Van Kadın Derneği (VAKAD) çalışanı Zelal Özgökçe, Van’ın Başkale ilçesinde tecavüz sonucu hamile kaldığı için öldürülen 16 yaşındaki Naile Erdaş’ın ölüm emrini veren beş aile üyesinin müebbet hapis cezasına çarptırılması kararını "Sevindirici bir emsal karar" diye yorumladı.
"İlk kez böyle bir karar veriliyor. Aile meclisinin aldığı ölüm kararını bir kişi uyguluyor, aile ona hapishanede bakıyor, böylelikle 'namus da temizlenmiş' oluyordu. Bu kararla birden fazla kişinin mağduriyeti söz konusu ve caydırıcılığı olacaktır."
Erdaş, 2006'nın kasım ayında tecavüz nedeniyle hamile kalıp doğum yaptıktan sonra ailesine teslim edilmiş ve töre bahanesiyle öldürülmüştü.
Van’da görülen dava, yaklaşık iki buçuk yıl sonra karara bağlandı. Mahkeme, Erdaş’ı öldüren ağabeyi Kemal Erdaş’a “töre saikiyle insan öldürmekten”, baba Mehmet Erdaş, anne Sitti Erdaş, amca Ekrem Erdaş ve dayı Sabri Erdaş’ı da “azmettirmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Ceza sanıkların iyi hali nedeniyle müebbet hapse çevrildi, sanıklar kararı temyiz edeceklerini açıkladı.
"'Ailemiz perişan oldu' dedirtiyorsa, iyi bir karar verilmiş"
Özgökçe, bölgede töre/namus cinayetlerinin hâlâ sorun teşkil ettiğini söyleyip Erdaş davasında verilen kararın diğer davalarda da alınması gerektiğine işaret etti.
"VAKAD olarak cezaevinde tutuklu ve çalışanlar için kadına yönelik şiddet eğitimi verdik. Erdaş'ın ailesi de o cezaevinde tutuklu bulunuyordu. Eğitime katılmadıkları gibi bize çok büyük tepki gösterdiler. 'Sizin yüzünüzden ailenin tüm üyeleri mağdur oldu. Perişan olduk' dediler. Demek ki mahkemenin hepsine müebbet hapis cezası vermesi iyi bir şey."
"Erdaş'ı teslim eden yetkililer de sorumlu"
Erdaş hakkında ölüm emri veren ailenin dışında doğumunun ardından onu ailesine teslim eden yetkililerin ihmali olup olmadığına dair başlatılan soruşturmayı da sorduğumuz Özgökçe "Henüz bize yansıyan bir sonuç yok, ancak tabii ki yetkililer de Erdaş'ın öldürülmesinden sorumludur" dedi.
"Özellikle yetkililerin çok daha titiz davranması gerekir. Hele de mağdur 18 yaşından küçükse asla yaşamı riske atılamaz. Koruma altına alınması kaçınılmaz bir uygulama olarak görülmelidir. Reşit olduktan sonra birey kendi kararıyla ailesine dönebilir ancak."
Özgökçe yakın zamanda 14 yaşında hamile kalan kız çocuğunun yine yetkililerce ailesine geri verildikten sonra 'ölü bulunması' hakkında SHÇEK için savcılığın soruşturma başlatmasını sağladıklarını aktardı.
"Mahkeme heyetlerinin bunu da düşünmesi gerekiyor. Ailede ölüm emrini uygulayanın değil kararı alan herkesin ceza alması olumlu. Ancak yaşam hakkı için, önce bireyin korunması için tedbir alınması gerekir." (EZÖ/TK)