Esat Canan, Hakkari'de yalnızca Derecik Taburu'nun arazisinde değil, Yüksekova Taburu'nun arazisinde de kayıpların gömülü olabileceğini söylüyor.
90'lardaki Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)-Doğru Yol Partisi (DYP) koalisyonu hükümetteyken, Canan da SHP Hakkari Milletvekili olarak Meclis'teydi. Canan, "70 yaşındaki Şemsettin Yurtseven ve iki arkadaşı Alyuva köyünden, Yüksekova Taburu'na bağlı askerler tarafından alınıyorlar. Bir daha da kimse onlardan haber alamıyor. İddialara göre, Yüksekova Taburu arazisinde gömülü olabilirler. O dönemde tabur komutanı Mehmet Emin Yurdakul'du" diyor.
Şemdinli savcılığı, ilçedeki Derecik Taburu arazisinde, 1994'te öldürüldüğü ve tabur arazisine gömüldüğü öne sürülen 12 korucu ve iki köylünün cesetlerine ulaşmak için kazıları bu sabah başlattı.
"Çiller gündeme gelmesini istemedi, Demirel umursamadı"
Canan, 90'ların ilk yarısında faili meçhul cinayetleri sık sık gündeme getirdiğini, ancak Başbakan Tansu Çiller'in bunun gündeme gelmesini istemediğini, daha sonra konuştuğu dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de "Devlet memurunu, vatandaşını öldürmez" diyerek "bildik tavrını sergilediğini" söylüyor ve ekliyor:
"Aslında bunlar yargı açısından faili meçhul. Ama halk failleri biliyor. Oradaki devlet görevlileri yaptı bunu. O dönemde, vatandaşı 'devletten yana' ve 'devletten yana olmayan'' diye ayırıp da yaptılar bunu."
"Başbakanın da bilgisi vardı"
"Namık Erdoğan, Sağlık Bakanlığı'nın lokalinden alınıp götürüldü. Altındağ Nüfus Müdürü Necip Baskın götürüldü; cesedini ben Haymana yolunda buldum. İkisi de Hakkariliydi; Kürt'tü. O dönemde İstanbul'da da birçok Kürt iş insanı öldürüldü.
"Bu işler Ankara'dan kaynaklanıyordu. Birkaç kişinin kendi başına işlediği cinayetler olması mümkün değil. 'PKK'yle mücadele' diye yapılıyordu bu işler. Zaten PKK'nin bu kadar büyümesinin temelinde, o dönemin yanlış politikaları yatar.
"Soruşturmaların yukarıya çıkması, gidebildiği yere kadar gitmesi gerek. O döneme dair geniş bir soruşturma yapılırsa, bu organizasyonun siyasi ayağı da ortaya çıkar. Çünkü sadece askerlerden oluşmuyor. Bunlar, başbakan dahil, birçok siyasetçinin ve üst düzey bürokratın bilgileri dahilinde gerçekleşti."
"Kazılar ve soruşturmalar olumlu"
Canan kayıpların bulunması için yürütülen kazı ve soruşturmaları olumlu değerlendiriyor: "Aradan zaman geçti, ama en azından kayıpların ailelerinin yeniden devlete güven kazanabilmesi, geleceğine güvenle bakabilmesi için o dönemin sorgulanması, o dönemle yüzleşilmesi gerekiyor. Bu Türkiye'ye çok şey kazandıracaktır. Çünkü hukuk dışı eylemler bizat devlet tarafından yürütülüyordu. Şimdi devlet-vatandaş ilişkisini yeniden kurmak gerek." (TK)