- Haram çünkü içinde bir bardak şarap vardı. Şarap da şeriata göre haramdır.
- Helal çünkü şarap pişince nitelik değiştirir, alkol sayılmaz.
- Haram, çünkü bakan bu risotto’yu beytül mal’dan yedi. Kendi cebinden değil.
- Helal, Türkiye din devleti olmadığı için, risotto’nun parasının bakan beyin cebinden çıkmaması, beytül mal’a el uzatmak sayılmaz.
Olaylar anlatanlara göre şöyle gelişmiş:
Bakan bey, Muğla valisi’ne telefon etmiş.
- Bize haram yiyeceğimiz bir otel ayarla, demiş.
Tabii böyle dememiş. Ya ne demiş?
- Biz toplantı bahanesi ile Bodrum’a devlet kesesinden gelip, yiyip içip keyfimize bakacağız, demiş.
Şaka şaka, Bakan bey öyle der mi? Olsa olsa şöyle demiştir:
- Devletimizi ilgilendiren çok önemli konuları etüd etmeyi, bu yaz sıcağında bile, elhamdülillah sürdürüyoruz. Bu çook önemli konuların görüşülmesi sırasında Muğla ilimizin Bodrum kazasının da incelenerek, oraya götürülecek hizmetler konusunu deruhte etmek uygun mütalaa edilmiş olup, Ankara’dan gelecek zevatın esaslı biçimde ağırlanması için zatınızın görevlendirilmesi uygun görülmüştür.
Vali bey, bakan beyden gelen bu emir üzerine, devlet erkanının hep birlikte (haram) yemek yiyecekleri bir otel/restoran ayarlamış. Neden (haram) yemek yiyeceklermiş hep birlikte? İçki mi içecekler? Aslaaaaa… Ya ne?
Devlet işini görüyoruz bahanesi ile devlet parası ile Bodrum’a gidip, orada devlet parası ile yiyip içeceklermiş. (İçecekler derken yani şerbet ve kola içecekler)
Eh Muğla valisi, Ankara’nın muhterem zevatının, Bordum geceleri ile ilgili TV kanallarındaki cıbıl şovları dehşetli merak ettiğinin bilincinde olarak, yılların verdiği bürokrat alışkanlığı ile gerekli işlemleri yapıp, otelleri ayarlamış, yemekleri sipariş etmiş.
Hepsi güzel hoş ama bakan beyin Bodrum’a gelmekle, şeriat alışkanlıklarından vazgeçmediğini sıkı bir atraksiyon ile çevresindeki zevata ifade etmesi de çoook akıllıca bir davranıştır ki, sakın ola Bodrum’a cıbıl şov seyretmeye geldi diye düşünmesinler.
İşte bu yüksek akıllar da devreye girince (Neee!!!!!! Risotto’nun içinde yarım bardak şarap mı var? Siz bana haram yedirdiniz) diye sıkı bir fırça ve bu bahane ile vali beyi de merkez valiliğine at(a)ması gerçekleşivermiş.
Bakan bey, devlet parasından Bodrum sefası yaparken ve devlet kesesinden risotto yerken haram olmuyor da, neden içinde yarım bardak şarap olunca haram oluyor? Merak etmiyor mu acaba?
Şeriata göre hareket ettiklerini iddia ederek ortalıkta dolananların yaptıkları da bir tuhaf.
Hırsızlık, yolsuzluk, devlet malına el atma, rüşvet, Ali Dibo’lar yaratma, devlet malını tokatlama gibi işlerde haram filan dinlemiyorlar.
Haram sadece içkide ve kadının saçının telinde... Yani kadının kafası paket edilecek, içki de içilmeyecek... Bu ikisini yaptın mı cennetin kapıları ardına kadar açılıyor.
Peki öbür haramlar? Onlar başka bir kitapta mı yazıyor?
Şu ünlü (devlet malı deniz yemeyen domuz) sözü ile ilgili biraz araştırma yapınca karşıma şöyle bir hadis-i şerif çıktı:
“Bir gün Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda böğürmesi olan bir deve olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda kişneyişi olan bir at olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda meleyişi olan bir koyun olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda çığlığı olan bir kimse olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda dalgalanan elbiseler olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.
Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda altın, gümüş olduğu halde gelerek ‘Yâ Resulellah! Beni kurtar!’ derken, kendimi de ‘Senin için hiç bir şeye mâlik değilim, ben sana tebliğ ettim.’ diye cevap verirken bulmayayım.”
Bunları okuyunca beni aldı mı bir düşünce?
Kıyamet günü birileri de boynunda bir tabak risotto ile gelirse ne olacak? Acaba bu risotto devletin malını çarçur ettikler için mi, yoksa pirincine yarım bardak şarap karıştığı için mi boyna asılmış olacak? Ne dersiniz?(FÖ/EÜ)
* İçişleri Bakanı Osman Güneş'in, yediği risottonun şaraplı olduğunu öğrenmesinin ardından Vali Mustafa Temel Koçaklar'ı Muğla Valiliği'nden merkez valiliğine çektiği iddiaları bir süredir gazetelerde yer alıyor. İlgili habere ulaşmak için buraya tıklayın.