Haber'de “Van 1.inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan bir davada Naile Erdaş’ın ağabeyi, annesi, babası, amcası ve dayısı ömür boyu, diğer dayısı da 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığı yer alıyordu.
Naile Erdaş kim mi?
Tarih: 21 Ekim 2006. Yer: Van – Başkale. Tecavüz sonucu doğum yapan 16 yaşındaki kız kardeşi Naile Erdaş’ı ağabeyi Bahri Erdaş, sokak ortasında tabancayla öldürüp, kaçmıştı.
Haberin detayları şöyleydi. 16 yaşındaki kızları Naile’nin tecavüze uğrayıp, hamile kaldığından ailesinin haber yok. Başı ağrıyan Naile’yi abisi Başkale Devlet Hastanesine götürdüğünde olay ortaya çıkıyor. Aile doktorlara “Olayı saklayın. Doğum sonrası kardeşimizi ve bebeği bize teslim edin” diyor.
Doktorlar ise hamile küçük kızı hastanede alıkoyuyor, durumu da Başkale Emniyet Müdürlüğü ile Cumhuriyet Savcılığı’na bildiriyor.
Naile dört gün sonra oğlunu doğurduğunda Savcı, baba ile durum değerlendirmesi yapıyor.
Baba “O benim canım, ben onu korurum, ona kimse dokunamaz. Kızıma hiçbir şey yaptırmam. Kızımı bana teslim edin” deyince savcı polise “Kızı babasına teslim edin” talimatı veriyor.
Kızıyla birlikte eve giden ve akrabalarından “Bu kız namusumuzu kirletti. Öldürülmeli.” tepkisi alan baba “O benim kızım.
Yaşayacak'' diye diretse(!) de aile meclisi “Öldürülmeli.” kararı alıyor.
Töre gereği lanetli olarak görülen Naile’nin babasının evi taşlanıyor.
Ağabeyi geceleyin kardeşi Naile’ye ‘Seni gezmeye götüreceğim" deyince annesi “Hadi kızım gidin” diyor. Evden çıktıklarında ağabey Naile’yi sokak ortasında tabancayla vurup, öldürüyor.
Üzerinden kendisini öldüren ağabeyi ile babasının fotoğrafları çıkan Naile’nin cenazesini belediye kaldırıyor. Bebek koruma altına alınıp, SHÇEK’e veriliyor. Dava açılıyor.
Naile bu ülkede töre illeti yüzünden öldürülen ilk Naile değilse de; ölümünü önleyemediğimiz Naile, başka Naile’lerin ölümünü –dilerim -engelleyecek bir sonuca yol açtı.
Nasıl mı?Naile’ye ilişkin soruşturmayı yürüten savcı hazırladığı iddianame ile infazın "aile meclisi kararı ile" işlendiğine kanaat getirerek, cinayeti işleyen ağabeyin `ağırlaştırılmış ömür boyu hapis'le yargılanmasını, baba ve annenin ‘cinayete azmettirmek'ten ağırlaştırılmış ömür boyu, amca ve dayılarının `cinayete yardım'dan ömür boyu hapis cezası ile yargılanmasını istemişti.
Van 1.inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2.5 yıldır süren davanın son duruşmasında mahkeme heyeti, ağabeyi `töre saiki ile adam öldürmek'ten, baba, anne, amca ve dayıyı `töre saiki ile adam öldürmeye azmettirmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına, diğer dayıyı hafifletici sebeplerle 16 yıl 8 ay hapis cezası vermiş.
Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası alanların duruşmalardaki iyi hallerini göz önüne alan mahkeme heyeti cezayı ömür boyu hapse çevirmiş.
Haberin devamında Van Kadın Derneği (VAKAD) Başkan Yardımcısı Zelal Özgökçe “Ailenin tümünün bu şekilde ceza almasının caydırıcı niteliği var. ‘Aile meclisi’ kararı olduğunda herkesin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacağı ve hayatını cezaevinde geçireceğini bilmesi çok olumlu. Daha önce ki TCK'de `namusumu temizledim' dendiğinde indirim yapılıyordu. Şimdi faydası yok “ diyor ve ardından ekliyor.
“Mahkeme kararı, bir kadının öldürülmesi kararını alacakların böylesi bir cezayı alabileceğini bilmesi açısından caydırıcı. Kararın kadınlara da yararı var. Başımıza öyle bir şey geleceğini hissettiğimizde sadece ihbar etmek bile hayatımızı kurtaracak. Karar hayat kurtarıcı. Sadece işleyen değil, bu kararı alacak kişilerin de yargılanacağı düşüncesi yayılırsa sorun çözülür. Mahkeme heyetini destekleyip, tebrik ve teşekkür ediyorum.”
Özgökçe’’ye katılmamak mümkün mü?
Bu kararı alan Mahkeme Heyetini kutlamak ve teşekkür etmek benimde boynumun borcu.
Ben (ve benim gibiler) artık töre illeti adına baba, anne, kardeş, amca, dayı, kuzen-yeğen, aşiret üyelerinin aldığı karar sonucu öldürülen Naile’nin, Nailelerin utancını taşımak istemiyor.
Ben (ve benim gibiler) artık ‘Töre saiki ile’ kimsenin öldürülmesini istemiyor.
Ben (ve benim gibiler) ‘töre saiki ile’ aile boyu şiddet uygulayıp çocuk/kadın öldürenlerin de bu mahkeme kararında olduğu gibi cezalandırılmasını istiyor.
Ben (ve benim gibiler) bu kararın ‘Töre saiki ile’ cinayet işleyecek olanları caydıracağına, benzer davalara bakan diğer mahkemelerin alacağı kararlara da yol gösterici olacağına inanmak istiyor.
Ben (ve benim gibiler) şiddetin her türünün ortadan kalkmasında öncelikle aile içi şiddetin sonlandırılması gerektiğine inandığımdan bu kararı çok önemsediğimi bir kez daha belirtmek istiyorum. (ŞD/EZÖ)
*Şadiye Dönümcü. Sosyal Hizmet Uzmanı ve Aile İçi Şiddete Son Kampanyası Eğitimcisi ve Gönüllüsü.