi bir trajedinin bir daha asl yaşanmaması gerektiğini’ söyler. Gelgelelim böylesi bir trajedi tam da Santos’un yaptığı barışın ardından yaşanır.
Özellikle kendinden sonra iktidara gelen muhafazakar İvan Duque yönetiminde silah bırakıp siyasi partiye dönüşen eski FARC gerillaların yönelik korkunç bir saldırı başlar. Suikastlarda yüzlerce insan yaşamını yitirirken ‘barışa ihanet edildiğini’ düşünen kimi FARC komutanları yeniden silaha sarılır.
Bu sebeple UP örneği, barışın ne kadar kırılgan ve tehditlere açık bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor. Anlaşılan o ki ‘barışın gölgesine gizlenen düşmanların’ bir yere ayrılmamış.
UP deneyimi sadece barış süreçlerinin toplumsal uzlaşı ve adalet mekanizmalarıyla da desteklenmesi gerektiğini göstermiyor; aynı zamanda Kolombiya gibi ülkelerde devletin kapsamı dışında kalan kesimlerinin özerk davranabileceğini, hükümetin istese dahi bunlara söz geçiremeyebileceğini açık bir şekilde gösteriyor.
M-19 örneği bize kan aksa dahi barışın subjektif yorumlarla ‘başarılı’ ya da ‘başarısız’ olarak nitelendirilebileceğini gösteriyordu. UP’ye baktığımızdaysa daha farklı açıdan riskleri gözlemliyoruz.
Puslu bir barış süreci gündeminde böylesi deneyimler, belki bir çırpıda okuduklarımızı anlamamızı sağlamaz. Ancak şüphesiz zihnimizi berraklaştıracaktır. Bu sebeple Kolombiya’daki ve diğer ülkelerdeki barış süreçlerini daha fazla incelemek gerekiyor.
(KA/EMK)
Kaynaklar ve daha detaylı bilgilerin yer aldığı adresler
Kolombiya'nın barış süreçlerine dair daha fazla bilgi arayanlar, YouTube'da yayınlanan Kolombiya'da Barış Süreçleri serisine göz atabilir: https://youtu.be/ONpV3YJPJQA?si=wCC5sjuzwxAhsT7z s
1- https://corporacionreiniciar.org/caso-up/historia-up/
3- https://colombiaplural.com/la-up-historia-del-fracaso-mas-sangriento-colombia/
5- https://mundoobrero.es/2024/08/30/camina-la-justicia-para-las-victimas-de-la-union-patriotica/
[1]https://bianet.org/haber/eln-lideri-garcia-hukumetin-baris-iradesi-dedigi-teslimiyettir-304024
[2]https://bianet.org/yazi/silahtan-sandiga-kolombiya-da-m-19-un-barisi-305236
Silahtan sandığa : Kolombiya'da M-19'un barışı

Gaspın meclisi: Knesset’in temelindeki Arap köyü

Filistin direnişine silah taşıyan bir Başpiskopos: Hilarion Kapuçi

Kızıl Woodstock: Doğu Berlin 1973

ELN lideri García: Hükümetin ‘barış iradesi’ dediği teslimiyettir
