Anayasa Mahkemesi Genel Kurul’u Abdullah Öcalan’ın “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” adlı kitabına el konulması ve toplatılmasından dolayı ifade özgürlüğünün ihlal edildiği hakkında çok önemli bir karar vermişti (25.06.2014 tarihli ve B.No:2013/409).
İfade özgürlüğünün sağlanması için insanların görüş edinme hakkının korunması gerektiğini belirten bu kararından sonra AYM; ikinci bir kararında “Anayasanın 26. maddesinde güvence altına alınan bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün” ilk kararına yaptığı atıfla ihlal edildiğine yeniden karar verdi (8.4.2015 tarih B.No: 2013/3614).
İlk karar A. Öcalan’ın kitabı ile ilgili… İkinci karar, bu kitaptaki Öcalan yazılarının yayınlandığı Azadiya Welat gazetesinin hükümlüye verilmemesi hakkında…
Birinci karar…
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı A. Öcalan’ın “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” isimli kitapta PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı iddiasıyla, yayın koordinatörü, editörü ve kitabı yayına hazırlayan kişi hakkında soruşturma başlatmıştı.
İstanbul 2 No.lu Hâkimliği, 21.09.2012 tarih ve 2012/156 sayılı kararıyla Basın Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca kitabın toplatılmasına karar vermişti. Örneğin bir aramada ele geçen 632 adet kitap imha edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkisizlik kararı verdi.
Dosyanın gönderildiği Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 19.03.2013 tarihli ve 2013/728 Sor. sayılı kararı ile Basın Kanun’un 26. maddesi uyarınca basın yoluyla işlenen suçlarda 6 aylık dava açma süresi geçtiğinden kitabın yayın koordinatörü, editörü ve kitabı yayına hazırlayan şüpheliler hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Takipsizlik kararından sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. AYM Genel Kurulu 25.06.2014 tarihli (B.No. 2013/409) kararıyla başvurucu Abdullah Öcalan’ın kitabı hakkında mahkemece el koyma ve toplatma kararı verilmesini Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti.
Böylece AYM, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve özellikle “görüş edinme/görüş sahibi olma” hakkının korunması gerektiğini bu kararında bir kere daha tekrarladı. Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü hakkındaki sınırlandırmaların Anayasa’nın 13., 26. ve 28. maddelerinde yazılı ölçütlerine uygun yapılması gerektiğinin altını çizerek kararını gerekçelendirmişti (BİAnet. F.İlkiz 07.07.2014).
AYM’nin bu ihlal kararından sonra Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kitap hakkındaki toplatma ve el koyma kararının kaldırılmasına karar verildi (2.9.2014 tarih ve 2014/467 D. İş).
İkinci karar…
AYM Genel Kurulu, 8.4.2015 tarihli (B. No: 2013/3614) kararıyla hükümlü Kamuran Reşit Bekir’in kendisine gönderilen Azadiya Welat Gazetesinin bazı sayfalarının ceza infaz kurumu tarafından çıkartılmasını başvurucunun gazeteye erişiminin engellenmesi olarak gördü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü başvurucuya gelen Azadiya Welat Gazetesi’nin 12.11.2012 tarihli sayısındaki “manifestoya şoreşe” başlıklı yazıda, Abdullah Öcalan'ın demokratik toplum manifestosu adı altında beş ciltten oluşan bir savunma hazırladığı, her hafta “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” isimli beşinci ciltten bir bölümün köşe yazısı olarak yayınlanacağı duyurulmuştur.
Gazetenin 85. nüshasında Abdullah Öcalan’ın anılan kitabının bazı bölümleri Kürtçe olarak yayınlanmıştır. Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Öcalan’ın bu kitabına Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin kararı ile el konulmasına ve toplatılmasına karar verildiğinden gazetenin her nüshası için ayrı ayrı, yasaklanmış yayından alınan Öcalan yazılarının yer aldığı sayfaların çıkartılmasından sonra talep edilmesi halinde başvurucuya verilmesine karar vermiştir.
Başvurucu İnfaz Hakimliğine itiraz etmiş ama itirazı reddedilmiştir. Başvurucu, kendisine gönderilen Azadiya Welat gazetesinin bazı sayfalarının çıkartılarak gazeteye erişiminin engellendiğini ve bu nedenle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Somut olayda başvurucunun abonesi olduğu gazeteye ulaşamamasının esas olarak Eğitim Kurulu ve İnfaz Hâkimliği ile Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin “yasaklama” kararları olduğunu kabul eden AYM; bu kararları birlikte ve bir bütün olarak değerlendirmeye karar vermiştir.
AYM, Eğitim Kurulu ve Sincan İnfaz Hâkimliğinin kararlarında, gazetenin yasaklanan kitabın bazı bölümleri içeren sayfalarının çıkartılmasına karar verilirken ortaya konulan tek gerekçenin çıkartılan bölümlere dair Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin toplatma kararı olduğunu tespit etmiştir.
Bu kapsamda AYM; Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin anılan toplatma kararına konu olan A.Öcalan’ın “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” adlı kitabına ilişkin olarak daha önce AYM Genel Kurulu’nun 25.6.2014 tarihli kararında değerlendirme yapıldığını ve Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verildiğini hatırlatmıştır.
Kararda, ayrıca bu ihlal kararından sonra Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin yasaklama kararının Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25.06.2014 tarihli AYM’nin ihlal kararını gerekçe göstererek kitaba ilişkin toplatma ve el koyma kararının kaldırdığını ifade etmiştir.
Sonuç olarak mahkeme, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun 25.6.2014 tarihli kararı ile Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin kitapla ilgili el koyma ve toplatma kararının kaldırıldığına dair kararına dikkat çekerek başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplumda gerekli ve ölçülü olmadığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin kararında çok sık tekrarlanıyor. Yasak yayın… Yasaklanmış yayın, mahkemelerce yasaklanmış yayın…
Yasaklanmış yayın ne demektir? Hangi yayınların “yasak yayın” olduğunu İçişleri Bakanlığı mı yoksa Emniyet Genel Müdürlüğü mü biliyor? Adalet Bakanlığı mı, Kültür Bakanlığı mı, Devlet Kütüphaneleri mi? Kim biliyor? Bu konuda kanun bile çıkarıldı. Sonra ne oldu? Eskiden yasak olan yayınların bir kısmı artık yasak yayın değil (mi)!?
Kim biliyorsa; açıklasın! Hepimiz “mahkemelerce yasaklanmış” yayınları öğrenmiş oluruz!
İkinci davayla ilgili olarak kitaplarda “sürekli olarak KCK/PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığının, terör örgütünden ve terör örgütü mensuplarının yaptığı eylemlerden övgüyle bahsedildiğinin, KCK/PKK terör örgütünün bundan sonra izleyeceği yolun nasıl olması gerektiğinin belirtildiği ve bu bağlamda kitapların” Terörle Mücadele Kanunun madde 7’ye aykırı olduğu gerekçesiyle el koyma, toplatma ve müsadere kararları verilmiş.
Kitapların akıbeti hakkında AYM kararında şunlar yazılı: “18. Hakimlik, 30.11.2012 tarihli ve 2012/290 Değişik İş sayılı kararı ile kitapların müsaderesine karar vermiştir. Kitaplar 11.3.2014 tarihinde yakılarak imha edilmiştir.”
Türkiye’de mahkeme kararlarıyla yayınlar yasaklanıyor ve adı “yasak yayın” oluyor ve yine mahkeme kararlarıyla müsaderesine karar verilen kitaplar “yakılarak” imha ediliyor.
Yıl 2014, kitaplar yakılmış! Mahkeme kararı bile olsa ve bu karara uyarak dahi olsa; müsadere amacıyla kitap yakmak alışkanlığı kimlerden miras kaldı acaba? (Fİ/YY)